Din açısında Sahurun fazileti

Sahur yemeği, oruç tutacak kişilerin imsak vaktinden önce gece yedikleri yemektir. Hz. Peygamber (s.a.s.) sahura kalkmış ve bunu ümmetine de tavsiye etmiştir (Buhârî, Savm, 19, 20).

Resûl-i Ekrem (s.a.s.), sahur yemeğinde “bereket” (Buhârî, Savm, 20) olduğunu ifade etmiş ve sahur yemeğinin, müslümanların orucu ile ehl-i kitabın orucu arasındaki en önemli farklardan biri olduğunu belirtmiştir (Müslim, Sıyâm, 46). Onun sahurla ilgili söz ve uygulamalarından hareketle fakihler, sahura kalkmanın ve sahuru geciktirmenin sünnet olduğunu söylemişlerdir (Kâsânî, Bedâî’, II, 105).

Âlimler, sahurun oruca dayanma gücü verdiğini, maddi-manevi bereketlere vesile olacağını bildirmişlerdir. Çünkü kişi sahura kalkmakla seher vaktini uyanık geçirmiş ve bu vakitte hem dua hem de istiğfar etmek suretiyle cennet ehlinin özelliklerine sahip olmuştur (Zâriyât, 51/18). Bu şekilde manevi lezzetlerle başlanan oruç daha canlı, daha şevkli tutulur. Bu tür maddi-manevi bereketleri olan sahur, ihmal edilmemelidir.

Beslenme Açısın'da sahurun önemi 

Ramazan ayından yapılabilecek en büyük hata sahura kalkmamaktır. Sahura kalkılmadığında vücudun dayanabileceğinden çok daha uzun süre aç kalır. Bu süreçte tansiyon ve kan şekeri düşer, baş dönmesi ve hatta kalp krizi gibi sorunlarla karşılaşılabilir.

Sahura kalkmayan bir kişi iftarda tıka basa yemek yemekten kaçınamaz. Boş mideyi bir anda farkında olmaksızın doldurmak kalbi sıkıştırabilir ve spazmlara neden olabilir. Ayrıca aniden yemek yenildiğinde kan şekeri de yükselir. Hazımsızlık şikayetleri de sık rastlanılan sorunlar arasındadır.

Uzmanlar Ramazan ayı boyunca mutlaka sahura kalkılması gerektiğine vurgu yapmaktadır. Sahurda atıştırılan hafif yemeklerden sonra bol su tüketmek de gereklidir. Aynı tarif iftar için d geçerlidir. Yemeklere çorba ile başlanarak mide hazırlanmalı ve sahura kadar bol miktarda su tüketilmelidir.

Ramazan ayında vücudun susuz ve mineralsiz kalmaması için su tüketimine ve sahura kalkmaya özellikle dikkat edilmelidir.