20 yıl sonra kardeşinin kemiklerine kavuşan ağabey: Zihniyet aynı

Güçlükonak'ta, 1993 yılında askerler ve köy korucuları tarafından gözaltına alındıktan sonra öldürülerek Yağızoymak Taburu yakınlarına gömülen Ömer Çetin'in kemikleri 20 yıl sonra torbalar içerisinde ailesine teslim edildi

20 yıl sonra kardeşinin kemiklerine kavuşan ağabey: Zihniyet aynı
 Çetin'in ağabeyi Ahmet Çetin, hükümetin baskı, işkence ve sindirme politikalarından vazgeçmediğini belirterek, Kürtleri 20 yıl önce katleden kirli zihniyetin 20 yıl sonra hala aynı zihniyetle katletmeye devam ettiğini söyledi.

Şırnak'ın Güçlükonak (Basa) ilçesine bağlı Yağızoymak (Zivinga Hecîelî) köyünde 1993 yılında asker ve korucularca yapılan köy baskınında 5 kişi katledilmişti. Bunlardan Ömer Çetin ve Ahmet Güler isimli yurttaşlar köy içinde katledildi. Sait Şen, Beşir Baskak ve Abdullah Güler isimli yurttaşlar da gözaltına alınarak bir uçurumdan atıldıktan sonra üzerlerine bomba atılması sonucu öldürüldü. Gözaltında kaybedilenler ile ilgili yapılan kazılarda çıkarılan kemikler, öldürülenlerin yakınlarına geçtiğimiz aylarda teslim edilirken, köy içinde katledilen Ömer Çetin ve Ahmet Güler'in kemikleri ise "İncelemeler yapılıyor" denilerek ailelerine verilmemişti. Diyarbakır Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı'nın talimatıyla 29 Ocak 2012 tarihinde Küpeli Dağı bölgesinde yer alan Yağızoymak Jandarma Tabur Komutanlığı yakınlarındaki dağlık alanda yapılan kazılarda elbiseleriyle birlikte aynı mezar içinde yan yana gömülmüş 3 cenaze ve köye yakın bir yerde de yapılan kazıda 2 kişinin cesetleri bulunmuştu.

Kazı çalışmalarını izleyen kayıp yakınları, cesetleri elbiselerinden teşhis etmişti. Teşhis edilen kişilerden Sait Şen, Beşir Baskak, Abdullah Güler, Ömer Çetin ve Ahmet Güler'in yakınlarından DNA testi için kan örnekleri alındı. Bulunan kemiklerin kime ait olduğunun belirlenmesi amacıyla gerekli olan DNA testi için İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. DNA testinin sonuçlanması ardından Sait Şen, Beşir Baskak ve Abdullah Güler'e ait kemikler torbalara konularak, Cizre Cumhuriyet Savcılığı tarafından ailelerine verilmişti. Şen, Baskak ve Güler'e ait kemikler aileleri tarafından Cizre'de yan yana kazılan üç mezara konuldu. Geçen Cuma günü yine aynı köyde asker ve korucular tarafından yapılan baskında köy içinde işkence yapılarak öldürülen Ömer Çetin'in kemikleri torbalarda ailesine teslim edildi. 20 yıl sonra Ömer Çetin'in kemiklerini torbalarda alan ailesi, Çetin'in kemiklerini daha önce yan yana gömülen ve aynı köyde katledilen Sait Şen, Beşir Baskak ve Abdullah Güler'in yanına defnetti.

Çetin'in ağabeyi Ahmet Çetin, 1993 yılında asker ve korucuların havadan ve karadan gerçekleştirdikleri operasyonda köyleri Hirareş'e girdiklerini, bütün köy halkını okulun bahçesindeki meydanda iki gün boyunca beklettiklerini ve köy halkına işkence ettiklerini söyledi. Asker ve korucuların köylülerden Beşir Baskak, Sait Şen, Abdullah Güler ve Ahmet Güler'i bütün köy halkının gözü önünde gözaltına aldıklarını ve beraberinde götürdüklerini anlatan Çetin, "Yakınlarımızı 'ifadeleri var' diye Yağızoymak Köyü Jandarma Tabur Komutanlığı'na yakın bir yere götürdüler. Hirareş ve Ziving köyleri arasında bir noktada uçurumdan atılıyorlar ve üzerlerine el bombası atıyorlar. Orada Beşir Baskak, Sait Şen ve Abdullah Güler ölürken, Ahmet Güler isimli köylümüz arkadaşlarının cenazesinin altına saklanıyor ve o şekilde kurtuluyor. İki saat yaralı bir şekilde Ziving köyüne ulaşan Güler, köylülere durumu anlatıyor ve diğer arkadaşlarının orada öldüğünü, cenazelerin orada olduğunu söylüyor. Bunun üzerine köylüler olay yerine gidiyor ve Sait Şen, Beşir Baskak ve Abdullah Güler'in cansız bedenleriyle karşılaşıyorlar. Köylüler onları alıp Yağızoymak Köyü yakınlarındaki Jandarma Tabur Komutanlığı'na yakın bir yerde defnediyorlar" dedi.

'Asker ve korucular köyümüzü basıp herkesi meydanda topladı'

"1993 yılında askeri operasyon Ziving ve Xırsê köyleri kırsalında başlayarak bizim köyümüz olan Hirareş (Yüzbaşoğlu) köyüne doğru geldi. Yaklaşık 300 ile 400 arasında asker ve korucu köyü bastı ve korucuların hemen hepsi tanıdık olmasına rağmen gelip köylülere işkence yaptılar" diyen Çetin, "Başka kimseyi bulamadılar, hayvanlarını besleyen köylüleri katlettiler. Askerler köye ilk geldiklerinde bütün köylüleri okulun bahçesine topladılar. Kadın, erkek, yaşlı, çocuk yakaladıkları herkesi alarak okula getirdiler. Okul bahçesinde ilk başta kardeşim Ömer Çetin ve Abdullah Güler isimli yurttaşları sorguya çektiler. Yaklaşık 4 veya 5 kişiyi sorguya aldılar; ama en çok kardeşimin üzerine gidiyorlardı" dedi.

'Askerler, kardeşimi eşine tecavüz etmekle tehdit ettiler!'

"Sabah saatlerine kadar işkencede kalan kardeşim bir şey söylemediği için askerler 'gidin karısını getirin çırılçıplak yapıp ona işkence yapacağız bakalım o zaman konuşur mu konuşmaz mı?' diye kardeşimi konuşturmak için tehdit ettiler" diyen Çetin, kardeşinin askerlere "Beni öldürün bana bunu yapmayın, bunu görmek istemiyorum" dediğini aktardı. Çetin, söylenenlere daha fazla dayanamayan kardeşinin askerlerin elinden kaçmaya başladığını aktararak, "Sokağa çıkan kardeşime askerler ateş ederek vururlar, vurulduktan sonra Ömer ayağa kakıp yürümeye başlar. Biraz yürüyen kardeşim köy camisine kadar gelir; ama arkasından gelen askerler silah dipçikleri ve tekmeler ile vurmaya başladı. Yaralı halde alıp tekrardan okula götürdüler" diye konuştu.

'Kardeşimin üzerine gaz döküp yaktılar'

Kardeşi Ömer'in yaralı haliyle sabaha kadar işkenceye maruz bırakıldığını dile getiren Çetin, "Kardeşim sabaha kadar tuvalet çukurunda yaralı bir şekilde bekletildi. Babam kardeşimin öldüğünü sanıyordu. Babam komutana 'Madem oğlumu öldürdünüz verin onu toprağa gömeyim' diye yalvardı resmen; ama komutan babama 'oğlun yaşıyor onu daha öldürmedik' dedi. Kardeşime yaralı halde sabaha kadar işkence yaptılar. Kardeşim konuşmayınca da köyden aldıkları gaz ve odunlarla kardeşimi yakarak infaz ettiler. Kardeşim tamamen yakılmıştı. Hiçbir şeyi kalmamıştı. Kemiklerinden başka ve köye yakın yerde gömdüler" şeklinde konuştu. Kardeşinin kemiklerini 20 yıl sonra alabildiklerini dile getiren Çetin, Önce DNA testi için İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Ve birkaç gün önce de DNA testinin sonuçlanması ardından kardeşimin kemiklerini bir torba içinde bize teslim ettiler. Bizler de kardeşimi aynı baskında öldürülen arkadaşlarının yanına gömdük" dedi.

'20 yıl önce faili meçhuller şimdi ise Roboski katliamı'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a da seslenen Çetin, "Eğer Erdoğan'da gerçekten Müslümanlık ve adalet olsaydı Kürt halkına yapılan bu zulüm ve işkencelerin hesabını sorardı ve biz Kürtler de o zaman Erdoğan'ın samimi olduğuna inanırdık. O dönemde kimlerin orada görev yaptığı köye hangi komutanların baskın yaptığı belli olmasına rağmen eğer hesap sorulmuyorsa bu da onların aynı zihniyete sahip olduğunu gösteriyor" diye ifade etti. Çetin, 20 yıl önce insanları faili meçhul olarak ikişer üçer kişinin öldürüldüğünü; ama bu dönemde ise insanların Roboski katliamı gibi toplu katliamlarla infaz edildiğini söyledi. / Diha

Güncelleme Tarihi: 02 Ocak 2013, 09:53
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER