Kadınlar, nereye adım attıysa önlerine feodal yapı çıktı. Ses çıkaran ve ilçede gezen kadınlar "tehlikeli" olarak adlandırılsa da BDP'li kadınlar, partideki çalışma arkadaşlarının dahi kimi zaman çıkardığı birçok engeli aşarak yoluna devam ediyor. Kadınlar için sığınacak bir liman haline geldiklerini belirten BDP'li kadınlar, "Bizler burada ne yapmak istesek, erkekler önümüze engel oluyorlar" dedi.
Ağalık sisteminin hakim olduğu Van'ın Başkale ilçesinde faaliyet yürüten kadınlar, ilçede çalışmalarda bulunurken birçok zorlukla karşı karşıya kalıyor. BDP Başkale Belediye meclis üyeleri Eylem Açıkalın ve Şengül Polat ile BDP eski İlçe Eş Başkanı Canan Güler, ilçede yaşadıklarını DİHA'ya anlattı. 10 yıldır kadın mücadelesi içinde yer alan Eylem Açıkalın, dışarıda erkeklerle ortak çalışma yürütmenin ilk başlarda ailesini etkilediğini söyledi. Açıkalın, "Kadınlar kendi öz kimlikleri ile var olurlar. Ama bizde farklıdır. Bu bizim için ciddi bir sorun oluyordu. İlk başta aileden mücadeleye başladım. Bunun zorluğunu çok yaşadım. İlçenin feodal yapısının baskısı, kadın üzerinde ciddi bir psikolojik etki yaratıyor. Bunun için her şeyden önce kadının iradeli ve kararlı olması gerekiyor" dedi. Kadının erkeğin isteğine göre şekillendiğini belirten Açıkalın, "Erkeğin isteklerine göre adım atan kadın, 'İyi kadın, edepli kadın', erkeğin iradesini yok sayıp kendi öz iradesini esas alan kadın, 'Tehlikeli kadın, kötü kadın' olarak tabir ediliyor. İlçede özgür kimliği ile mücadele eden bir kadın, erkekler için her zaman tehlike yaratıyor" dedi.
'Kadın tek başına bir ulustur'
Beraber çalıştıkları erkeklerin de kendilerine sorun yarattıklarını ifade eden Açıkalın, "Erkek arkadaşlarımızın evlerine gittiğimiz zaman, 'Eylem bize gelmesin, bize geldiğinde eşlerimizle konuşuyor. Bizi birbirimize düşürüyor' diyorlar. Kadının öz güven noktasını aştıktan sonra yapamayacağı başaramayacağı hiçbir şey yoktur. Kadın tek başına bir ulustur. Kürt halkı olarak bir ulus mücadelesini veriyor. Kadın mücadelesi de başlı başına bir ulusu temsil ediyor" dedi. Başkale'de yaşayan kadınların sorunlarının, genel sorunlar olduğunu ve her yerde farklı şekillendiğini ifade eden Açıkalın, "Kadınların yaşadıkları sorunlar ortaktır. Toplumsal cinsiyetçi bir yaklaşım vardır. Kadının yeri nedir. Evde oturup çocuklarına bakacak eşine hizmet edecek. Kadın ciddi bir sorumluluk altındadır. Kadına rollerini empoze etmesen de kadın evine bakmayı çocuğuyla ilgilenmeyi iyi bilir. Bunlar kadının doğallığından gelen sorumluluğudur" diye konuştu.
Açıkalın, kendisinin hem iş kadını, hem anne hem de evlat olduğunu belirterek, "Ben hem belediye meclis üyesiyim, anneyim, aynı zamanda eşim, bir de ailemin sorumluluğuyla hareket ettiğim zaman ister istemez bir noktada baskı altına olma durumu oluyor. Özgürleşme durumu söz konusu değildir. Kadının bilinçlenmesi için kadının şiddet görmesi, dayak yemesi gerekmiyor. Gözlemlemesi ve kendisince sorgulama yapması ile ilgili bir durumdur. Bireysel özgürlüklerden bahsetmiyoruz. Toplumsal bir realitenin açığa çıkıp çözümlenmesinden bahsediyorum. Burada erkek de öz güven sorunu yaşıyor" dedi.
'Kadından aldığım gücü kimseden almıyorum'
Yaklaşık 10 yıl içinde edindiği tecrübeler yıllar önce olmuş olsaydı çok daha farklı olacağını dile getiren Açıkalın, "Birilerinin 10 yılı beklemesine gerek yok. Batıdan gelen memur kesimi bile erkeklerden dolayı rahat değil. Erkeğin kadına bakışı hiç değişmiyor. İlginç olan şu ki karşı çıktığı şeye aynı anda saygı da duyuyor. Bizler burada ne yapmak istesek, erkekler önümüze engel oluyorlar. Kadına istihdam alanı yaratmak istediğimizde, erkekleri çok rahatsız ettiği için önümüzde engel teşkil ederler. Eskiye nazaran kadınlar burada iş kurabiliyorlar. Daha önce kendi alışverişini yapamayan kadın, kendisine istihdam alanının yaratılmasını istiyor. Bu birbirimize verdiğimiz güç ve destekten geliyor. Bazı noktalarda taviz vermeden zorlayıcı olsak Başkale'de çok şeyin değişeceğine inanıyorum" dedi. Şu an kadın hamamı ve atölyeler üzerinde çalışmalar yürüttükleri bilgisi veren Açıkalın, "Erkekler çok rahat davranıyorlar. Bizlere, 'Bir o eksikti, kadınlara bir bu eksikti' deniliyor. Kadınlara verilen her şeyi nimet gibi algılıyorlar. Aramızdaki bilinç düzeyi yükselmedikçe zorlanmalar ortaya çıkacaktır. Kürt sorunu çözülse dahi kadın sorunu çözülmez. Çünkü kadın sorunu evrensel bir hale gelmiş, kadın sorunları birbiri ile bağlantılıdır" dedi. Kadın dayanışmasından aldığı gücü hiçbir yerden almadığını ifade eden Açıkalın, toplumdaki statüye göre eskiden kadınların perde arkasından baktığını, ancak bugün BDP'li kadınlar olarak siyasette yer aldıklarını söyledi.
'Ses çıkaran kadın toplumda kabul edilmiyor'
4 yıldır Başkale Belediye Meclis Üyesi olan Şengül Polat ise, bölgede kadın olmanın çok zor olduğunu kaydederek, yaşamın her alanında zorlandıklarını ifade etti. Ses çıkaran kadının toplumda kabul edilmediğine işaret eden Polat, ilçede kadınların sürekli başkasıyla tanınmaya çalışıldığına vurgu yaptı. Polat, "Bizler ilçede faaliyet yürüttüğümüz zaman kimin kızı, kimin eşi, bilmem kimin torunu gibi yaklaşımlar vardır. Ben, kendi kimliğimden çok ailemin kimliğiyle ön plana çıkartılıyorum. Toplumsal roller altında kadınlar hep eziliyor. Ama toplumsal cinsiyet kadınların kadınlığını bile yok ediyor. Buralarda kadın şiddetle yaşamı birleştirmiştir" dedi.
'Biz kadınlar için sığınacak liman olduk'
BDP eski İlçe Eş Başkanı Canan Güler de, benzer sorunlara dikkat çekiyor. Çalışmalara başladığı zaman ailesiyle sorun yaşadığını, ancak yoluna devam ettiğini belirten Güler, erkekler tarafından çok zaman hor görüldüğünü yok sayıldığını ve küçümsendiğini ifade etti. Güler, "Karşılaştığım hiç bir zorluk karşısında yılmadan, kadın arkadaşlarımın destekleriyle mücadeleme devam ettim. Onlar olmasaydı buraya gelemezdim. Başkale'de kadın olmak çok zor. Ağalık sistemi ile yönetilen bir yerde, kadın köleleştiriliyor. Dört duvar arasına hapsediliyor. Sürekli kadına yönelik bir sömürü var" dedi. Çalışmaya başladıkları ilk zamanlarda insanların tuhaf bakışlarına maruz kaldıklarını belirten Güler, "Farklı gözler vardı üzerimizde. Geçit vermeyen ön yargılar vardı. 'Bunların ne işi var dışarıda' diyenler vardı. Artık eskisi gibi ön yargılı yaklaşımlar yok gibi. Çoğu yere artık sesimizi duyurabildik. Mahallelere gittiğimizde eve hapsedilmiş kadınları da etkiledik. Onların da önü açıldı. Biz kadınlar için sığınacak liman olduk. Eve hapsedilen kadınlar artık eskisi gibi sessiz değiller, sorunlarını dile getiriyorlar" dedi. DİHA
Güncelleme Tarihi: 08 Şubat 2013, 09:39
SIRADAKİ HABER