Afgan mültecilerin feryadı ve AKP'ye isyanı!

Suriyeli sığınmacılara destek vermekle övünen; ancak Adana'da yaşayan 450 Afganlı aileyi sahipsiz bırakan AKP'ye Afganlı mülteciden tepki.

Afgan mültecilerin feryadı ve AKP'ye isyanı!
Devletin kendilerine hiçbir yardımda bulunmadığı için sigara satmaya çalıştığını; fakat bin TL para cezasına çarptırıldığını söyleyen Afganistanlı Beşir Ramazani (42), artık intiharı dahi düşündüğünü kaydetti. İHD Adana Şube Yöneticisi Osman Kara ise, Adana Valiliği'nin mültecilerin yardım talebini kabul etmediğini kaydetti.

Türkiye 24 Ağustos 1951 tarihinde imzaladığı Mültecilerin Hukuki Durumuna Dair Sözleşme'ye (Mülteci Hakları) uymuyor. Son iki yıldır Suriye'de devam eden savaş nedeniyle Türkiye'ye sığınan ve AFAD'ın verilerine göre sayıları 153 bin 324'ü bulan Suriyeli sığınmacılar ile ilgili yardımlar konusunda uluslararası arenada övünen AKP hükümeti, yıllardır ülkesine sığınan diğer mültecileri ise kendi kaderine terk etmiş durumda. AKP hükümetinin Suriyeli sığınmacılar için 609 milyon TL harcama yapması ise Suriye'deki savaşa iktidarı açısından yüklediği misyon gösteriliyor. İşsiz, aç ve sefil bir halde ortada bırakıldıklarını söyleyen Afganistanlı Beşir Ramazani (42), geçinmek için satmak istediği 20 karton sigara ile yakalanarak bin TL para cezasına çarptırıldı. Gözü yaşlı ve çaresizlik içinde İHD Adana Şubesi'ne gelerek hukuki ve insani yardım talebinde bulunan Ramazani'nin adeta isyan ettiği gözlendi.

Ramazani: Ben para değil iş istiyorum

ABD'nin Afganistan'a yönelik askeri müdahalesinin ardından 2008 yılında Türkiye'ye zorunlu olarak göç ettiklerini ve Van'a yerleştiklerini söyleyen Ramazani, depremin ardından ise Adana'ya yerleştirildiklerini ifade etti. Asıl mesleğinin öğretmen ve gazeteci olduğunu söyleyen 3 çocuk babası Ramazani, ne Türk yetkililerinin ne de BM'nin kendilerine sahip çıkmadığını ifade etti. Çalışma izinleri olmadığı için kendilerine iş verilmediğini ve devletin de kendilerine en ufak bir ekonomik yardımda bulunmadığını söyleyen Ramazani, tedavi için gittikleri hastaneler tarafından ise para ve sağlık güvenceleri bulunmadığı için tedavi edilmediklerini dile getirdi. "Ben devlete, Tayip Erdoğan'a diyorum biz ne yapacağız. Ben ne yapacağım. Ev kirası, su, elektrik faturası var. Türkiye milletinden yardım istiyoruz. Yardımdan kastım para değil. Ben para istemiyorum. Gelsin bizim durumumuza baksın. Bize iş versin, çalışma iznimizi sağlasın" diyerek feryat eden Ramazani, mecburi ihtiyaçlarını karşılamak için en son 20 karton sigara aldığını ve Yüreğir ilçesinde satmaya çalıştığını ifade etti. Bu sırada polisin gelip kendisini gözaltına alarak karakola götürdüğünü söylerken gözyaşlarını tutamayan Ramazani, "Şimdi benden bir milyar para istiyorlar. Bir milyar ceza geldi. Kira parası yok, yol parası yok bu parayı nereden getireyim! Ne yapacağım? Dilencilik mi yapayım? Hırsızlık mı yapayım? Çok zor durumdayım. Ben bir öğretmenim; dilencilik mi yapayım, bunu vicdanım kabul etmiyor. Mahkemeye 'param yok nasıl öderim?' dedim. Bana 'Cezaevine git' dediler. İnanın artık intihar edeceğim" diye kaydetti. 

450 Afganlı ailenin durumu aynı

Bir diğer Afganistanlı ve 4 çocuk babası Newroz Ali İsmail (39) de, aynı sıkıntılar ile karşı karşıya kaldıklarını vurguladı. Deprem öncesi Van'da olduklarını ve orada yurttaşların kendilerine iş imkanı sağladığını; fakat Adana'ya geldiklerinden beri çaresizlik içinde kaldıklarını söyleyen İsmail, "Başımızda Afgan yazdığı için mi cezalandırılıyoruz. Bugün Adana'nın Yüreğir ilçesine bağlı Sarıçamlı, Hakancılar, Dervişler, Özgür, Atakent ve Affet Evleri mahalleleri başta olmak üzere birçok mahallede 450'ye yakın aile yaşıyor. Hepsinin sorunu aynıdır. Çalışma izni verilmiyor, yardım edilmiyor. Ailemin tamamı hasta güvencem olmadığı için tedavi edilmiyor. Ceryan parası, tüp parası, ev kirası bunların hepsi çok problem. Eşimin kalbi ağrıyor hastaneye götürdüm cebimde 100 TL var. Sadece kayıt için 60 TL istedi. Çekap için 600 TL istendi" diye kaydetti. 

Valilik mültecilerin yardım talebini kabul etmiyor 

Başvuruları alan İHD Adana Şube Yöneticisi Osman Kara ise, bugüne kadar buna benzer 50'nin üzerinde başvuru aldıklarını bir çok mültecinin ise bizzat derneği ziyaret ederek yardım talebinde bulunduğunu dile getirdi. Gelen mültecilerin genellikle sağlık problemi bulunduğunu, sosyal güvenlik ve yardımlaşmadan gıda talepleri olduğunu ifade eden Kara, durumu bildirdikleri Adana Valiliği Sosyal Güvenlik Yardımlaşma Vakfı'ndan talep edenlerin mülteci olmaları nedeniyle olumsuz cevap aldıklarına dikkat çekti. Adana'da yaşayan mültecilerin hiçbirinin özlük haklarından yararlanmadığını dile getiren Kara, "Hükümetin bugüne kadar bunlarla ilgili hiçbir yardımı olmamış. Diğer taraftan ciddi bir ayrımcılık var. Özellikle Suriye'de yaşanan çatışmalardan dolayı yüz binlerce insanın Türkiye'ye iltica ettiklerini biliyoruz. Hükümet her fırsatta yüz binlerce milyon doları buralara aktardığını belirtiyor. Bu kabul edilemez bir durum. Dünyanın neresine bakarsak bakalım, mülteciler ile ilgili hükümetlerin belli bir politikası var. Mültecilerin haklarını kısmen de olsa yerine getiriyorlar. Fakat Türkiye'de böyle bir durum söz konusu değildir" dedi. 

'Her mülteci güvenli sığınma hakkına sahiptir' diyor ama!

Tüm bunlar bir yana Türkiye'nin altına imza attığı sözleşmede şunlar kaydediliyor: "Her mülteci güvenli sığınma hakkına sahiptir. Fakat uluslararası koruma fiziksel güvenlikten fazlasını içerir. Mültecilere en azından ülkede yasal olarak ikamet eden diğer yabancılara sağlananlarla eşit haklar ve yardım, her bireyin sahip olması gereken temel ihtiyaçlar dahil olmak üzere verilmelidir. Sosyal ve ekonomik haklar diğer bireylere olduğu gibi mültecilere de tanınır. Her mülteci sağlık hizmetlerinden yararlanabilmelidir. Her yetişkin mülteci çalışma hakkına sahip olmalıdır. Hiçbir mülteci çocuk okula gitmekten alıkonulmamalıdır." DİHA

Güncelleme Tarihi: 17 Ocak 2013, 10:49
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER