Türkiye Barış Meclisi üyelerinden oluşan bir heyet, Lice'de askerlerin ateş açması sonucu 1 kişinin yaşamını yitirdiği, 8 kişinin de yaralandığı olaya ilişkin ilçeye giderek bir dizi temaslarda bulundu. Aralarında yazar Hakan Tahmaz, gazeteci Fatih Polat, Türkan Uzun, Ali Karaoğlan, İmam Canpolat, Ayşe Aydoğan ve Şemsettin Koç'un da bulunduğu heyet, Lice Belediye Başkanı Fikriye Aytin, Lice Kaymakamı Özer Özbek ve Kayacık Köyü Muhtarı Kadir Çelik ile görüştü. Görüşmede heyet adına konuşan Hakan Tahmaz, başsağlığı dileğiyle başladığı konuşmasında, çözüm süreci tartışmalarına ilişkin görüşlerini dile getirerek, "Hassas olduğu bir süreçte böyle vahim bir olayın yaşanmış olması bizi oldukça tedirgin etti. Her şeyden önce insanlarımızın canına kastedilmiş olması, bir ölümün ve yaralıların olması sürecin açısından da insanların yaşam hakkını ortadan kaldırmaya yönelik bir girişim olması açısından da oldukça hayati bir sorun olarak görüyoruz" diyerek olayı yerinde incelemek ve bilgi almak için ilçeye geldiklerini dile getirdi.
'Süreci tehdit eden bir durumdur'
Ortada ciddi bir güven sorunu olduğunu dile getiren Tahmaz, "Bu sorunun aşılması için çeşitli girişimlerde bulunduk. Ancak sonuç ne olursa olsun burada yaşanan bunun tepe noktasıdır. Ama bölgedeki yaşanan bazı gelişmeler bu güven sorununun bitirebilmişliğini gösteren şeylerdir. Süreci tehdit eden bir durumdur " dedi.
'Var olan iki karakola rağmen üçüncüsünün inşası kaygı uyandırdı'
Tahmaz'ın ardından değerlendirmede bulunan Lice Belediye Başkanı Fikriye Aytin, "Newroz'la birlikte barış sürecinin başlatılmış olması, gerillanın geri çekilmesiyle birlikte sürecin daha güven verici olması gerekirken, Türkiye'de şu an Gezi ile başlayan sonra Ankara'nın yaklaşımını tutumunu bu seviyeye Lice'de yaşanılan olaya kadar getirdi. Halkta kaygılar da vardı. Kaygı ne idi? Merkezi hükümete olan güvensizlik. Bu güvensizlik herhangi bir adımın henüz atılmamış olması. Söylemlerde, yaklaşımlarda negatif bir dilin kullanılması halkta bir güvensizlik yaratmıştı. Barış umutlarının yükseldiği bir süreçte bölgede bu kadar çok karakolların inşa edilmesi, doğanın tahrip edilmesi yönünde barajların ve HES'lerin inşa edilmesi toplumda büyük kaygılar uyandırmakta. Halk demokratik tepkisini dile getirmek adına Hêzen köyünde var olan iki karakola rağmen, bir üçüncünün inşa edilmesinden tedirgin olmuş ve buna karşı demokratik tepkisini dile getirmek adına orda bir eylem gerçekleştirmiştir" şeklinde konuştu.
'Umut ediyoruz ki daha önceki katliamlar gibi üstü örtülmez'
Devlet yetkililerinin olayın ardından aslı astarı olmayan açıklamalar yaptığını dile getiren Aytin, "Halkı tarama yetkisi nereden geldi. Bunu anlamış değiliz" diyerek, bunun araştırılıp bir sonuca kavuşturulmasını istedi. Barış sürecinde barış girişiminde bulunan bir gencin yaşamını yitirmesi, bu sürecin bilinçli olarak bazı karanlık güçlerin süreci baltalamaya yönelik bir girişim olduğunu kaydeden Aytin, "Açıklamalar ürkütücü. Olayı örtbas etme adına farklı söylemler ortaya atılması acımızın üzerine daha çok bir acı kattı. Hiçbir katliam beklediğimiz düzeyde sonuç almadı, aydınlatılmadı. Ama umut ediyoruz ki bu barış sürecinde bunun faillerinin tespit edilip açığa çıkartılmasıdır" şeklinde konuştu.
'Grupta kimsede silah yoktu'
Heyet daha sonra Lice Kaymakamı Özer Özbek ile makamında görüştü. Basına kapalı bir şekilde gerçekleşen görüşmede Özbek'in basında çıkan "vatandaşlar birbirini vurdu" açıklamasını yapmadığını, "Bu karakol olayıdır" ve "O gün bütün itidali Emine Ayna sağladı. Allah ondan razı olsun" dediği öğrenildi. Uzun süren görüşmenin ardından heyet üyeleri, Lice'den ayrılarak olayın gerçekleştiği Kayacık Köyü Muhtası Kadri Çelik ile görüşerek, olayın meydana geldiği karakol çevresinde incelemelerde bulundu. Görüşmede olayları uzaktan izlediğini ve silah seslerinin duyulması üzerine eve geçtiğini belirten Çelik, yakılan çadırlarda kalan işçilerin olay günü çalışmadıklarını dile getirdi. Yeni karakol yapımını protesto eden kitlenin içerisinde kimse de silah görmediğini dile getiren Çelik'in açıklaması kaymakamın "Gruptan askere ateş yok, havaya ateş var iki el" açıklamasının da yersiz olduğunu ortaya çıkardı. Olayda yaralanan Refika (Jiyan) Bulut'un kayınpederi Tayfur Bulut ve ismini vermek istemeyen bir görgü tanığı ile görüşen heyet üyeleri, daha sonra karakol çevresinde inceleme yaptı.
'Devlet geleneksel tutumunu sürdürüyor'
Lice'deki incelemelerini karakol çevresindeki incelemeyle tamamlayan heyet adına Hakan Tahmaz kısa bir açıklama yaptı. Kürt sorunun da yaşanan barış sürecinde önemli bir kaygı nedeni olan Kayacık köyünde yaşanan olay nedeniyle bölgeye geldiklerini dile getiren Tahmaz, "Yaptığımız görüşmelerde büyük oranda yansımış olan devletin bugüne kadar bu tür benzer konularda izlediği politikaları değiştirmeme konusunda büyük bir inanç oluşturduğu. Geleneksel olarak sorunların üstünü örtmek, saptırmak gibi tutumunda ısrar ettiğini gördük. Burada bir köylülerin hemen hemen tamamının inşa edilen karakola karşı olduğunun biliniyor olmasına rağmen bunun yapılmaya başlanılması ve bunun yarattığı toplumsal tepki karşısında devletin geleneksel tutumunu izlediğini gördük" şeklinde konuştu.
Köyden ayrılan heyet hastanede tedavisi devam eden Refika Bulut'u ziyaret etti. Diyarbakır'da STK temsilcileri ve BDP ile görüşecek olan heyet, daha sonra incelemelerini raporlaştırarak kamuoyu ile paylaşacak. / Diha
Güncelleme Tarihi: 01 Temmuz 2013, 23:44
SIRADAKİ HABER