'19 Aralık toplumsal hafızada vahsettir ve unutulmayacak'

Türkiye'de 19 Aralık 2000 tarihinde gerçekleştirilen ve 28 tutsağın yaşamını yitirdiği, yüzlercesinin yaralandığı "Hayata dönüş" adıyla yapılan cezaevi katliamı İstanbul, Van, Siirt, Hakkari, Mersin, Tarsus ve İzmir'de protesto edildi.

'19 Aralık toplumsal hafızada vahsettir ve unutulmayacak'
 BDP ve KESK tarafından yapılan açıklamalarla da 19 Aralık katliamı kınanarak, 19 Aralık katliamının toplumsal hafızada bir vahşet olarak yerini aldığı ve unutulmayacağı belirtildi.

İSTANBUL

19 Aralık katliamını protesto eden Halk Cephesi ve Tecride Karşı Mücadele Platformu üyeleri, Kocatepe Metro çıkışı önünde biraraya gelerek Bayrampaşa Cezaevi'ne kadar yürüyüş gerçekleştirdi. Yürüyüş boyunca "19 ve 22 Aralık katliamını unutmadık unutmayacağız" pankartını taşıyan eylemciler sık sık, "19 Aralık katliamının hesabını soracağız", "Devrim şehitleri ölümsüzdür" ve "Kahrolsun faşizm yaşasın mücadelemiz" sloganları attı. Grup Yorum üyeleri ve sanatçı Pınar Aydınlar'ın katıldığı yürüyüşte operasyon günü çekilen fotoğraflar taşındı. Cezaevi önünde yürüyüş son bulurken, polislerin cezaevi önünde TOMA'larla yoğun önlem alması dikkat çekti. Yürüyüşün ardından cezaevi önünde bir dakikalık saygı duruşu yapıldı. Tecride Karşı Mücadele Platformu adına açıklama yapan Esra Çakmak, her yıl olduğu gibi bu günde katliamda yaşamını yitirenleri unutmadıklarını söyledi. Çakmak, "19-22 Aralık katliamını ve karşısında gösterilen direnişte ölümsüzleşen devrimcileri, hakkıyla anmak mücadele bayrağını daha da yukarı çekmektir. İçerde ve dışarda hücreleştirilmeye çalıştırılan yaşama daha fazla sahip çıkmak ve kavgaya en önde göğüslemektir" dedi. Çakmak'ın konuşmasının ardından operasyon döneminde cezaevinde olanlar tanıklıklarını anlattı. Konuşmaların ardından kitle, her sene aynı gün katliamı hatırlatmak için cezaevinde olacaklarını duyurduktan sonra cezaevi kapısına karanfil bırakarak, eyleme son verdi.

VAN

İHD Van Şubesi üyeleri, 19 Aralık katliamına ilişkin şube binasında basın toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan İHD Van Şube Sekreteri Hamdi Baykan, "Hayata dönüş" operasyonun 12'nci yıldönümünde yeni ölümlerin yaşanmaması için yetkilileri göreve çağırarak, "Cezaevlerinde dahi olsa tüm insanların, yaşam, sağlık, eğitim, beslenme, spor, kültürel ve sosyal faaliyette bulunma hakkı vardır. Bu haklar ihlal edilemez. Hiçbir tutuklu tecrit ve izolasyon koşullarında tutulmamalıdır" dedi. Baykan, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecride dikkat çekerek, "Tek kişilik İmralı Kapalı Cezaevi derhal kapatılmalıdır. 12 Eylül'de başlayan ve 68'inci gününde sonlandırılan açlık grevi eylemcilerinin taleplerine çözüm getirilmesi için Adalet Bakanlığı çalışmalarına başlamalıdır" diye belirtti.

HAKKARİ

İHD Hakkari Şubesi üyeleri, 19 Aralık katliamının yıldönümü nedeniyle dernek binasında basın toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan İHD Hakkari Şube Başkanı İsmail Akbulut, "19 Aralık 2000 tarihinden bu yana tam 12 yıl geçti. On iki yıl önce bugün özgürlüklerden yoksun bırakılmış, yaşamları devletin koruması ve güvencesi altında olan 30 mahpus Türkiye'deki 20 cezaevinde düzenlenen operasyon sonucu öldürüldü. Yüzlercesi yaralandı. Ölen mahpuslar için hazırlanan otopsi raporlarında, operasyon sırasında yanıcı kimyasal maddelerin kullanıldığı, pek çoğunda darp izlerinin bulunduğu tespit edildi" dedi.

SİİRT

İHD Siirt Şubesi üyeleri dernek binası önünde 19 Aralık katliamına ilişkin basın açıklaması yaptı. "19 Aralık Cezaevlerinde İnsan Hakları İçin Mücadele ve Dayanışma Günü" ilan edilmesini isteyen İHD üyeleri, "Cezaevleri ölüm evlerine dönüştü" pankartı açtı. Açıklamaya İHD üyelerinin yanı sıra yurttaşlar da katıldı. İHD Siirt Şube Başkanı Vetha Aydın yaptığı açıklamada, 12 yıl önce panzerlerle, tanklarla ve helikopterlerle 20 cezaevine yapılan operasyon sonucu onlarca tutuklu ve hükümlünün yaşamını yitirdiğini ve yüzlercesinin de yaralandığını hatırlattı. Aydın, operasyonun üzerinden tam 12 yıl geçtiğini ancak Türkiye tarihine kara bir leke olarak geçen bu operasyona rağmen cezaevlerinde hak ihlallerinin giderek arttığını söyledi. Aydın, cezaevlerinde hak ihlallerinin kaldırılması için şunları talepleri sıraladı: "Adli veya siyasi ayrımı yapmadan bütün tutuklu ve hükümlüler için insan onuruna saygı gösterilmelidir. Hiçbir tutuklu ve hükümlü tecrit ve izolasyon koşullarında tutulmamalıdır. Tutuklu ve hükümlülerin haklarını ihlal eden, onlara işkence yapan, yaralayan ve öldüren kamu görevlileri hakkında davalar açılmalı, açılmış davalar bir an önce sonuca bağlanarak failler cezalandırılmalıdır. Cezaevleri sivil izlemeye açık olmalıdır. Tüm ağır hasta mahpuslar tedavilerinin yapılması için salıverilmelidir. İmralı F Tipi Cezaevi derhal kapatılmalıdır."

İZMİR

İHD İzmir Şubesi üyeleri, 19 Aralık 2000 yılında Türkiye'deki 20 cezaevinde "Hayat Dönüş Operasyonu" adıyla yapılan 28 tutsağın yaşamını yitirdiği 19 Aralık katliamın yıldönümü dolayısıyla Buca Cezaevi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Çok sayıda yurttaşın katıldığı açıklamada sık sık, "İnsanlık onuru işkenceyi yenecek", "İçeride dışarıda zincirleri parçala" sloganları atıldı. Grup adına açıklama yapan İHD İzmir Şubesi Başkanı Adnan Kaya "Kanlı operasyonun üzerinden 12 yıl geçti. İktidarlar, siyasi jargon, ülke gündemi tamamen değişti. Ancak o günden bu güne değişmeyen tek şey devletin cezaevi politikasıdır" diyerek, cezaevinde yaşanan hak ihlallerini eleştirdi. Açıklamanın ardından grup cezaevi önüne karanfiller bıraktı.

Çağdaş Hukukçular Derneği üyeleri de 19 Aralık katliamına ilişkin Kırıklar Cezaevi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Çok sayıda avukatın katıldığı açıklamada, "19 Aralık Katliamını unutmadık unutturmayacağız" pankartı açılarak, sık sık "İnsanlık onuru işkenceyi yenecek", "Devrimci tutsaklar onurumuzdur" sloganları atıldı. ÇHD üyeleri adına açıklama yapan Avukat Dinçer Çalım, aradan geçen 12 yıllık sürede tutsakların direnmeye devam ettiğini belirterek, "Zaman katliamcılardan hesap sorma zamanıdır. 19 Aralık'ta yapılan katliamın sorumlularını unutmadık. Adalet arayışımız sürüyor. Katiller ve sorumlular cezasını bulsun istiyoruz" dedi. Avukatlar, açıklamanın ardından cezaevinin önüne karanfiller bıraktı.

MERSİN

Mersin Emek ve Demokrasi Platformu üyeleri, 19 Aralık katliamına ilişkin Mersin Gazeteciler Cemiyeti'nde basın açıklaması düzenledi. Platformu adına açıklama yapan Kemal Göçmen, 19 Aralık'ta "Hayata dönüş" adı altından birçok cezaevinde operasyonlar yapıldığını ve 28 tutuklunun yakılarak katledildiğini belirterek, "Bu operasyon, hayata dönüş değil, tufan hareketidir" dedi. 19 Aralık operasyonunu "insanlık dışı bir zulüm" olarak niteleyen ve katliamın sorumlularının dönemin yetkilileri olduğunu ifade eden Göçmen, "Cezaevlerinde insan onuruna yakışacak koşulların sağlanması için devrimcilerin haklı talebini katliamlar yaparak durdurmaya çalışan iktidarların bilmesi gereken şudur; dün teslim alamadıkları devrimci direnişi bugünde teslim alamayacaklardır" dedi.

TARSUS

İHD Tarsus Şubesi üyeri, 19 Aralık katliamına ilişkin şube binalarında basın açıklaması yaptı. İHD Genel Merkezi'nin 19 Aralık'ı "Cezaevlerinde İnsan Hakları İçin Dayanışma ve Mücadele Günü" ilan ettiğini belirten İHD Tarsus Şube Başkanı Ali Dinsever, 19 Aralık katliamının insan haklarının zor araçları kullanılarak ihlal edildiği bir tarih olduğunu ifade etti. 19 Aralık 2000 tarihinden bu yana cezaevlerinde bir çeşit "ikinci" cezalandırma sistemi olarak uygulanmakta olan tecrit ve izolasyona son verilmesini isteyen Dinsever, "Tecrit ve izolasyon, olağanlaştırılmış bir cezalandırma sistemidir" dedi. İHD üyeleri açıklamanın ardından, cezaevinde bulunan insan hakları savunucularına kitap gönderdi.

BDP: 19 Aralık katliamı toplumsal hafızada vahşet olarak yerini aldı

BDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş, 19 Aralık katliamına ilişkin yazılı açıklama yaptı. Beştaş, 12 yıl önce 19-22 Aralık 2000’de bedenlerini ölüme yatıran yüzlerce tutsağa devletin önceden ince ayrıntısına kadar planladığı bir operasyon yaptığını hatırlatarak, “Gaz bombaları, yanıcı gazlar, halen ne olduğu tespit edilemeyen zehirli gazlar, ağır taramalı silahlar, kepçe ve iş makineleri, helikopterler ve askeri birliklerle müdahale edilerek katledilmişti. Dönemin hükümeti operasyona sonucuyla tezat adı ‘hayata dönüş’ adını vermişti. Yapılan katliam sonucunda toplam 32 kişi hayatını kaybetti, birçok tutsak kalıcı sakatlıklar, halen devam eden zihinsel ve bedensel hasarlar yaşadı” diye belirtti. Beştaş, 19 Aralık katliamının toplumsal hafızada vahşet olarak yerini bulduğunu ve unutulmayacağını vurgulayarak, “Bu ülkede yüksek terfiler ve ‘başarılar!’ katliamlarla eş değer tutulmaya devam etmektedir. Oysa demokratik bir devlet iddiasında olan hükümetler, bu katliamların hesabı sorulmadığı müddetçe, sorumluları yargılanmadığı müddetçe katliamların vebali altındadır. Bu katliamlarla insanlık suçu işleyen ve her birinin kimliği, görevi çok açık ve net tespit edilebilecek tüm görevliler, cezasızlık uygulamasına gidilmeden bir an önce yargılanmalıdır. Partimiz katiller yargılanıncaya, hesap soruluncaya kadar bu katliamın takipçisi olacaktır. Bu mücadelemiz açısından tüm halklarımıza verdiğimiz namus borcu ve sözümüzdür” diye kaydetti.

KESK: Yeni katliamlara imza atmaya devam ediyorlar

KESK Yürütme Kurulu, 19 Aralık katliamına ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, "Hayata dönüş" adı altında yapılan katliamın üzerinden 12 yıl geçtiği belirtilerek, "20 hapishanede eş zamanlı olarak yaptıkları 'operasyonla' Cumhuriyet tarihinin en büyük cezaevi katliamını gerçekleştirenler bugün yeni katliamlara imza atmaya devam etmektedir" diye belirtildi. " 'Cezaevlerinde hakimiyeti sağlama' adı altında gerçekleştirilen vahşetin üzerinden 12 yıl geçmesine toplumsal muhalefeti susturmayı hedefleyen katliamlara yenileri eklenmiştir" denilen açıklamada, F tipi cezaevlerinde insanlık dışı uygulamaların artarak sürdüğüne işaret edildi. Açıklamada, "KESK olarak, TBMM başta olmak üzere, Hükümeti ve Adalet Bakanını 19 Aralık katliamının asıl sorumluların yargı önüne çıkarılması için bir kez daha göreve çağırıyoruz. Bugüne kadar benzer sorunlar karşısında susarak ya da görmezden gelerek bu sorunu çözümsüz bırakmanın kimseye yararı olmadığı görülmüştür. Cezaevleri koşulları uluslararası insan hakları normlarına uygun hâle getirilmeli ve her türlü tecrit ve izolasyon politikalarına son verilmelidir" denildi.  / Diha

Güncelleme Tarihi: 19 Aralık 2012, 15:25
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER