Bozova Ovası'nda çiftçiler isyan aşamasında

Atatürk Barajı ile sulanmaya başlanan Urfa'nın Bazik Ovası'nda, çiftçiler özensizce döşenen sulama borularının sık sık patlamasından dolayı çiftçiliği bırakma aşamasına geldi.

Bozova Ovası'nda çiftçiler isyan aşamasında
Proje kapsamında kum gömlekleme yapılarak toprağa gömülmesi gereken CTP borularının toprağın altına tedbirsiz gömüldüğünü söyleyen Atatürk Barajı Sulama Birliği Müdürü Abdullah Gökkan, "Çiftçilerin kaderi firmalara teslim edilmiş ve kontrol edilmemiş. Bu firmalar da maalesef çiftçilerin hayatı ile oynamış" dedi.

Urfa'nın Bozova ilçesi Bazik Ovası sulama projesi kapsamında döşenen CTP boruları için biçilen ömür, köylülere 100 yıl olarak söylenirken, Devlet Su İşleri (DSİ) Bölge Müdürlüğü'nün yaptığı tespitler sonucu, 9 yılda kullanılamaz hale geldi. Atatürk Barajı ile oluşan bir ilçe, onlarca köy ve Newala Çori'yi sular altında bırakan Tuz Gölü'nden büyük baraj gölü bir tarafta dururken, 2004 yılında faaliyete geçen Bozova Sulama Projesi'nin kısa sürede kullanılamaz hale gelmesi, barajların faydası ve zararlarını tekrar tartışmaya açtı. 183 bin dekar tarım alanının sulanması amacıyla döşenen borularda oluşan kırılmalar bazı çiftçilerin ürünlerinin su altında kalmasına yol açarken, tamiri yapılana kadar susuz kalan bazı çiftçilerin de ürünleri kuruyup gidiyor. Köylüler ellerine aldıkları kırık boru parçaları ile "Bu boruların döşenmesine DSİ müsaade etti. Borulara kum gömlek giydirilmemiş, kırılmasını engelleyecek hiçbir tedbir alınmamış. Döşenen borular da projedeki borular değil" diyor. Her gün kırıklarla uğraşmaktan sulamaya yoğunlaşamadıklarını söyleyen Atatürk Barajı Sulama Birliği Başkanı Abdullah Gökkan ise proje yapım aşamasındaki hatalardan kaynaklı bölgelerinde sağlıklı sulama yapılamadığını, şu an devam eden Suruç Sulama Projesi'nde de aynı hataların tekrarlandığını dile getirdi.

'Başbakanlığa çıkacağım'


Şıhlar (Şexler) köyündeki bir patlağı göstererek yaşadıklarından yakınan Fatma Doğan isimli çiftçi, geçen yıl tarlasında pamuk ektiğini, pamuğun borudaki patlaktan kaynaklı su altında kaldığını, sonra karpuz ektiğini karpuzun da aynı akıbeti yaşadığını dile getirerek, bu yıl ektiği fıstık fidelerinin de yine sular altında kaldığını ifade etti. Tarlasının patlaktan sonraki halini Fırat Nehri'ne benzeten Doğan, "Bin kök fıstığım su altında kaldı. Devletin parasını yiyip, yatıyorlar. Bu çürük boruları döşemişler. Son bir hafta içinde 3 patlak oluştu. Dilekçe vereceğim. Çözüm bulmazlar ise Ankara'ya Başbakanlığa çıkacağım" diye konuştu. Doğan, eline aldığı kırık boru parçasını biraz eğdikten sonra kırarak, "Bakın kağıttan farksız. Bu boru nasıl dayansın" dedi. Bir diğer çiftçi Mustafa Taşkıran, "Bize, '100 yıl dayanacak' dediler, ama 4 yılda borular dayanamaz oldu. Sabah Birlik onarıyor, gece bir daha patlıyor. DSİ bu boruları hiç kontrol etmedi mi? Bunlar nasıl dayanacak diye sormadı mı? DSİ yetkililerinin vicdanı hiç mi sızlamadı? Hiç mi acımadı köylülere? Şeker pancarı ektim gitti, fıstık ekiyorum su altında kalıyor" dedi. Taşkıran, DSİ'nin onlarca mühendisinin proje yapım aşamasında bölgede kontrolörlük yaptığını, ancak sadece para yediklerini ileri sürdü.

20 dönüm arazisinin 3 defa göle döndüğünü söyleyen Binekli (Uçkilis) köyü sakini Ramazan İnce ise, "Halimizi görsünler, yardım eli uzatsınlar" diyerek elindeki boru parçasını parçalayıp borunun kalitesizliğini gösterdi. Hacılar köyünde toprak yarıcılığı yaparak geçinmeye çalışan Suruçlu mevsimlik tarım işçisi Hüseyin Doğan da evini terk edip 8 ay tarlalarda yaşadığını, ancak tüm emeklerinin boşa gittiğini söyledi. "Madem böyle rezil olacağım, evimi neden terk ettim" diye tepki gösteren Doğan, "Çadırda çocuklar aç, perişan. Zaten rezil bir yaşam yaşıyoruz, üstüne de bu rezillik, biz ne yapalım, nasıl yaşayalım" diyerek yaşananlara isyan etti. 

'Çiftçiliği bırakma aşamasındayız'

Şexler köyünden Haci Keruklu ise, hidrat yollarının kumla kapalı olması gerektiğini, ancak Bozova sulama projesinde hidrat yollarının kırmızı toprağın altına rasgele gömüldüğünü söyledi. Resmiyette tüm hidrat yollarının çakıllanmış kum ile örtülü olduğunun göründüğünü söyleyen Keruklu, "Bayındırlık Müdürlüğü'ne dilekçe verdim, DSİ'yi işaret ettiler; DSİ'ye müracaat ettim, Sulama Birliği'ni gösterdiler. Kime başvuralım bilmiyoruz" dedi. Keruklu, suya yapılan yüzde 150 zam ile dönümü 40 TL olan suyun bedelinin 100 TL'ye çıkarıldığını belirterek, çiftçilerin ekim yapamaz duruma geldiğini belirtti. Kılıç köyünde çiftçilik yapan Hasan Kurtaran de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve bakanların Ankara'da oturarak köylülerin perişan vaziyetini göremediğini ifade etti. Gübre serildikten sonra patlayan borudan çıkan suyun tüm gübresini alıp götürdüğünü ve ektiği pamuğun da yarısının kalktığını söyleyen Kurtaran, "Böyle devam ederse mazotun, gübrenin, işçinin parasını nerden getireceğiz? Burası ihale edildiğinde DSİ nerdeydi, hiç mi denetlemediler ki aynı boru günde 3 defa patlıyor. 100 yıl denen boru, bir yıl dayanamıyor. Kimse ilgilenmiyor. Sorun çiftçinin ise, biz bırakma aşamasındayız. Başbakan, bakan, vali, DSİ bizi dinlesin! Sırtlarını çevirirlerse, sonumuz hiç iyi olmayacak" diye konuştu. 

'DSİ kendi hatasını kabul etti'

Çiftçilerin sorunlarını paylaşan Atatürk Barajı Sulama Birliği Başkanı Osman Aydoğdu, ucuz boru döşendiğini, kum gömleklemenin yapılmadığını, projede sağlam tek tarafın bulunmadığını ifade etti. Çiftçilerin haklı olarak tepkili olduğunu söyleyen Aydoğdu, "DSİ komisyon kurdu, geldi inceleme yaptı. Bütün hataları tespit edip raporlaştırdı. Ancak çözüm yok. Bundan önceki DSİ Bölge Müdürü yapma sözü verdi, tayini çıktı. Şimdiki müdüre gösterdim hataları ve kendilerinin tuttuğu raporu, ancak beni odasından çıkararak mühendislerin hatalı rapor tuttuğunu ifade etti. Valiye anlattım, 'Gelip inceleyeceğim' dedi, gelen giden yok. Tek yol adalete götürmek. Mecbur hukuksal müracaatları yapıp sonuç bekleyeceğiz. Tabi bu arada çiftçiler ne kadar zarar eder bilemiyorum" şeklinde konuştu.

'Çiftçi isyan aşamasında' 

Sulama Birliği Müdürü Abdullah Gökkan ise, çiftçilerin suyun gelişini büyük coşku, davul zurna ile karşıladığını, ancak şu an isyan eder duruma geldiklerini belirtti. Projenin 2004 yılında hayata geçtiğini söyleyen Gökkan, "Çiftçilerin kaderi firmalara teslim edilmiş ve kontrol edilmemiş. Bu firmalar da maalesef çiftçilerin hayatı ile oynamış" dedi. Şexler köyündeki patlağı gösteren Gökkan, "Burada CTP boru kullanılmış. Burası asfalt yol görünüyor. Burada borunun mutlaka betonarme korumaya alınması gerekirdi, ancak görüldüğü gibi direk toprağın altına gizlenmiş. Boru, montaj, işçilik, kum gömlekleme özensiz veya hiç yapılmamış. Kurum olarak denetim yapılmadığı için sorunu Birlik yaşıyor. Başta DSİ olmak üzere ilgili tüm kurumlara sorunu yazdık, ilgilenmediler. Gelip sorunu tespit ettiklerinde de çözüm yolu göstermediler. Bilinsin ki çiftçi isyan durumundadır. Biz 2012 yılında 401 bin 629 TL CTP boru onarımına para harcamışız. Birliğin bütçesi bu paraları kaldıramıyor. Çiftçi haklı olarak Birliği tanıyor. Ancak bilinmelidir ki sorun Birliğin değil, geçmiş sorunların Birliğe devredilmesidir" dedi. Gökkan, şu an projesi devam eden Suruç Ovası'nın sulama işinin de aynı mantıkla devam ettirildiğini, Suruçluların büyük coşku ile su almaya hazırlandıklarını, ancak kısa süre sonra orada da büyük hayal kırıklıklarının ortaya çıkacağı uyarısında bulundu. DİHA

Güncelleme Tarihi: 10 Haziran 2013, 09:59
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER