AKP hükümeti tarafından talepleri kabul edilmeden müzakereyi gündemlerine almayacaklarını belirten BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Biz senin ne kardeşliğini ne de kalleşliğini istiyoruz. Bu saatten sonra bütün hakaretlere ve tutuklamalara karşı bu sistemin içinde kalalım mı kalmayalım mı? diye tartışıyoruz. Kürt halkı sizin bu zulmünüzü çekmeye mecbur değildir, alternatifsiz de değildir. Bu faşizan düzen değişmiyorsa biz de bununla yaşamaya mecbur değiliz" diye konuştu. Demirtaş, Diyarbakır halkına da seslenerek, "AKP'yi çetesiyle yalnız bırakmak lazım Amed sokaklarında" dedi.
BDP Ümraniye İlçe Örgütü tarafından Prenses Düğün Salonu'nda halkla buluşma şöleni düzenlendi. Şölenin yapıldığı salonun duvarlarına, "Ez livir im" afişlerinin yanı sıra "İnsanlık onuru yerlerdedir, onuruna sahip çık", "Kurd bi kurdî dibin netew", "Seçilmişlere vurulan kelepçe halkın iradesine vurulmuştur" pankartları asıldı. Şölene BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, PM Üyesi Ömer Aşkara, Dr. Hüseyin Güngör, BDP MYK Üyesi Gülçin İsbert, BDP İstanbul İl Eşbaşkanları Asiye Kolçak ve Ali Rıza Bilgili'nin yanı sıra BDP'nin çok sayıda il ve ilçe yöneticisi katıldı. Yüzlerce yurttaşın katıldığı şölende, sık sık "Bijî Serok Apo", "Bê Serok jiyan nabe", "Şehîd namirin" sloganları atıldı.
'İktidar bizi teslim alamaz'
Şölende konuşan Selahattin Demirtaş, gündemdeki konulara ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Her yönden faşizm ve zulümle karşılaşan Kürt halkının en büyük politik mücadeleyi vermekte olduğunu ifade eden Demirtaş, "Şu an terbiyesizce, çılgınca bize saldıran bir iktidar bizi teslim alamaz. KCK operasyonlarıyla ve askeri operasyonlarla Kürt halkını korkup evinden çıkamaz duruma geleceğini sanıyordu. Ortadoğu'da tarih yazılıyor. Kendi anavatanımızda köle ve ikinci sınıf vatandaş olarak yaşamamızı istiyorlar. Kürt halkı ortaya koymuş olduğu iradeden başka irade tanımıyor" dedi.
'Taleplerimiz kabul edilmeden müzakereyi gündeme almayacağız'
Siyasi iktidarın "Ya Kürt halkını tanıyacağını ya da topyekun savaşı seçeceğini" belirten Demirtaş, AKP hükümeti ve Başbakan Erdoğan'ın açıklamalarına ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu: "Şu anda da bunun gayreti içindeler. Kürt halkının tek bir ferdi yoktur ki, köyü yakılmamış, yakını öldürülmemiş ya da sistemin bir zulmünden nasibini almasın. Kürt halkı her alanda bu mücadeleyi vermektedir. Bir halk elbette diliyle kültürüyle var olduğunu, toprağıyla yani vatanıyla var olacağını söyleyecek. Kürdistan'ı ile vardır. AKP hükümeti taleplerimizi kabul etmeden başka bir şekilde müzakereyi gündemimize almayacağız. Bunun ne altında ne üstünde bir müzakere süreci yoktur. Buradan AKP Başbakanı'na sesleniyorum. Sen bu katliamları yürüterek, tecrit politikalarıyla tehdit ederek, bizi teslim alabileceğini sanıyorsan avucunu yalarsın. Bunlar sıkıştıkça gelip bizimle mücadele ediyorlar. Müzakere ve barış talebinde bulunuyoruz. Başbakan sanki kendisine yalvardığımızı zannediyor. O da bizimle görüşmeye bakacakmış. Sen neye bakıyorsun. Sana bir defa bile rant için gelmedik. Müzakere çağrısı yapmışsak artık ölümler olmasın, annelerin gözyaşları dursun diye yaptık. Sen bizi etrafındaki kaç kuruşa satın aldığın Kürtlerle mi karıştırdın. Tavrına yaklaşımına dikkat et senin karşında çocuk yok. Ortadoğu'nun en güçlü hareketi var. Haddini bileceksin; boyunun ölçüsünü bileceksin ona göre konuşacaksın."
'Kimin diz çöktüğünü fotoğrafından biliyoruz'
Başbakan Erdoğan'a "Müzakere istiyorsan önce bu halka saygı duyacaksın" çağrısında bulunan Demirtaş, "Her gün katliam yapacaksın ve tutuklayacaksın, biz seninle müzakere edeceğiz. Seninle müzakere değil mücadele ederiz. Biz diz çöküp barış dilemiyoruz. Kimin diz çöktüğünü gördüğümüz fotoğrafından biliyoruz. Sen kimsin? Biz Kenan Evren'in faşizmine karşı bedenini ölüme ateşe yatıran Mazlum Doğanların arkadaşlarıyız. Peki ya sen kimsin? Biz senin önünde diz çökmek değil göz bile kırpmayız. Sen bir BDP'linin diz çöktüğünü rüyanda bile göremezsin. Onların faşizan zihniyetlerini parti olarak kabul etmiyoruz. Bu sorunun çözümünde tek parti vardır o da BDP'dir. Roboski Katliamı'nda bile bir özür dilemeyi çok gören AKP hükümetinin içindeki Kürtlerin de bunda payı vardır. Onlar da bu katliamın sorumlusudur. Pilotlar, AKP Başbakanı'ndan emir alıp Roboski'yi vururken, yanındaki satılmış Kürtlere güveniyordu. Bizleri tutuklarken, öldürürken, yanlarındaki Kürtlere güveniyorlar. Birazcık onuru, vicdanı olan varsa AKP'den ayrılır ve istifa eder" diye konuştu.
'Başbakan'ı karşılamayın'
Başbakan Erdoğan'ın 2 Haziran'da Diyarbakır'a gideceğini belirten Demirtaş, Diyarbakır halkına seslendi. Demirtaş, "Bütün Amed halkına sesleniyoruz; halkımdan rica ediyorum. Roboski'nin sorunlusu olan Başbakan ve yandaşları Amed'e gelince sokakta tek bir Kürt göremesin. Kimse çıkmasın sokağa, yüzüne çarpsın Kürt halkı. 'Ne yüzle Amed'e geliyorsun' diye cevap versin ona. AKP'yi çetesiyle yalnız bırakmak lazım Amed sokaklarında" dedi.
'Bizim de Kürdistan vatanımız var'
Barış girişimlerimizin suiistimal edilerek partilerine yöneldiklerini ifade eden Demirtaş, "Biz senin ne kardeşliğini ne de kalleşliğini istiyoruz. Bu saatten sonra bütün hakaretlere ve tutuklamalara karşı bu sistemin içinde kalalım mı, kalmayalım mı? diye tartışıyoruz. Kürt halkı sizin bu zulmünüzü çekmeye mecbur değildir, alternatifsiz de değildir. Bu faşizan düzen değişmiyorsa biz de bununla yaşamaya mecbur değiliz. 'Tek vatan' deniliyor bizim de o tek vatan içerisinde Kürdistanımız var. Seninle özgürlüğümüzü kazanana dek mücadele edeceğiz. Sen müzakereden anlamıyorsun. 'Benim Kürt halkıyla sorunum yok' diyorsun. Başbakan, peki sen niye bizimle görüşeceksin. Bizim söyleyeceklerimiz belli Başbakan" diye konuştu.
'Sorun Kürt halkının öz gücüyle çözülür'
Kürtlerin taleplerini yineleyen Demirtaş, açıklamasını şu cümleler ile bitirdi: "Sayın Öcalan özgürleşmeden, KCK tutukluları serbest bırakılmadan, Kürt halkı anadiliyle eğitim görmeden ve yasal statü kazanmadan, Kürdistan özerkleşmeden ve Kürt halkı kendi kendini yönetmeden başka bir çözüm kabul etmiyoruz. Senin bunları konuşmaya cesaretin var mı? Senin değil konuşmaya, duymaya bile cesaretin yok. Biz kendi kitabımızı da dilimizi de konuşuruz. Sen yeter ki gölge etme Başbakan. Bu sorun Kürt halkının öz gücüyle çözülür. Arkamızda ordu, tank ve tüfek yok, biz varız el ele omuz omuza vermekten başka çaremiz yok. Çocuklarımıza özgürlüğü armağan edene dek mücadele edeceğiz. Artık final aşamasındayız, zafer aşamasındayız. Tüm çalışanlarımız tutuklansa bile biz halk hareketiyiz. Yok edemezsiniz. Bizi halk yarattı, ancak onlar yok edebilir. Annelerin kutsal ellerine barışı teslim edene dek mücadele edeceğiz."
Demirtaş'ın konuşmasının ardından kitle "Kürdistan seninle gurur duyuyor" sloganları attı. Şölen; Koma Gulê Xerzan, Hozan Weysi ve Serkan Kanireş'in verdiği müzik dinletileri ve halaylarla son buldu. / Diha
Güncelleme Tarihi: 31 Mayıs 2012, 11:29
SIRADAKİ HABER
