Çadırkent değil, Kobani’yi istiyorlar

IŞİD’in saldırıları sonrası Suruç’a sığınan Suriyeli Kürtler, çadırkent ve kamplar dışında, boş dükkan ve inşaatlarda kalıyor. Aileler, Kobani’ye dönmek istediğini belirterek, “Nasılsa savaş bitecek biz memleketimize geri döneceğiz” diyorlar.

Çadırkent değil, Kobani’yi istiyorlar
 IŞİD'in Suriye'nun kuzeyindeki Kürt kenti Kobani'ye saldırması üzerine 200 bine yakın Kürt Türkiye'ye sığındı. Bunlardan 5 bin kadarı Irak'ın Kürt bölgesine gitse de, büyük çoğunluk Türkiye'de. Sığınmacılar AFAD'ın ve belediyelerin hazırladığı kamp ve çadırkentlerde kalsa da, boş inşaatlarla, dükkan ve depolarda yaşamaya çalışanlar da var. 

Al Jazeera Türk, bu ailelerle görüştü, yaşadıkları ortamı gözlemledi, hayata tutunmak için verdikleri mücadeleye tanık oldu. Beton üzerine serilen kilimlerin üzerinde yatıyorlar. Birkaç battaniye ve yorgan göze çarpıyor. Mutfakları yok. Kaldıkları yerin bir bölümünde bir iki tüp, bir kapkacak göze çarpıyor. Hava gittikçe soğuyor. İçeri girdiğimizde, battaniyeye sarılı olduklarını görüyoruz. Hepsi de halinden şikayetçi. Ama hiçbiri kamp ya da çadırkente gitmeyi düşünmüyor. Onların tek isteği, Kobani’nin IŞİD’den temizlenmesiyle bir an önce kendi evlerine dönebilmek. Bunun da uzun sürmeyeceğini düşünüyorlar, kısa süre sonra dönme umutlarını dile getiriyorlar.

Evime dönmek istiyorum

Bu umudu taşıyanlardan biri 10 gün önce Kobani’den gelen Hamude Berazi. Kobani'ye dönmek istediğini söyleyen Berazi, “Yüz yıl da geçse buradaki yaşantımız değişmeyecek. Biz burada yaşamak istemiyoruz. Kobani’ye dönmek istiyoruz” diyor.  

‘Nasılsa savaş bitecek ve biz...’

Bu sırada Mahmut Salim araya giriyor. O da Kobani’den son gelenlerden. İlk geldiklerinde çadırkentte kalmak için başvurduklarını ama son iki gündür bunu artık istemediklerini söylüyor.

Nedenini sorduğumuzda, “Burada yaşamak bizim için daha iyi. Nasıl olsa savaş bitecek ve biz evimize döneceğiz. Evlerimiz yıkılmış olsa bile, gidip kendi memleketimizde bir çadır bulup yaşayacağız. Bize burada çadır vereceklerine silah versinler, gidip savaşalım. Burada yaşamak istemiyoruz” ifadelerini kullanıyor.

Arife Selim de boş inşaatta yaşıyor. Dört çocuk annesi. Yedi gün sınırda beklediklerini ama IŞİD köylerinden çekilmeyince Suruç’a geldiklerini hatırlatıyor. Selim, inşaatta kalmanın zorluklarını şu sözlerle dile getiriyor:

“Kapısı yok, su yok, ekmek yok. Çocuklarımızın ayakkabıları yok. Çay yapacak bir tüpümüz bile yok.” 

Araya Semira Selim giriyor. 3 çocuk annesi Semira Selim de 10 gün önce Suruç’a gelenlerden: “Daha kış gelmeden havalar soğudu. Çocuklarımız üşüyor. Umudumuz, kış gelmeden, havalar daha da soğumadan kendi memleketimize dönebilmek.”

‘Kobani’ye dönme umudumuz var’

Muhammet Remo. Ailesiyle birlikte ilçenin girişindeki boş depoda kalıyor. Remo, “Bizim Kobani’ye dönme umudumuz var. Bu yüzden çadırkentte gitmek istemiyoruz” diyor.

Ailesiyle birlikte boş dükkanda yaşayan Ahmet Salık da farklı düşünmüyor: “Biz Kobani’ye dönme umudunu taşıyoruz. Çadır istemiyoruz. Çocuklarımız bu yağmurda çadırda hastalanırlar.”

Esmo Musto, yedi çocuk annesi. Dokuz ailenin birlikte yaşadığı boş bir depoda kalıyorlar: Musto ise, “Çadırkente başvurmadık. Buradaki yaşantımız çadırkente göre daha iyi. Çadırkentte yaşamın daha zor olduğunu duyuyoruz. Hem biz burada ebediyete kadar yaşamayacağız ki. Savaş bitince memleketimize döneceğiz” diyor.

kamp 5 çadırkent var

Al Jazeera Türk’ün bilgi aldığı AFAD Genel Merkezi Basın Sözcüsü Doğan Eşkinat, AFAD’ın ilçede iki büyük kampı olduğunu, iki gün önce de burada ek çadırlar kurduklarını söylüyor. Eşkinat, ihtiyaç dahilinde yeni çadır kurmak için değerlendirmeler yaptıklarını belirterek, “Günde 60 bin kişiye üç öğün sıcak yemek dağıtıyoruz. 40 binin üzerinde çocuk aşılandı, kızamık ve çocuk felci aşıları yapıldı” diyor. 

Suruç Belediyesi Basın Müdürü Mehmet Şakir ise, ilçede beş çadırkent kurduklarını hatırlatarak “Yeni bir çadırkent daha kuruyoruz” diyor. /Al Jazeera

Güncelleme Tarihi: 18 Ekim 2014, 11:24
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER