Ergin, "Kamil Atak mezar taşı olmayan binlerce mezar yapmış. Asit kuyularını, Şırnak yolunu cesetlerle doldurdular. Ben Kamil Atak'a ve onu bırakan devlete lanet ediyorum" dedi.

Şırnak'ın Cizre ilçesinde 1993 ve 1995 yılları arasında işlenen 52 faili meçhul cinayetten sorumlu tutulduğu için 3 yıldır JİTEM davası kapsamında tutuklu yargılanan eski Cizre Belediye Başkanı ve Korucubaşı Kamil Atak'ın 20 Aralık'ta Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tahliye edilmesine, PKK'li olduğu iddiasıyla 1993 yılında Cizre ilçesinde üç köylüyle birlikte infaz edilen Nusret Ergin'in (18) annesi Feyruz Ergin tepki gösterdi. O dönemde Şırnak'ın Cizre ilçesine bağlı Akarsu (Rewini) köyünde oturduklarını belirten Ergin, eşinin Kamil Atak ile amcaoğlu olduğunu söyledi. Kaldıkları köyde 1993 yılında çıkan çatışmada dört askerin yaşamını yitirdiğini aktaran anne Ergin, çatışmanın ardından köyü ablukaya alarak evlere baskın yapan özel timlerin iki oğlunu ve evlerine misafirliğe gelen üç köylüyü gözaltına aldığını belirtti.

'Anne bana söz ver ağlamayacaksın'

Askerlerin gözaltına aldığı çocuklarını, köylülerle birlikte köyün dışına götürdüğünü kaydeden anne Ergin, "Ben de onların peşinden gittim. Askerler oğlum Nusret'i diğerlerinden ayırarak, akşam çıkan çatışmada yaşamını yitiren dört askerin cenazesinin üstüne götürdü. Askerler oğluma 'sen bunları öldürdün' dedi. Benim oğlumda onlara 'ben öldürmedim' dedi. Daha sonra oğlumu bir tankın arkasına götürüp orada işkence ettiler. Ben bu sırada oradan 60 metre uzaklıktaydım. Benim oğlum kendisine işkence yapan askere 'Beni niye işkenceyle öldürüyorsun. Elindeki silahla beni öldür' dedi. Oğlumun gördüğü işkenceden dolayı bağrışlarını duyunca kendimden geçtim. Kendime geldiğimde askerler oğlumu yanıma getirip bana teslim etti. Oğlum gördüğü işkence nedeniyle ölü gibiydi. Oğlumu eve getirip yere serdikleri döşeğe yatırdıktan kısa bir süre sonra, askerler işkence ettikleri oğlumu tekrar yataktan alıp götürdüler. O sırada ağlıyordum. Oğlum bana 'Berxe ner eve kereye' diyerek, 'anne bana söz ver ağlamayacaksın' dedi. Ben de tamam ağlamayacağım dedim. Sonra asker oğlumu Cizre'ye götürdü" diye belirtti.

'Oğlum ve yanındaki üç kişiyi paramparça etmişlerdi'

Askerlerin Cizre'ye getirdiği iki oğlu ve köylülere 7 gün boyunca işkence yaptığını aktaran anne Poyraz, o sırada Cizre'de oturan kız kardeşinin, çocuklarının serbest bırakılması için Kamil Atak'tan yardım istemek amacıyla evine gittiğini, ancak Atak orada olmadığı için kardeşi Ravaf Atak ile görüştüğünü söyledi. Daha sonra Ravaf Atak'ın kız kardeşinin yanına gelerek, ona Tugay Komutanı'nın köydeki çatışmada yaşamını yitiren askerleri kast ederek, "Benim çocuklarım öldü annesi niye onları sormuyor da kendi çocuklarını soruyor" dediğini ve çocuklarını bırakmadığını belirtti. Askerlerin oğlu Nusret ile soyadını bilmediği köylüleri Nusret, Tacdin ve Ahmet dışında gözaltına aldığı herkesi serbest bıraktığını aktaran Ergin, sivil giyimli ve yüzlerine puşi takan kişileri oğlunu yanındaki diğer üç köylüyü sınıra yakın bir yere götürüp, orada öldürdüklerini söyledi. Kaldıkları köye gelen Kamil Atak'ın adamı Ahmede Kasım adındaki korucunun kendisine, oğlunun cenazesinin köyün dışında olduğunu söylediği aktaran anne Ergin, şunları aktardı: "Ben köyün dışına giderek oğlumun cenazesini aramaya başladım. Cenazeleri köyün dışında hayvanlar için barınak yaptığımız yerde buldum. Benim oğlum ve yanındaki üç kişiyi işkence edip kasaturalarla paramparça etmişler. Bağırsakları yerlere dökülmüştü. Benim oğlumun kafası yoktu. Üzerlerindeki elbiseler ile etleri iç içe girmişti. Ben bulunduğu yerin tepesine çıkarak, köylülere 'gelin kasaphane burada" diyip feryat etmeye başladım. Daha sonra askerler ve köylüler cenazenin bulunduğu yere gelmeye başladı. Askerler yanıma gelip, 'bunları PKK'liler öldürdü. Altlarında bomba var' diyerek, yanlarında getirdikleri siyah bir kabloyu parçalanmış cenazelere bağlayarak çekmek istediler. Ben, ne ettiler cenazeleri bırakmadım. Oğlumu öldürüp suçu PKK'nin üstüne atmak istediler. Daha sonra cenazeleri battaniyelere koyarak, Cizre'ye getirip defnettik."

'Kamil Atak isteseydi kim olursa olsun kurtarıyordu'

Cenazeleri Cizre'de defnettikten sonra köye döndüklerinde köyün askerler tarafından yakılıp, yıkılıp yerle bir edildiğini aktaran anne Ergin, diğer çocuklarının öldürüleceği korkusuyla İzmir'e göç ettiklerini söyledi. Anne Ergin, oğlu Nusret'in ölümünden sonra 7 yıl boyunca psikolojik tedavi gördüğünü de söyledi. Oğlu Nusret ile birlikte öldürülen üç köylünün köyde hayvanlarına bakmak ve geçimlerini sağlamaktan başka hiç bir şey yapmadıklarını dile getiren anne Ergin, "Ben onların öldürüleceklerini düşünmüyordum. Bir suçları olsa mahkemeye götürüp, tutuklayacaklarını düşünüyordum. Kamil Atak ve Ahmede Kasım bunu bize yaptı. Onların oğlumun ölümünde parmağı var. Kamil Atak isteseydi kim olursa olsun kurtarıyordu. Kim ona para verseydi. Kim olursa olsun kurtarıyordu. İnsan öldürmek onun zanaatıydı. Şırnak'tan Hakkâri'den kimi getirse öldürüyordu. Kamil Atak mezar taşı olmayan binlerce mezar yapmış. Oğlum öldürüldükten 3 yıl sonra kaynım ve Kamil Atak'la amcaoğlu olan Abdulrezzak Ergin asit kuyusuna atıp paramparça ettiler. Ben Kamil Atak ve kardeşine lanet ediyorum. Ben bunları çektim, inşallah Kamil Atak'ın annesi de benim yaşadıkları çeker" dedi.

'Kuşadası'ndaki çiftliğinde mi rahat edecek'

Kamil Atak'ın tahliye edilmesine tepki gösteren anne Ergin, "Ben Kamil Atak'ı ve onu bırakan devlete lanet ediyorum. Asit koyularını, Şırnak yolunu cesetlerle doldurdular. Bu kadar insanı öldürdü, iki yıl tutup serbest bıraktılar. Kamil Atak insanların kulakları ve burunlarını kesip, gözünü çıkarıp masaların üzerine bırakıp 'ben bunu yaptım' diyip, para alıyordu. Elinde kalem olan öğrencilere ise ömür boyu hapis cezası veriyorlar, niye Kamil'e vermiyorlar. İnsanları asit kuyularına atan katillere niye bu cezayı vermiyorlar. Hem bu dünya hem de öbür dünyada Kamil Atak'a hakkımı affetmeyeceğim. İki elim yakasında olacak. O ile Cemal Temizöz öldürdükleri insanların arkasında bıraktığı gözü yaşlı annelere ve yetim çocuklar nasıl hesap verecek. Nasıl onların yüzüne bakacak. Nasıl öldürdükleri insanların hesabını verecek. Kuşadası'nda aldığı çiftlikte mi rahat edecek. Türkiye devleti ona devlet olamaz, nasıl dedesini astılarsa yarın ona da bunu yapacak" diye tepki gösterdi. 

Güncelleme Tarihi: 26 Aralık 2012, 11:38