1 Şubat 1979 İstanbul'da uğradığı silahlı saldırı sonucu yaşamını yitiren Gazeteci Abdi İpekçi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) ile Milliyet Gazetesi'nin ortaklaşa düzenlediği törenle Şişli'de bulunan Zincirlikuyu Mezarlığı'ndaki mezarı başında anıldı. İpekçi'yi anma törenine, TGC Başkanı Orhan Erinç, Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Derya Sazak ve gazete çalışanları, İpekçi'nin eşi Sibel İpekçi, kızı Nükhet İpekçi İzet, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ün de aralarında bulunduğu çok sayıda kişi katıldı. Törende konuşan Orhan Erinç, Abdi İpekçi'yi katledilişinin 34'üncü yılında saygı ve özlemle andıklarını söyleyerek, İpekçi'nin gazetecilik yaklaşımı, gerçekleri halka iletmek konusunda çok titiz olduğunu anlattı.
İpekçi'nin kızı Nükhet İpekçi İzet ise, "Bu kemik yığınının yanına bir kere daha geldik. Bir kemik yığınının önündeyiz. Biz şimdi dimdik de, iki büklüm de dursak, şurada size biçaresizliğin ve çözümsüzlüğün fotoğrafını vereceğiz. Bu fotoğraf mazide kalmadıkça hepimizin ortak geleceğini kirletmeyi sürdürecek. Biz tetikçiyle baş başa bırakılsak da, 'katil devlet' desek de gerçek yine tam anlamıyla işaret edilmemiş olacak, soyut kalacak" dedi. TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu tarafından hazırlanan rapora değinen İzet, "Komisyon tarafından hazırlanan raporda Savcı Doğan Öz ve Abdi İpekçi cinayetleri Türkiye'de 12 Eylül askeri darbesini çözmek isteyenler açısından bütün malzemeleri içermektedir. Bu cinayetin dosyaları, gelişmeleri izlense, araştırılsa her şey ortaya çıkacaktır" dedi.
İzet, konuşmasında Abdi İpekçi cinayetini ve devlet içindeki kontrgerilla yapılarını araştırdığı için öldürülen Savcı Doğan Öz'ün, "Türkiye'de esas tehlike Özel Harp Merkezli kontrgerilladır ve ben adımımı attığım her yerde bununla karşılaşıyorum" saptamasına da yer verdi. İzet, şöyle devam etti: "Bir değişimin ve devinimin içindeyiz. Hep birlikte ve gereğince, hakkıyla, hukukuyla ilerlendiğinde ağır da, zor da gelse, bütün gerçeklerin bir bir yüzümüze çarpacağı ve o yüzleşmeden sonra aranıp, kendimizi iyi, temiz hissedeceğimiz bir geleceğe yol alabiliriz. Bu umut ve iyimserlikle ilerleyebiliriz. Biz ilerleriz de, bu kemik yığını burada öylece duracak. Burası 20 dakika sonra bomboş ve ıssız olacak. Ara sıra düşüncesini, görüşünü desteklemek için o kemiklerden yararlanmak isteyenler ya da Milliyet Gazetesi'ne çatmak, kızmak için 'Abdi İpekçi'nin kemikleri sızladı' diyecekler. Ben bir ölünün kemikleri nasıl sızlıyor bilmiyorum ama o kemiklerin içinde taşıdığı canı çok iyi biliyorum, onu iyi tanıyorum. Onun ruhunun içinin, kalbinin nelere sızladığını çok iyi biliyorum."
Tören, konuşmaların ardından okunan dualarla son buldu. / Diha
Güncelleme Tarihi: 01 Şubat 2013, 16:37
SIRADAKİ HABER