Vicdani reddini açıklayan Nehir Sal, "T.C devleti okullardan ve sokaklardan topladığı gencecik insanları sistematik bir şekilde birer savaş makinesine dönüştürerek, Kürdistan'daki ezilen halkların üzerine sürüyor. Bütün ordular terörist, bütün devletler katildir" dedi.
15 Mayıs Platformu tarafından hafta boyunca savaş, militarizm, kışlalarda asker ölümleri, vicdani ret, savaşın kadınlar, çocuklar üzerindeki etkileri, dinin vicdani redde bakışı gibi çeşitli konularda etkinliklerin gerçekleştirildiği Vicdani Ret Haftası etkinlikleri son buldu. Vicdani retçiler son olarak Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nde düzenlenen etkinliğin ardından, Kültür Merkezi önünden Taksim Meydanı'na yürüdü.
Boyunlarına barışı simgeleyen beyaz renkli şallar takarak yürüyen vicdani retçiler, "İtaatsizlik özgürleştirir", "Ne okula ne kışlaya liseliler isyana", "Askere gitme kardeşkanı dökme" pankartları açtı. "İnsanız vicdanlıyız reddediyoruz", "Bijî biratiya gelan", "Savaşta barışta militarizm öldürür" dövizleri taşıyan grup, "Reddet diren hayır de askere gitme", "Biz Ordu'ya sadece fındığa gideriz", "Hiç kimse asker doğmaz", "Her insan bebek doğar", "Ne mutlu insanım diyene" sloganları attı. İstiklal Caddesi'nde birkaç kişi, "Her Türk asker doğar" sloganları atarak, gerginlik yaratmaya çalıştı. Polisler grubu uzaklaştırdı.
Yürüyüşün ardından Taksim Meydanı'nda basın açıklaması yapıldı. Açıklamada konuşan Merve Orhun, "Halkı askerlikten soğutma suçunun" yer aldığı 318. Maddeden yargılayan Türkiye'nin 47 Avrupa Konseyi ülkesi içinde vicdani reddi kabul etmeyen ülke olduğunu söyledi. Orhun, savaşın acımasızlığının en derin biçimde yaşanıldığı Türkiye'de tüm insanları savaşa karşı seslerini yükseltmeye çağırdı. Orhun"un açıklamasının ardından 13 kişi vicdani reddini açıkladı.
'Asker olarak değil insan olarak doğdum"
Vicdani reddini açıklayan Yusuf Özgüler, "Kendi tercihim olmadan bu topraklarda dünyaya geldim. Daha sonra bana bir kimlik yüklendi Türk olduğum söylendi. Ve sonra 'her Türk asker doğar' söylendi Oysa ki; benim Türk olmam genetik bir kazaydı ve asker olarak değil insan olarak doğmuştum. Asker olarak doğmadım ama asker gibi itaat eden, düşünmeyen, sorgulamayan birey olabilmem için ellerinden geleni yaptılar" dedi. Görme engelli Esra Güleç ise, savaşların fiziksel ve zihinsel engellere sebep olduğuna dikkat çekerek, "Engelsiz bir dünya istiyorum" diyerek, vicdani reddini açıkladı.
Vicdani reddini açıklayanlardan Nehir Sal da, "T.C.'nin uzun yıllardır Kürt halkına ve bu topraklardaki tüm halklara uyguladığı zulmün kaynağı devletin ve efendilerin militarist algılarında yatar. Kışlayı, bireyleri, eğitmede ve ehlîleştirmedeki son aşama olarak gören T.C devleti okullardan ve sokaklardan topladığı gencecik insanları sistematik bir şekilde birer savaş makinesine dönüştürerek, Kürdistan'daki ezilen halkların üzerine sürüyor. Öldürüyor. Tecavüz ediyor. Köyleri boşaltıyor. İtaat etmeyenleri hapsediyor. Delirtiyor. Sivil ölüme mahkum ediyor. Devleti ve onun militarizmini reddediyor ve vicdani reddimi açıklıyorum. Bütün ordular terörist, bütün devletler katildir" dedi. DİHA
