Kadın Dayanışma Vakfı çalışanı Sosyolog Ebru Hanbay Çakır ise, "Kadın cinayetleri baktığımızda bu cinayeti işleyen faillerin birçoğu kadınların en yakını olan sevgilisi, eşi, babası, erkek kardeşidir. Dolayısıyla aile içerisinde kadınlar şiddet görüyor. Burada ailenin değil, kadının korunması esas olmalı" diye belirtti.
Dünyada her 3 kadından biri şiddet görürken, son dönemlerde kadın cinayetlerinde büyük bir artış söz konusu. Kadına yönelik şiddetin yoğun olduğu Türkiye'de de, her üç kadından biri fiziksel ve psikolojik şiddet görüyor. Veriler; Türkiye'de yaşanan sosyal ve ekonomik sıkıntılarının ilk mağdurlarının kadınlar olduğunu ortaya koyuyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, artan kadın cinayetlerinin önüne geçmek ve gündemde tutmak için yeni bir çalışma başlattı. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Türkiye Temsilcisi İlke Acar, kadın cinayetlerinin daha önce gündeme gelmediğini, ancak artık gündeme gelmeye başladığını söyledi.
'Toplumun büyüyen sorunlarına çözümle yanıt vereceğiz'
Kadınların yaşam hakkı konusunda kadın kurumlarının ilerleme göstermesi gerektiğinin altını çizen Acar, AKP hükümeti ile birlikte Türkiye'nin muhafazakar yapısının arttığını söyledi. Kadın cinayetlerinin toplumun halen kanayan yarası olduğunu ifade eden Acar, toplumun büyüyen sorunlarına büyüyen çözümle yanıt vermek için çalışmalarına devam edeceklerini dile getirdi. Acar, "Türkiye'nin yüzde 50'si AKP'ye oy verdi. Başbakan Erdoğan başta olmak üzere Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin ve diğer Meclis'te bulunan tüm vekillerin söylemleri çok önemli. Onların söylemleri toplumu çok etkiliyor" dedi. Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın "Tecavüzcüsünün çocuğunu doğursun biz bakarız" açıklamasına tepki gösteren Acar, "Türkiye'de cinsel saldırının işlenebilme ortamı artıyor. Çünkü buna cesaret edecek erkekler, daha fazla cesaretlenmiş oluyor" dedi.
'Platform olarak sürece dahil olacağız'
İki yıl önce Temmuz ayında öldürülen Ceylan Soysal davasının bir ay önce sonuçlandığını hatırlatan Acar, "Savcı davada bunun aile meclisi kararı ile yapıldığını söylüyor. Yani töreye gidiyor. 'Her hangi bir indirim uygulanmaz' diyor. Hakim ise, 'hayır aile meclisi kararı, ben bunda görmüyorum. Birebir işlendi' diyor. Tabi ki indirimler de tek tek düşüyor. Bu birçok olayda böyle yaşanıyor. Ağır cezada görülmediği için cinayetler işlenmeye devam ediyor" diye belirtti. Kadın mücadelesinin bir tek erkek ve kadının ezme, ezilme biçiminde olmadığını aktaran Acar, "Biz zaten bunun açıktan bir sistem sorunu olduğunu, sistemle başladığını düşünüyoruz. O yüzden Başbakan Erdoğan, aslında üzerine düşeni yapıyor. Şimdi, Türkiye'de bu kadar büyüyen bir sorunla ilgili olumlu bir şey demezse, sorunlar yaşanmaya devam eder. Başbakan Erdoğan'ın söylemleri toplumu etkiler" dedi. Acar, kadın cinayetlerine ilişkin yaptıkları çalışmayı şu şekilde anlattı: "Kadın Cinayetlerini Durdurma Platformu adı altında eğitim yaptık. 20 farklı ilden canlı bağlantı oldu. Yayınla bunu gerçekleştirdik. Bu Platformun büyüdüğünü gösterir. Eğitime, 'ben de Platform kurmak istiyorum' diyen kadınlar bağlandı. Bu çalışmaları olumlu olarak görüyoruz. Bir kadın cinayeti işlendiğinde biz gazeteciyle, polisle aynı anda orada olacağız. Bunun için gerekli hazırlıkları ve alt yapıyı oluşturuyoruz. Eylem yapacağız, orada onlara sahip çıkacağız ve bu yapılan çalışmaların her yerde oranını yükselteceğiz. Platform olarak sürece dahil olacağız. Kadınların sonuna kadar yanında yer alacağız" diye konuştu.
'Halen ataerkil değerler yürütülüyor'
Kadın Dayanışma Vakfı çalışanı Sosyolog Ebru Hanbay Çakır ise, kadın cinayetlerinin artmasına ve önlem alınmamasına tepki gösterdi. Kadınlarda, "Artık şiddet suçtur" bilincinin yaygın olduğunu belirten Çakır, "Önceden susup oturan kadınlar, şimdi dur diyorlar. Dur dediği nokta da tabi ki kadınlar değişti. Ama erkekler değişip dönüşmedi. Halen ataerkil değerleri yürütüyor. Halen erkeklikle ilgili bir takım değerler devam ettiği için, buna karşı erkek yoğun şiddet uyguluyor" değerlendirmesinde bulundu. Kadın cinayetlerinin en çok boşanmış ve ayrılmaya karar vermiş kadınlarda uygulandığına dikkat çeken Çakır, "Bu noktada tabi erkek artık oradaki iktidarını iyice kaybettiği için şiddetin son şeklini uyguluyor. Tabi bu neo-liberal işsizlik, erkeklerin pek çok alanda kapitalizmin getirdiği ilişkiler içerisinde savrulması da bunun nedenlerinden biridir" dedi.
'Ailenin korunmasında kadın ikinci plana atılıyor'
Kadına yönelik uygulanan şiddet ve cinayetlerin cezasının az olmasına tepki gösteren Çakır, "Bu konuda kolluk kuvvetleri, adli çalışanlar, hakimler, savcılar halen istenilen noktada değil. Pek çok şehirde bir tecavüz vakasında kadının bağırmamasını mesela, 'kadın istekli' diye görebiliyorlar. Bağırmadığı için buna rıza gösterdi gibi değerlendiriliyor. Bu da erkeklerin az cezalarla sıyrılmasına neden oluyor. Bu bağlamda işte erkekler daha az ceza aldığı için de nasıl olsa bunun karşılığı yok. Kadın cinayetleri de bu şekilde artabiliyor" diye konuştu. AKP iktidarını eleştiren Çakır, "AKP döneminde muhafazakar politikalar, kadının birey olarak değil aile içerisinde tasvir etmiştir. Burada aile değerleri öne çıkartılıyor. 6284 sayılı yasa ailenin ve kadının korunması olarak geçiyor. Biz bunun kadınların korunması olarak değiştirilmesi için çok mücadele ettik. Biliyoruz ki; kadınlar zaten aile içerisinde şiddet görüyor. Hani bu gün kadın cinayetleri baktığımızda bu cinayeti işleyen faillerin birçoğu kadınların en yakını olan sevgilisi, eşi, babası, erkek kardeşidir. Dolayısıyla zaten aile içerisinde kadınlar şiddet görüyor. Burada ailenin değil, kadının korunması esas olmalı. Ama yapılan tüm politikalarda zihniyet bu yönde olduğu için, ailenin korunmasında kadın ikinci plana atılıyor. Ve şiddet görmesine de göz yumuluyor" diye belirtti.
'Kadın örgütleri olarak mücadele edeceğiz'
Kadın cinayetlerinin önlenmesini bu alanda çalışan kadın kurumlarının ortaklaşması ile sağlayacaklarını dile getiren Çakır, şunları belirtti: "Bu politikaların izlenmesi ve hayata geçirilmesi için gerçekten bir siyasi irade lazım. Ama, biz bu siyasi iradeyi göremiyoruz. Çünkü bunun eşitlikçi bir bakış açısına inanan bir doğrultuda olması gerekiyor." Kadın cinayetleri devam ettikçe kadın örgütleri olarak mücadelelerine devam edeceklerini aktaran Çakır, "Türkiye'nin farklı coğrafyasındaki kadın örgütleri ile birlikte çeşitli platformda buluşarak, bu mücadelede sesimizi duyurmaya devam edeceğiz" diye konuştu.Diha
Güncelleme Tarihi: 08 Ocak 2013, 10:28
'Ailenin değil kadının korunması esas olmalı'
Artan kadın cinayetlerinin önüne geçmek için çalışma başlattıklarını belirten Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Türkiye Temsilcisi İlke Acar, "Bir kadın cinayeti işlendiğinde, gazeteciyle ve polisle aynı anda orada olacağız. Eylem yapacağız, orada onlara sahip çıkacağız ve bu yapılan çalışmaların her yerde oranını yükselteceğiz" dedi.
SIRADAKİ HABER