Baba Abdurrahman Karaoğlan, 4 yıldır oğlunu öldürenlerin açığa çıkartılmadığına dikkat çekerek, "Adaletten beklentilerimiz giderek azalıyor" dedi.

TUHAD-FED'in 2009'da Urfa'nın Halfeti ilçesine bağlı Amara (Ömerli) Köyü'ne düzenlediği "Güneşe yolculuk" yürüyüşüne Birecik'in Karataş mevkilinde askerlerin gaz bombalı müdahalesi sonucu Dicle Üniversitesi Matematik Bölümü öğrencisi Mahsum Karaoğlan (21) ile Mustafa Dağ yaşamını yitirmişti. Karaoğlan'ın ölümünün üzerinden 4 yıl geçti ancak failler hala bulunmuş değil. Dosyada eksiklik olduğu gerekçesiyle askerler hakkında herhangi bir işlem yapılmazken, Karaoğlan ve Dağ ailesi davayı AİHM'e taşıdı.

Baba Abdurrrahman Karaoğlan, oğlunun acısının ve hasretini yüreğinin derinliklerinde yaşadığını belirterek, şunları anlattı: "Mahsum diğer çocuklarımdan daha farklıydı. Biz Mahsum ile yoldaş gibiydik. 1992'de siyasi karışıklıkların ve faili meçhullerin en çok işlendiği dönemlerde asker ve koruculardan sürekli tehdit aldığımızdan kaynaklı İzmir'e yerleşmek zorunda kaldık. Buraya geldiğimizde Mahsum hem kardeşlerine bakıyor hem de çalışıyordu. 6 kardeşin en küçüğüydü. Boyacılıktan tutun simit satmaya kadar birçok işte çalıştı. O emekçi yönü bizi de arkadaşlarına kendisine her zaman hayran bıraktı."

'Türkiye'deki kanunlara üzül' demişti

Oğlu Mahsum ile yaşamını yitirmeden bir hafta önce aralarında geçen bir diyalogu unutamadığını kaydeden baba Karaoğlan, "Mahsum şehit olmadan bir hafta önce onunla oturup bir belgesel filmi seyrediyorduk. Belgeselde bir aslan bir geyiği yakaladı ve öldürdü, ben de o sahneye, geyiğin çırpınışlarına duygulanmıştım. Mahsum da bana 'Baba neden üzülüyorsun, doğanın da kanunları var, ekosistem gereğince bu olmak zorundadır sen asıl Türkiye'nin kanunlarına üzül. Bak Türkiye'de insan insanı yiyor' demişti. O sözünü unutamıyorum" diye konuştu. Karaoğlan, oğlunun yaşamını yitirdiği yıl Amara'ya birlikte gideceklerini fakat o hafta iki küs aileyi barıştırmak için aracı olması nedeniyle gidemediğini dile getirerek, "Mahsum ile birlikte gidememiştik ama aklımın yüreğim hep oradaydı. 4 Nisan'da telefon geldi ve öldürüldüğünü öğrendik" dedi.

'Adalete güvenimiz kalmadı'

'Amara' kelimesini her duyduğunda çok duygulandığını ifade ederek, "Her 4 Nisan'da oğlumun Amara'dan geri döneceğini umudu imkansız da olsa içime doğuyor" diye kaydetti. Olaya karışan askerlerinin yargılanmasını isteyen baba Karaoğlan, "4. yıla girdik henüz bir adalet görmedim. Adaletten beklentilerimiz giderek azalıyor" dedi.

PKK Lideri Abdullah Öcalan ile hükümet arasında başlatılan yeni sürece de değinen acılı baba Karaoğlan, şunları kaydetti: "Şuan süreçle ilgili devlet 'Bizim kırmızı çizgilerimiz var' diyor. Kürt halkının da kırmızıçizgileri var. Devlet net adımlar atmadan, Kürt halkı sonuç almadan bu sürece temkinli yaklaşır."  / DİHA

Güncelleme Tarihi: 04 Nisan 2013, 09:33