Mardin'in Kızıltepe ilçesinde yaşayan BDP üyesi ve Barış Anneleri İnisiyatifi aktivisti 57 yaşındaki Celile İldeniz (57) deyim yerindeyse yargı kıskacı altında. Bugüne kadar katıldığı yürüyüş, açıklama ve eylemler ve hatta giydiği elbiseler nedeniyle dört kere cezaevine giren Barış Annesi İldeniz, hakkında 38 dava açıldı. Üstelik bu dava dosyalarının 9'u aynı gün içerisinde bile açıldı. İldeniz, hakkında açılan bu dava dosyalarından dolayı dört kere cezaevine konulmasına rağmen, bu zamana kadar bu davaların hiçbirinden herhangi bir ceza almadı. Katıldığı her yürüyüş, açıklama ve eylemlere dava açılması nedeniyle neredeyse her adımı suç olarak görülen İldeniz, sürekli takip ve taciz edilmekten rahatsız. Evden dışarı her adımını attığında polislerin takibi ve tacizi ile karşılaştığını belirten İldeniz, bu da yetmezmiş gibi evinde bile sık sık kapıya gelen polislerin tacizine maruz kaldığını ifade etti. Maruz kaldığı bu psikolojik baskıların yanı sıra uğradığı saldırılar ve cezaevi koşullar öyle bir hale geldi ki İldeniz, sinir hastalığına bile yakalandı. Yaşadığı baskılar nedeniyle Kızıltepe Devlet Hastanesi'nde bir süre tedavi gören İldeniz'e tedavinin ardından hastanenin sağlık kurulu tarafından yüzde 40 sinir hastalığı raporu verildi.
Dışarıya adım atmaktan çekiniyor
Herhangi bir şey almak üzere çarşı ve ya pazara çıktığında bazı sivil polislerin tarafından sürekli olarak yolunun kesildiğini anlatan İldeniz, önünü kesen polislerin "nereye gidiyorsun? Nerden geliyorsun? Bu elindekileri ne yapacaksın?" şeklinde sorularına maruz kaldığını ve artık bu durumdan rahatsız olduğunu ifade etti. Bir kadın olarak sürekli takip edilmesinden psikolojik rahatsızlık duyduğunu dile getiren İldeniz, sivil polislere "dışarı çıkmak yasak mı?" diye cevap verdiğinde "yasak değil" karşılığını almasına rağmen sürekli olarak sivil polisler tarafından takip edilmesine bir anlam vermekten zorlandığını belirtti. İldeniz, sıklaşan bu durumlar nedeniyle artık sokağa dahi çıkmak istemediğini söyledi. Kendisini sürekli olarak taciz eden sivil polislerin aynı kişiler olduğunu da ekledi.
Evinde bile polis tacizlerden kurtulamıyor
İldeniz, bu tacizler nedeniyle sokağa çıkmaktan imtina etse de bir süre sonra tacizlerin bu kez de evine taşındığını ifade etti. Peşindeki polislerin kapısına gelerek "Emniyette gelerek fotoğraf çektirmen lazım aksi takdirde akşam seni evden alırız" şeklinde tehditlerde bulunduğunu ileri süren İldeniz, yaşadığı zorluğu "Ben de sivil polisler eve gelmesin diye çaresiz emniyette gittim. Oradaki görevli polisler bana suçlu muamelesi yapıp fotoğraflarımı çekti. Çocuklarım evde aç ama bir şey almak için artık dışarıya çıkamıyorum. Evi bana zindan ettiler. Evin ve çocuklarımın ihtiyaçları oluyor. Her dışarı çıktığımda sivil polisler yolumu kestiği için artık çocuklarımın zaruri ihtiyaçlarını bile alamıyorum" cümleleriyle dile getirdi.
'Acaba yine polisler eve baskın mı yaptı' korkusu
İldeniz, bu tacizlerin yanı sıra evine sık sık baskınlar da yapıldığını aktardı. Her seferinde ifade vermesi gerektiği iddiasıyla polislerin evine baskın yaparak tacizlerini evin içine kadar taşıdığını dile getiren İldeniz, bunu "Sivil polisler ifaden var bahanesiyle sürekli olarak eve baskın yapıyorlar. Sabah evden çıktıktan sonra sivil polisler eve baskın düzenliyor. Çocuklarım bana telefon açıp 'anne polisler eve yine baskın yaptı' diyorlar. Dışarıdayken çocuklarım her bana telefon açtığında acaba yine polisler eve baskın mı düzenlemiş korkusuyla telefonu açıyorum. Çocuklarımın psikolojisi bozulmuş durumda. 14 ve 15 yaşındaki kızlarımı korkudan evde yalnız bırakamıyorum" sözleriyle anlatmaya çalıştı.
Evi basan polisler Newroz'da giydiği elbiseyi sordu!
Barış Annesi İldeniz, bu derece takip ve gözlem altında olmasına rağmen evinin her köşesini hakkında açılan dava dosyalarının doldurduğunu da belirtti. Postacının kapısını her çaldığında eline hakkında yeni açılmış bir dava tebligatı tutuşturulduğunu söyleyen İldeniz, maruz kaldığı bu durumu şu sözlerle aktardı : "Biz barış ve demokrasi dedikçe hakkımızda davalar açılarak her gün eve yeni dosyalar gönderiliyor. Polis barış ve özgürlüğü isteğini suç sayarak, bizi suçlu konumuna koyuyor. Polis barış ve özgürlükten anlamıyor. Polis barış ve özgürlüğe karşıdır. Ben Barış Anneleri İnisiyatifi aktivistiyim ama polis gözünde ben bir suçluyum. Bu dava polis gözüyle çözülmez. Şimdiye kadar elime bir taş bile almış değilim. Polisin elinde somut hiçbir delil yok olamaz da zaten. Çünkü herhangi bir suç işlemedim. Polisin renklere dahi tahammülü yok. Her eve baskın yaptıklarında Newroz Bayramı'nda giydiğim sarı, kırmızı, yeşil renkli elbisemi sordular."
'Mücadelem barış ve özgürlük için…'
BDP üyesi ve Barış Anneleri İnsiyatifi aktivisti olarak barış ve özgürlük için senelerdir mücadele ettiğini söyleyen İldeniz, "Benim mücadelem barış ve özgürlük içindir. Hakkımız olan bütün demokratik yürüyüşlere ve basın açıklamalarına katıldım. Ama tek bir suç bile işlemedim. Eğer bir suçum varsa bana 'bu suçu işledin' desinler. Suçum yok, demokratik hakkımız olan yürüyüş ve basın açıklamaları illegal gösterilerek suçlu haline getiriyoruz" dedi. Barışın esas alındığı ve özgür bir ortam yaratmak içim ayakta olduğunu vurgulayan İldeniz, "Barışın esas alındığı ve özgür bir ortam yaratmak için sokaklardayım. Gençlerimiz bir tek tırnağına zarar gelmesin diye ayaktayım. Biz barıştan yanayız. Hiçbir polis barışı ve özgürlüğü kısıtlama hakkına sahip değildir. Hiç bir polisin keyfi olarak hakkımızda dava açtırmanın hakkı yoktur. Hiç bir polisin barış ve özgürlük yolunun kapatmasına hakkı yoktur" diye konuştu. DİHA
Güncelleme Tarihi: 30 Eylül 2013, 12:24
Barış annesine 38 dava açıldı
BDP üyesi ve Barış Anneleri İnisiyatifi aktivisti olan 57 yaşındaki Celile İldeniz (57) hakkında bir günde 9 dava açıldı. Açılan bu davalarla İldeniz'e açılan dava sayısı 38'e çıktı. Her gün sivil polisler tarafından takip ve taciz edildiğini belirten İldeniz, adeta her adımının takip altına alınıp, üzerinde ağır psikolojik baskı kurulduğunu belirtti
SIRADAKİ HABER