Barış Grubu üyesi 24 kişiden 23’ü adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı

Sokağa çıkma yasakları ve çatışmalara karşı barışı savunmak için Diyarbakır’a giden ve eyleme yapılan müdahale sonrası gözaltına alınan Barış Grubu üyesi 24 kişiden 23’ü adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Barış Grubu üyesi 24 kişiden 23’ü adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı
 Sokağa çıkma yasakları ve çatışmalara karşı barışı savunmak için Diyarbakır’a giden Barış Grubu’ndan gözaltına alınan 24 kişi, dört günün sonunda bugün adliyeye çıkarıldı. Savcı, 24 kişiyi, ifadelerini almadan tutuklama talebiyle mahkemeye sevk etti.

Hakim sorgusunun ardından 23’ünün adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Diyarbakır’da oturan bir yurttaş da tutuklandı.

Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan sanatçı Yasemin Göksu, kararı son derece hukuksuz ve asla onaylanamayacak bir karar olarak değerlendirdi.

Gözaltıların gözlerinin önünde olduğunu ifade eden Göksu, “O kadar saçma sapan bir gözaltıydı ki, son derece barışçıl bir yürüyüşte, üstelik izni alınmış bir eylemde -bildiğim kadarıyla izni de alınmış valilikten- neden bu saldırı oldu, neden insanlar gözaltına alındı. Üstelik ifadeleri bile alınmadan tutuklanmak üzere sevk edilmişler, olacak şeyler mi bunlar?” diye tepki gösterdi.

Diyarbakır’daki eylemde de bulunan Göksu, Diyarbakır’da edindiği gözlemlerini de şöyle aktardı:

“Batıdan bakılınca görülen ya da tahmin edilen gibi bir şey değil. Cizre’deki ablukadan sonra gitmiş ve orada kalmıştık. O kadar benzer durumlar, o kadar hazin, o kadar hunharca ve insanlık dışı uygulamalar. Haberlerde insanlar görmeden dinlerken, vicdanı olan insanlar içleri kan ağlayarak bunları duyuyorlar dinliyorlar, biz orada gözlerimizle gördük.

Basın açıklamasının ardından barışçıl bir yürüyüştü. Öylesine hunharca saldırdı ki polis aynı anda sayılamayacak kadar gaz bombası, ses bombası… Ben birebir ölmek üzereyken, çok yüksek bir duvara tırmanıp oradan kendimi atarak kurtuldum.”

‘Açlık grevinde olanlar var’

“Şu anda orada açlık grevinde olanlar var. Suriçi’ndeki cenazelerini alamıyorlar 10-12 gündür. Bir evlat bir aydır kayıpmış bildirilmiş, fakat daha dün onlara evlatlarının bir ay önce öldürülmüş olduğu söylenmiş. Aileler defalarca valiye gitmişler, kendilerine, Suriçi’ndeki hendeklerin kaldırılmalarına yardım ederlerse cenazelerin verileceği söylenmiş, valilik ve savcılık tarafından.

Hiçbir şey buradan göründüğü gibi değil.

Ayrıca belediyenin önünde Sur’a sokulmayan SES üyeleri var, doktorlar, hemşireler, ebeler, sağlıkçılar… Orada beyaz eylem isimli bir eylem yürütüyorlar.”

Kampanya başlatıldı

“Cizre’de yaptığımız yakılan yıkılan, tarumar olan evlerin, eşyaların insanların ihtiyaçları doğrultusunda yeniden edinilmesini sağlayan bir kampanya düzenlemiştik. İlkay Akkaya, ben ve Filor Uluk. Şimdi Diyarbakır’da bunu başlatıyoruz. Ayrıca Cizre için olan devam ediyor.

Bir de telefon kampanyası başlatıldı. Abluka altında olup Sur’dan Cizre’de, Nur Mahallesi’nde ama dışarıyla iletişimini sağlamak üzere telefon ihtiyacı olanlara kontor ve telefon borçlarnı ödemek gibi bir dayanışma düzenledik. Bize Facebook sayfasından ulaşabilirler, telefon ödemek isteyen arkadaşlar, çünkü gerçekten çok büyük bir ihtiyaç onlar için.

Sivillerin hali perişan.”

Ne olmuştu?

31 Aralık’ta Diyarbakır’da barış yürüyüşüne yapılan polis müdahalesinde gözaltına alınan, aralarında gazetecilerin de bulunduğu 24 kişi, 4 günlük gözaltının ardından bugün Diyarbakır Adliyesi’ne çıkarılmıştı.

Savcı, 24 kişiyi ifadelerini almaksızın tutuklama talebiyle mahkemeye sevk etmişti.

Gözaltındaki 24 kişi arasında “Barışa yürüyorum” sloganıyla Dodrum’dan Diyarbakır’a yürüyen Barış İnisiyatifi üyeleri, akademisyen Haydar Darıcı, Kurdsad TV kameramanı Baran Ok ve müzisyen Şerko Kaniwar da bulunuyordu.

Güncelleme Tarihi: 04 Ocak 2016, 09:21
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER