Asker kaçaklarına 'vicdani ret' çağrısı

Vicdani Ret Derneği, bir yandan askerlik süresi kısaltılırken diğer yandan asker kaçaklarının yakalanmasına ilişkin protokol imzalanmasının "kanayan yarayı kaşımaktan" başka bir anlam ifade etmeyeceğini belirtti. Dernek, tüm asker kaçaklarını vicdani reddini açıklamaya çağırdı.

Asker kaçaklarına 'vicdani ret' çağrısı
 Vicdani Ret Derneği, geçtiğimiz günlerde asker kaçaklarının, Genel Bilgi Taraması (GBT) sistemine işleneceği ve yakalandıklarında askerlik şubesine teslim edilecekleri yönünde Savunma Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı arasında imzalanan protokole ilişkin İHD İstanbul Şubesi'nde basın toplantısı düzenledi. Vicdani Ret Derneği eş başkanları Oğuz Sönmez ve Merve Arkun'un katıldığı toplantıda açıklama öncesi Alpaslan Kaya isimli yurttaş vicdani reddini açıkladı. İstanbul doğumlu bir Türk genci olduğunu belirten Kaya, öldürmenin kolay, yaşatmanın ise zor olduğunu, kutsal olan tek şeyin yaşama hakkı olduğunu ve tüm canlıların yaşama hakkına saygı duyma zorunluluğuna inandığını bu sebeple de vicdani reddini açıkladığını söyledi. Kaya, "Bu yaşamı onlar vermedi. Yaşamım sonuna kadar benimdir. 'Vatan borcu' safsatasını duymaktan bıktım artık. Kuralları bana uymayan bir oyunu oynamayı reddetmek hakkımdır. Askerlik oyunu bana göre değil ve oynamak istemiyorum. Üniformanızı giymeyeceğim. Hizaya gelmeyeceğim" dedi.

'Askeri cezaevleri toplama kampı gibi' 

Kaya'nın vicdani reddini açıklamasının ardından açıklama yapan Vicdani Ret Derneği Eş Başkanı Merve Arkun, yoklama kaçağı ve bakaya durumunda olanlar hakkında yurtdışına çıkış yasağı, banka hesabı açma yasağı gibi yaptırımların uygulanacağı yönündeki demeçlerin "korku iklimini" yaratma çabası olduğunu söyledi. "İntihar", "kaza" ya da "eğitim zayiatı" adı altında her yıl yüzlerce askerin öldüğüne dikkat çeken Arkun, askerlerin maruz kaldığı baskı ve işkencelerin ise dillendirilmekten kaçınıldığını, her türlü denetimden uzak kalan askeri cezaevlerinin "toplama kampları" gibi olduklarını söyledi. 

'Kanayan yarayı kaşımak' 

Konuşmasının devamında "Zorunlu askerlik sistemi, özellikle de Kürdistan'da yürütülen savaşta iflas etmiştir. Zorla askere alınıp, hiç bilmedikleri bir savaşa sürüklenen gencecik insanların ölüm haberleri özellikle de asker ailelerin tepkisine neden olmuştur" diyen Arkun, ölen gençlerin hepsinin yoksul ailelerin çocukları olmasının ise, konunun "sosyal bir yara" olduğunu ortaya koyduğunu dile getirdi. Arkun, bir yandan askerlik süresi kısıtlanırken diğer yandan yoklama kaçaklarının yakalanması yönünde protokoller yapılmasının "kanayan yara" olarak nitelendirdiği zorunlu askerlik hakkında "kanayan yarayı kaşımaktan" başka bir anlam ifade etmeyeceğini söyledi. Dernek olarak zorunlu askerlik uygulamasına bir an önce son verilmesi gerektiğini istediklerini belirten Arkun, vicdani reddin yasal bir hak olarak tanınması gerektiğini söyledi. Arkun, "Böylesi bir uygulamaya geçilmesi halinde 'asker kaçaklarının' yanında olacağımızı ve her türlü desteği vereceğimizi belirtiyor, bu durumu protesto için tüm 'asker kaçaklarını' vicdani retlerini açıklamaya çağırıyoruz" dedi.DİHA

Güncelleme Tarihi: 30 Ekim 2013, 16:53
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER