Suriye tezkeresi görüşülüyor

Meclis Genel Kurulu'nda Suriye tezkeresi görüşülüyor. BDP Grubu adına konuşan BDP Grup Başkan Vekili İdris Baluken, "TİGEM arazisinin bu süreç başladığı günden bugüne kadar bu araziler El Kaide ve El Nursa çetelerinin rahat bir şekilde kullandığı ve bütün lojistik destekleri alarak savaşını yapıp geri geldikleri bir bölge haline gelmiştir" dedi.

Suriye tezkeresi görüşülüyor
 Meclis Genel Kurulu, Başkan Vekili Ayşe Nur Bahçekapılı başkanlığında toplanarak, Suriye tezkeresini görüştü. CHP ve MHP temsilcilerinin ardından BDP Grubu adına konuşan BDP Grup Başkan Vekili İdris Baluken, Meclis'in "savaş tezkeresi" ile açılmasının iyi olmadığını söyledi. Baluken, ayrıca çok önemli bir konunun konuşulduğunu ancak Meclis sıralarının boş olduğunu belirtti. Baluken, Ortadoğu'da tek adam yönetimlerinin yıllarca baskı ve zulüm yaptığını vurgulayarak, "En temel haklar bile bu zalim diktatörler tarafından yasaklandı. Bu süren baskı politikası bir yönü ile bölgesel hegemonik güçlerin çıkarlarını beslerken, bir yanıyla ise halkta büyük bir tepki oluşturdu ve Tunus'ta bu değişim başladı. Bu halk iktidarının esas alınması doğrultusunda şekillenmesi yönünde insanlık adına mücadele yürütenlerde büyük bir beklenti oluştu" dedi. 

'AKP savaşı önceleyen politikaları merkeze aldı'

Baluken, bunun son örneğinin ise Suriye'de kendini gösterdiğini kaydederek, AKP'nin de bu dönüşüm ile birlikte yumuşak dış politikasını değiştirerek, savaşı önceleyen politikaları merkezine aldığını kaydetti. Baluken, kendilerinin bu değişimin konjektürel değil halklar için stratejik olduğunu defalarca söylediklerini kaydetti. Baluken, "Bu halkların başkaldırılarına Türkiye ve diktatöryal rejimler hazırlıksız yakalandı. Özellikle batılı güçler bunu savaş politikaları ve saldırılar ile dengelemeye çalışmış ve Ortadoğu'daki hegemonik dengelerini sürdürmeye çalışmışlardır. AKP'de Kaddafi ve Mübarek'in kısa sürede tahtından olması üzerinden Suriye politikasını şekillendirdi ve halklarımızı savaşın eşiğine getirdi. Bir bütün olarak Ortadoğu politikasının ve Suriye politikasının tamamen yapılan yanlışlar nedeniyle çökmenin eşiğine gelmiştir" diye konuştu. 

Baluken, tezkerenin sadece bir prosedürün onayı olduğunu bildiklerini belirterek, AKP'nin Suriye'de yaşanan savaşın aktif bir bileşeni ve fiili bir tarafı olduğunu söyledi. Baluken, "El Nursa çetelerini destekleyen anlayış, Türkiye'yi savaşın tarafı yapmıştır. Bugün yapılan şey gayri resmi olarak başlatılan ve taraf olunan savaş sürecinin resmiye kavuşturulmasının çabasıdır" diye konuştu. Baluken, Suriye'de 2 hegemonik bloğun oluştuğunu, Türkiye'nin yapması gerekenin ise bunların dışında halkların yanında yer alan blokla olması gerektiğini ancak Türkiye'nin elleri kanlı olan bir hegemonik blokta yerini aldığını kaydetti. Baluken, Türkiye'nin Suriye politikasının kardeşliği esas alan bir yörüngeden çıktığını ifade etti. 

' 'Kardeş Esad' konumundan 'düşman Esad' konumuna gelindi'

Sürecin, kendi söylemlerini haklı çıkardığını belirten Baluken, şunları dile getirdi: "Başta 4 parça Kürdistan'da yaşayan Kürtler olmak üzere, Irak, İran ve Suriye ile diplomatik temasların çökme noktasında olduğunu görüyoruz. Özellikle Suriye'de 'kardeş Esad' konumundan 'düşman Esad' konumuna gelinmiştir. Suriye politikasının ana merkezinde Kürt düşmanlığının şekillendiğini görüyoruz. Halk düzeyinde bir meşruiyeti olmayan El Kaide çetelerinin, Kürt halkına yönelik saldırtan bütün politikalar AKP tarafından devreye konulmuştur. Sınır hakkında sınır koridorları bu çetelere sonuna kadar aralanmış ve buradan adeta Suriye'deki iç çatışmayı koordine eden bir savaş karargahı önümüze gelmiştir."

'Çeteler TİGEM arazisini rahatça kullanıyor'

Ceylanpınar'da bulunan TİGEM arazilerine değinen Baluken, "Bu süreç başladığı günden bugüne kadar bu araziler El Kaide ve El Nursa çetelerinin rahat bir şekilde kullandığı ve bütün lojistik destekleri alarak savaşını yapıp geri geldikleri bir bölge haline gelmiştir. Bir hafta önce Ceylanpınar'daydım. O arazi kapalıdır ve yüzlerce kamera ile korunmaktadır. Reyhanlı ve Akçakale'de kendi vatandaşını bombadan koruyamayan AKP, TİGEM arazisi üzerine kurduğu güvenlik koridorları ile bu çeteleri başarılı şekilde korumaya devam etmektedir. Bu yaralıların tamamı da Ceylanpınar ve Viranşehir'de tedavi altına alınmaktadır" diye konuştu. 


Baluken, Rojava Kürtlerinin hiçbir küresel gücün denetiminde olmadan kendi öz iradeleri ile kendi öz yönetimlerini açığa çıkarmanın çabası içinde olduğunu hatırlatarak, "Kendi öz gücü ile sadece Kürtlere değil, Ortadoğu'daki bütün halkalara bir üçüncü yolun mümkün olduğun gösteren Rojava Kürtlerine karşı bu düşmanca politikanın kabul edilmeyeceğini söylemek istiyorum" diye belirtti. Baluken, ayrıca savaştan dolayı kaçan mültecilerin sorunlarına değindi. Baluken, Rojava'ya uygulanan ambargonun tarihe utanç olarak geçeceğini belirterek, "AKP hükümeti en temel ihtiyaçların geçmesine bile müsaade etmemiş, Rojava Kürtlerini açlıkla terbiye etmeye çalışmıştır. Müslim'in Türkiye'ye gelişi ve Türkiye'de yaşayan Kürtlerin tepkileri ile bu yardımların geçişine kısmen izin verilmiştir. Ancak her geçişte bizler günlerce telefon görüşmesi yapmak zorundayız" dedi. Afrin'de yaşananları eleştiren Baluken, "Afrin'e bir an önce insani yardım koridoru açılmalıdır. Öyle ki Urfa Valisi toplanan insani yardımların, Rojava'da savaşın bir tarafı haline gelmiş olan kişilere ve kurumlara iletilmesi için çalışmaları engelliyor. Rojava'da halk meclisleri sadece Kürtlerden değil, Araplar, Türkmenler ve gayri Müslümanlar'dan oluşmaktadır. Yardımlar bunlar eliyle ulaştırılmalıdır. Tam 5 aydır 2 ambulans ve 2 değirmeni Rojava'ya ulaştırmayan bir pratikle karşı karşıyayız. Bu düşman hukuku değilse sayın bakan buraya çıkıp açıklasın" dedi. 

Tezkere konuşmaların ardından oylamaya sunulacak. DİHA

Güncelleme Tarihi: 03 Ekim 2013, 18:05
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER