Cenazeler ezgilerle uğurlanıyor

Yüzbinlerin sel olduğu ve aktığı Batıkent Meydanı'nda Sakine Cansız, Leyla Şaylemez ve Fidan Doğan, Diyarbakır semalarını inleten slogan, zılgıt ve ezgiler eşliğinde sonsuzluğa uğurlanıyor.

Cenazeler ezgilerle uğurlanıyor
Yüzbinlerin bir an olsun dinmeyen "Güneşin yoldaşları ölümsüzdür", "PKK halktır halk burada" ve "Şehîd namirin" sloganları eşliğinde konuşmacılar konuşmalarını yaptı. Konuşmacıların duygulu konuşmaları hem kitleyi hem de konuşmacıların gözyaşı dökmesine neden oldu. Hüznün ve öfkenin dinmediği Diyarbakır'da konuşan BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, meydanı dolduran yüzbinleri işaret ederek, "Bu halk Sayın Öcalan'ın arkasındadır. Bu meydan bunun tanıklığı bunun fotoğrafıdır. Biz barış isteyen halkımızı en büyük güvence olarak görüyoruz. Bizimle muhatap olmak isteyenler neyi güvence olarak ortaya koyuyorlar, onu görmek istiyoruz. Bu cenaze töreninde verilmiş güçlü mesajı almak istiyorsanız. Kana doymuş bu topraklarda artık çiçekler açsın genç bedenler değil savaş zihniyetini gömelim diyorsanız biz hazırız" dedi.




Paris'te 9 Ocak'ta katledilen Kürt kadın siyasetçileri PKK kurucularından Sakine Cansız, KNK Paris Temsilcisi Fidan Doğan ve gençlik hareketi aktivisti Leyla Şaylemez'in cenaze töreninde yüzbinler konuşmalar boyunca sloganlarla Diyarbakır semalarını inletti. Yurttaşların siyah giyinmesi ve beyaz tülbent takması nedeniyle alan adeta siyah ve beyaza büründü. Cansız, Doğan ve Fidan'ın fotoğraflarının bulunduğu "Savaşan özgürleşir, özgürleşen güzelleşir, güzelleşen sevilir" pankartının açıldığı alanda yüz binler, "Hepimiz Sakine'yiz", "Hepimiz Leyla'yız", "Hepimiz Fidan'ız" lolipop dövizlerini ellerinde taşıdı. 3 Kürt kadın siyasetçinin fotoğrafların bulunduğu "Roboskî'de Paris'te acıyı öfkeye öfkeyi zafere çevireceğiz" pankartının açıldığı alanda, Lice ilçesinde çıkan çatışmada yaşamını yitiren HPG Askeri Konseyi Üyesi Ertem Karabulut, PKK ve Konfederalizm bayrakları da açıldı. Alanda çok sayıda PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın fotoğrafları taşınırken, kadınlar PAJK bayraklarını açtı. PKK bayraklarına sarılı tabutlar kadınların omuzunda hazırlanan platformlara konuldu. Kadınlar, tabutların etrafında çember oluşturdu. Yüzbinlerce kişi hep bir ağızdan "Şehîd namirin" ve "Güneşin yoldaşları ölümsüzdür" sloganları attı. Sık sık "Berîtana min" ve "Sê jinên azad" parçalarının çalınması alanda duygulu anların yaşanmasına neden oldu. 



Daha sonra BDP Diyarbakır İl Eş Başkanı Zübeyde Zümrüt Kürtçe kısa bir konuşma yaptı. Zümrüt, "Buradan söz veriyoruz sonuna kadar arkanızda yürüyeceğiz Heval Sakine, Leyla, Fidan. Söz veriyoruz size bir kez daha. Cenaze merasiminin ardından 3 özgürlük çiçeğini yolcu edeceğiz. Memleketleri onları bekliyor. Onları kucaklamak istiyor. Biz de uğurlar olsun sizlere Sakine, Fidan ve Leyla diyoruz. Uğurlar olsun size uğurlar olsun" dedi. 

PKK'li ve PAJK'lı tutsakların mesajı

Daha sonra PKK'li ve PAJK'lı tutsaklar adına Deniz Kaya'nın mesajı okundu. Duygulu anların yaşanmasına ve öfkenin büyümesine neden olan mesajda şunlar kaydedildi: "Ölüm her zaman erken, her zaman ağır ve her zaman sinsi olmuştur… Ancak hiçbir ölüm bu kadar kalleş, bu kadar zamansız olmadı…. Hiç beklemediğimiz bir zamanda, en onulmaz bir anda ölüm yoldaşlarımızı bizden ayırmış, yüreğimize kor ateşler düşürmüştür… Üç komutanımızı, üç yoldaşımızı, üç fidanımızı kalleşçe, sinsice, korkakça, alçakça katledenler bilmelidirler ki, özgürlük yürüyüşümüz durdurulamaz! Halkımızın kendi kimliğiyle, özgür ve onurlu yaşama talebi engellenemez. Sara kadar büyük yüreği, Fidan kadar derin ruhu ve Leyla gibi iradesi olan bir halkın özgürlük yürüyüşü engellenemeyecektir…. Çocuklarının cenazesini alkışlarla, zılgıtlarla, gurur gözyaşlarıyla sonsuzluğa uğurlayan Kürt halkının özgür geleceğini tarihe not düşerek kazanacağı kesindir. Ağıt yakmakla, acı çekmekle yüklü hayatımızın bu en zor dönemecini, yitirdiğimiz arkadaşlarımızın, yoldaşlarımızın anılarıyla, düşleriyle, umut ve inançlarıyla yorulmadan geçeceğiz... Dün Numan yoldaşımızı, ölümsüzler kervanına uğurladık, bugün Sara, Fidan ve Leyla yoldaşları ölümsüzler kervanına uğurluyoruz… Kürdistan devriminin yiğit neferlerini, büyük komutanlarını andığımız bugün de, başta aileleri olmak üzere, yoldaşlarımıza, değerli ve onurlu halkımıza baş sağlığı dileklerimizi iletiyor, anılarına her zaman bağlı kalma sözümüzü bir kez daha yineliyoruz. 



Ağlamayın, yas tutmayın; acınız hafiflemesin!.. Binlerce cesur çocuğunuzun kanıyla, canıyla kazandığınız bu onuru daha da yüceltecek olan yoldaşları, onlara en bağlı duygularla ve fedaice bu özgürlük serüvenini sürdürmeye hazırdır. Ağlamayın, yas tutmayın; acınız hafiflemesin. Bizi birbirimize bağlayan şehitlerimizin anılarına bağlılıkla, cehenneme çevrilmek istenen bu toprakları yeniden cennet yerine dönüştürecek zamanları yaşıyoruz. Ağlamayın, yas tutmayın; acınız hafiflemesin.! özgürlüğümüz şehitlerimizin bize bıraktığı değerlerle yarın kadar bize, size, hepimize yakındır. Ağlamayın, yas tutmayın; acınız hafiflemesin.! Sara fedailiği, Fidan gülüşü, Leyla bakışı, Numan fedailiği var oldukça bu halk artık kaybetmeyecektir.!

Başta Kürdistan halkı olmak üzere, tüm Kürdistani kurum ve örgütlere, halkımızın dostlarına, devrimci ve demokrat çevrelere çağrımızdır; gün yoldaşlarımızın ardında saf tutma günüdür, gün devrim ve özgürlük mücadelesini büyütme günüdür, gün yoldaşlarımızı sonsuzluğa uğurlarken, özgürlük ve sosyalizm bayrağını daha da yükseltme günüdür. Tüm halkımızı, halkımızın dostlarını; yüreği özgürlük ve devrim için çarpan herkesi, Sara, Fidan ve Leyla yoldaşı uğurlamaya, bugünü yas tutan bir halkın özgürlük bayramı haline getirmeye çağırıyoruz. Bizler, yüreği özgürlük sevdası ile çarpan tutsaklar olarak, başta büyük komutanlarımız Sara, Fidan ve Leyla yoldaşlarımız olmak üzere, tüm halkımıza söz veriyor, ant içiyoruz; sonucu ve bedeli ne olursa olsun, özgürlük serüvenimizi; devrim ve sosyalizm mücadelesini asla ve asla yarım bırakmayacak ve uğrunda hayatlarınızı yitirdiğiniz bu mücadeleyi zaferle taçlandıracağız. Burada bir kez daha tüm yoldaşlarımıza ve siz onurlu halkımıza söz veriyoruz; and olsun ki, ne özgürlük sevdamızdan vazgeçeceğiz ne de şehitlerimize bağlılığımızdan. Bir kez daha halkımıza baş sağlığı diliyor; selam ve saygılarımızı sunuyoruz. Komplocular kaybedecek; özgürlük kazanacak, halklarımız kazanacak. Şehîd namirin."



Osman Baydemir: Sakine yoldaş Seyid Rıza'nın torunudur onun bayrağını taşıdı


Mesajın ardından Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, bir konuşma yaptı. Kürtçe konuşan Baydemir, Cansız, Leyla ve Fidan'a mücadelelerini sürdüreceği sözü verdi. Baydemir şöyle konuştu: "Amed Özgürlük başkenti, barışın başkenti. Bugün yas günüdür. Mazlum milletin, Kürt halkının yas günüdür. Yüzbinlerce Kürt özgürlük meydanında evlatlarını karşılıyor. Amed ben sizlerin huzurunda ve bütün özgürlük çalışanları önünde saygıyla eğiliyorum. Amed bugün en zor ve zahmet ev misafirliğini yapıyor. Bizlere söz vermişlerdi Sakine, Leyla ve Fidan kardeşlerimiz Amed Newroz'una geleceklerdi, onları Newroz'da karşılayacaktık misafir edecektik. Ancak bugün onları başkentlerinde hüzünle misafir ediyoruz. Sakine yoldaş Amed zindanında Mazlum Doğan, Kemal Pir ve bütün yoldaşlarınla bir tohum ektiniz. Siz duygularınızla ve yüreğinizin aydınlığıyla bir milletin özgürlüğü için uğraştınız. Bugün bilin ki Amed kenti Amed zindanı ki siz barış tohumunu atmıştınız bugün özgürlük ormanına dönüşmüş. Çok yaşasın yoldaşların, çok yaşasın ve direnişin hep yaşasın. Sakine yoldaş Seyid Rıza'nın torunudur. Onun bayrağını taşıdı ve bugüne getirdi. Söz veriyoruz annelerin gözyaşları üzerine söz veriyoruz o bayrak Kürt halkı özgürleşene kadar dalgalanacak. Özgürlüğe, eşitliğe ve onurlu bir barış gelene kadar sizlerin takipçisiyiz" dedi. 



'Onurlu bir barışa kadar direnişinizleyiz'


17 Ocak'ın Rojbin'in doğum günü olduğunu hatırlatan Baydemir: "Bugün yas günüdür Rojbin yoldaşın doğum günüdür. Ancak bugün doğum gününde Fidan Doğan, Amed'e geldi. Söz vermiştik Newroz'da birlikte olacaktık. Ama bugün Rojbin yoldaş inan ki burası Newroz alanıdır. Sizler bugün burayı Newroz alanına çevirdiniz. Şêx Saidê Kal'ın torunu bütün dünya bilsin ki Kürt halkının hiçbir evladı sahipsiz değildir. Milyonlar zulmü katliamı kınıyor. Bütün cihana ve zalimlere sesleniyoruz. Sizler bizden birini öldürdüğünüzde bizler yüzbinlerle geleceğiz artacağız. Kürdistan şehitlerinin yolu açık olsun uğurlar olsun. Hoş geldiniz başkentinize Amed kentine hoş geldiniz. Başımız gözümüz üstüne geldiniz. Sizlerin huzurunda eğiliyorum sahiplenmenizin karşısında ve annelerin gözyaşları karşısında saygıyla eğiliyorum. Şehitlerin kanı ve annelerin gözyaşı üzerine yeminler olsun ki onurlu bir barışa kadar sizlerleyiz. Direnişinizleyiz" dedi. 



Ahmet Türk: 

Ardından DTK Eş Başkanı Ahmet Türk, Kürtçe başladığı konuşmasını Türkçe sürdürdü. Türk, "Değerli onurlu halkımız, muhterem anneler. Bugün yüreğimiz yanıyor, Kürdistan'ın, özgürlüğün 3 çiçeğini şehit kervanı arasına uğurluyoruz. Ama bu bedelin hiçbir zaman Kürt halkı tarafından unutulmayacağını iyi biliyoruz. Diyarbakır'da bugün yüzbinlerce kişi özgürlük şehitlerini, Kürdistan şehitlerini uğurluyor. Selam olsun Sakine, Leyla, Fidan yoldaş diyorlar. Kürt halkı onurlu bir barış, özgürlük için sürekli bir mücadele içindedir. Annelerimiz ağlamasın, gözyaşı dökmeyin o şehitler onurlu şehitlerdir. İnsanlar ölür ancak isimleri kalır. Her zaman Kürt halkı bu şehitlerin yolunda yürüyecektir bunu iyi bilin. Bugün yüzbinlerce kişi şehitlerini karşılıyor ve uğurluyor. Bu nedenle mutluyuz. Ancak biliyoruz ki Kürt halkının yüreği yanıyor; ama Kürt halkı özgürlük mücadelesi yanan yüreğindeki koru söndürecek onu da biliyoruz. Bütün dünyanın gözleri bugün Amed'tedir. Bunun için bir kaç şeyi de Türkçe dile getirmek istiyorum. Biliyoruz özgürlük mücadelesinin bedelleri çoktur. Özgürlük dışında Kürt halkı hiçbir şeyi kabul etmemektedir. Onurlu bir barışı halkların kardeşliğini özgür geleceği hep savunduk. Barış ellerimizi hep uzattık. Barış istedik halkların kardeşliğini istedik; ama bize hep teslimiyeti dayattılar. Kürt halkı onursuz bir yaşamı asla ve asla kabul etmeyecektir. Ama barış özlemimizi arzumuzu, talebimizi de hiçbir zaman gündemden düşürmedik" diye konuştu. 

'Ey Başbakan barışı konuşurken Kandil'i bombalıyorsun'

Çok önemli bir süreçten geçtiklerini ifade eden Türk konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bugün herkes Kürtlerden büyük bir hassasiyet beklemektedir. Bugün bile 3 yoldaşımızı bir katliamda kaybetmemize rağmen bugün yine barışı halkların kardeşliğini esas alan bir yaklaşım göstermektedir halkımız. Onurlu bir barışa hazır olduğunu söylemektedir. Ancak ve ancak barış karşılıklı saygı ile oluşur. Halkların birliğini tanımasıyla sağlanır. Adalet eşitlik olmalıdır. Barışı ancak o zaman sağlayabiliriz. Bakınız bütün dünya Diyarbakır'da barışa zarar gelmesin diyor. Biz bu duyguyla bu kararlılıkla bugün şehitlerimizi uğurluyoruz; ama şunu da söylüyoruz barış için hassasiyet gösterin diyenler; Ey Başbakan! Barışı konuşurken Kandil'i bombalıyorsun. Hem hassasiyetten söz edeceksin hem de 3 şehidimizi toprağa verirken Fransa'dan Kürdistan'a getirirken Kandil'i bombalaman nasıl bir hassasiyettir, nasıl bir barışseverliktir. Hem barıştan söz edeceksin hem de Kürtlerin üzerine bombalar yağdıracaksınız. O hassasiyeti sizden de bekliyoruz. Türk halkına da seslenmek istiyorum. Başbakan barıştan söz ederken Kürt halkının üzerine bomba yağdırıyor bunu da bütün dünya bilsin." 3 Kürt siyasetçi kadını uğurladıklarını söyleyen Türk, "Onların huzurunda saygıyla bütün Kürdistan şehitlerinin önünde saygıyla eğiliyorum. Haklıyız, güçlüyüz, özgürlüğü kazanacağız" diye konuştu. 

Aysel Tuğluk: O bayrağı tüm Kürdistan halkı gururla taşıyacaktır

DTK Eş Başkanı Aysel Tuğluk ise gözyaşları arasında konuşmasına başladı. Tuğluk şöyle konuştu: "Merhaba Amed. 3 büyük Kürt kadınını misafir ettiniz merhaba Amed. 3 güzel yüreği, 3 devrimci yoldaşımızı kaybetmenin acısını yaşıyoruz. Ciğerimiz yanıyor, yüreğimiz yanıyor. 3 güzel fidanımızı canice katledenler, o katiller bu katliamı yapanlar, lanetliyoruz sizi lanetliyoruz. Kınıyoruz sizi. 3 kadın yoldaşımız bu alçakça saldırıya uğrarken kadın özgürlük mücadelesinin neferleriydiler. 3 yoldaşımız Kürt özgürlük mücadelesinin militanlarıydılar. 3 yoldaşımız da sadece ve sadece özgürlük istedikleri için onurlu bir yaşam istedikleri için, insanca yaşamayı istedikleri için, bunun mücadelesini verdikleri için katledildiler. Sevgili Amedliler bu katliam kadın mücadelesine karşı bir katliamdır. O kurşunlar Kürt kadınına sıkılmıştır. Özgürlük isteyen Kürt kadınına sıkılmıştır. Barışa sıkılmıştır, İmralı'da yapılan görüşmelere sıkılmıştır. Barış dinamitlenmek istenmiştir. Katiller onun arkasındaki zihniyet Kürt sorunun demokratik ve barışçıl çözümünü istemeyenlerdir. Biz o katilleri iyi tanıyoruz iyi biliyoruz. 3 yoldaşımızı kaybetmenin acısını yaşarken konuşmak çok zor. Ama şunu söylemek istiyoruz onların özgürlük bayrağını sonuna kadar taşıyacağız. O bayrağı tüm Kürdistan halkı tüm Kürt kadınları ve dostları onurla ve gururla taşıyacaktır. O bayrak yere düşmeyecektir."

Özgürlüğü kazanana kadar ne pahasına olursa olsun hangi bedeli ödemeleri gerekirse gereksin mücadeleye devam edeceklerini söyleyen Tuğluk, "Sakinelere, Leylalara, Fidanlara layık olmanın yolu bu mücadeleyi sürdürmektir. Mutlaka kazanacağız o katillere o canilere bunu göstereceğiz. Buna gücümüz var. İnanıyoruz, mücadele ediyoruz kazanacağız. 3 Kürdistan çiçeğinin şahsında tüm şehitlerimizi saygıyla anıyoruz. Önlerinde saygıyla eğiliyoruz. Jin jiyan azadî, şehîd namirin" diyerek konuşmasını sonlandırdı. 

Sebahat Tuncel: Onlar Özerk Kürdistan Demokratik Cumhuriyet için çalıştılar

HDK adına daha sonra BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel bir konuşma yaptı. Tuncel, "Bugün Kürdistanlılar 3 evladını uğurluyor. Türkiye halkları bunu görsün. Bu katliamı yapanlar bunu görsün. Bu katliamın hesabını bu halk soracak. Onlar sadece bir Sakine, Fidan, Leyla değiller onlar milyonlar. Onlar bu halkın evlatları bu halkın geleceği. Onlara sıkılan kurşun bu halkın geleceğine sıkılan bir kurşundur. Biz HDK olarak bu kurşunu sadece Kürdistanlılara yönelik bir kurşun olarak görmüyoruz tüm halkların geleceğine yönelik sıkılmış bir kurşundur. Bunu sıkanlar bunu amaçlamıştır. Bu ülkede bütün halklar bir arada yaşamasın diye. Buradan söz veriyoruz bu hevesleri kursaklarında kalacak. Halklar eşit ve özgür bir şekilde birlikte yaşacaklar. Bu arkadaşlarımızın yolu bizim yolumuzdur. Onlar Özerk Kürdistan Demokratik Cumhuriyet için çalıştılar. Şimdi bizim hedefimiz bunu halklara armağan etmektir. Hep birlikte bunun için çalışacağız. Bir kez daha bu katliamı gerçekleştirenlerin açığa çıkarılmasını istiyoruz. Yoksa Fransa bunun altında kalacaktır. Eğer Türkiye de bunun için çaba harcamazsa Türkiye de bunun altında kalacaktır. Bu katliamın hesabını kadınlar, gençler, Kürdistanlılar, Türkiye halkları soracak. Söz veriyoruz bir kez daha 3 devrimci kadına, mücadeleniz mücadelemizdir. Biz şehitlerimize vereceğimiz en önemli söz onların bu mücadelesini yaşatmaktır. Ellerindeki meşaleyi almaktır. Kürdistanlı, Türkiyeli kadınlar olarak bu meşaleyi aldık ve bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Yoldaşlarımızı Dersim'e, Elbistan'a ve Mersin'e uğurluyoruz. Amed nasıl bağrını açtıysa sizler de bağrınızı açın evlatlarınız geliyor, yiğit devrimciler geliyor. Şehitlerimizin önünde saygıyla eğiliyoruz şehîd namirin" dedi. 


Selahattin Demirtaş: Asla ve asla geçmişimi unutmadan geleceğimize bakacağız


BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ise, yüzyıldır acıların en büyüğünü, her gün tatmış bir halk olduklarını belirterek sözlerine başladı. Demirtaş, "Yüzyıldır maalesef ki topraklarımız köy köy, mezra mezra, sokak sokak, işkencehaneye çevrilmiş bir halkız. Bugün Kürt kadınının Ortadoğu'nun orta yerinde bütün dünyayı aydınlatacak bir meşale yaktığına tanıklık ederken, tarihin bu acılarından süzülüp gelirken, asla ve asla geçmişimi unutmadan geleceğimize bakacağız. Bir zamanlar bu topraklarda Kürt kadınının sofrada bile yeri yokken bugün 3 devrimci kadının milyonların huzurunda devrimin nasıl yapılacağını gösteriyor. Kürt kadınına Kürt kadın devrimcilerine selam olsun. Onlar ki bu karanlık içinde binlerce yıllık erkek savaş zihniyetine kafa tutmuş devrimcilerdir. Her birinizin önünde saygıyla eğiliyoruz. Bugün bu alanda meydandaysak, bugün bu otobüsün üstündeysek, bu mikrofon elimizdeyse sizin sayenizdedir. Başta Kürt kadınının Kürdistan şehitlerinin sayesindedir. Bizle var olamadı bu mücadele bizle son bulmaz. Bu 3 Kürt kadını gibi devrimcilerle bu mücadele var oldu. Onlar gibi yaşayarak, devrimci gibi yaşayarak ve gerekirse onlar gibi devrimci ölerek barışı onurlu bir geleceği bu ülkeye getirebiliriz. Ben Sakine, Leyla ve Fidan arkadaşlarımızın şahsında bütün şehitlerimizi bir kez daha anıyorum. Bütün yoldaşlarımıza başsağlığı diliyorum" dedi. 

'Bu halk Sayın Öcalan'ın arkasındadır meydan bunun fotoğrafıdır. 


Sözlerin kifayetsiz çaresiz kaldığı günlerden geçtiklerini ifade eden Demirtaş: "İş yapma pratik yapma zamanıdır. Bu değerlere layık olmanın bağlı kalmanın başka da yolu yoktur. En kritik dönemlerinde halkımızın geleceğinin belirlendiği kaderimizin yeniden çizildiği günlerde, eğer değerlerimize layık olmak istiyorsak akıllı olmak, sabırlı olmak ve cesur olmak gerekiyor. Aynı anda bu üçü olmamız gerekiyor. Şehitlerimizin değerlerimizin bize öğrettiği anlattığı budur. Bugünlerde özellikle de bizler üzerinden bir kader çizilmesinin yapıldığı bugünlerde, biz Amed meydanında 3 devrimci kadınının cenazeleri önünde açıkça ifade ediyoruz. Bu halk hiçbir zaman barıştan kaçmadı. Kimse bizim halkımızı bu hareketi bu mücadeleyi barıştan uzak bir halk hareket olarak tanımlayamaz. Bu halka kimse acımasızlık yapmasın. Bu analar parçalanmış bedenleri ile evlatlarını toprağa verirken bile intikam yemini etmediler. Bugün 3 yoldaşımızın aileleri intikam yemini etmiyorlar. Bu onurlu duruşu bütün dünya ne zaman anlayacak. Bu Hükümet ne zaman anlayacak. Biz de halkımıza verdiğimiz sözün arkasındayız. Ne söylediysek arkasındayız. Bizim halkımıza özgürlük vaadimiz var. Barış sözümüz var. Bu topraklar artık barışa hasret, barışa susamış topraklar olarak kollarını açmış onurlu bir barışı kucaklamaya hazırlanırken, kimse farklı yöne çekmesin. Hiçbir kaygımız korkumuz yoktur. Özgüvenimiz tamdır. Bizimle Kürt ve Kürdistan sorununu çözmek isteyenler bu halkın geniş yüreğine güvenebilirler. Bu halk Sayın Öcalan'ın arkasındadır. Bu meydan bunun tanıklığı bunun fotoğrafıdır. Artık barış zamanıdır diyoruz, cenazelerimizin önünde bunu haykırıyoruz. Bu kanı durdurabiliriz konuşarak sorunlarımızı çözebiliriz. Yıllardır tekrarladığımız bu duyguların arkasında milyonlar vardır. Biz barış isteyen halkımızı en büyük güvence olarak görüyoruz. Bizimle muhatap olmak isteyenler neyi güvence olarak ortaya koyuyorlar, onu görmek istiyoruz. Sizin ortaya koyduğunuz güvence nedir. Size güvenmemiz için bir adım atın somut politika koyun ortaya. Bakın işte Diyarbakır meydanı böyle bir şeye hazır olduğunun sinyalini veriyor. Bu cenaze töreninde verilmiş güçlü mesajı almak istiyorsanız. Kana doymuş bu topraklarda artık çiçekler açsın genç bedenler değil savaş zihniyetini gömelim diyorsanız biz hazırız. Bu yoldaşlarımızın şehitlerimizin bize talimatı özgürlük ve onurlu bir barıştır. Arkasında durdukları değerler bizim değerlerimizdir." 

'Siz cesursanız hodri meydan'

Artık öfkenin dili değil barışın dili hakim olmak istiyorsak Kürt halkına karşı aynı hassasiyeti beklediklerini dile getiren Demirtaş, "Malatya morgunda 11 PKK'li genç var, Kandil dağında 7 Kürt gerillasının cenazesi var. Her ananın gözyaşının rengi aynıdır diyorsanız bütün değerlere saygı beklemek de bu halkın hakkıdır. Hem savaşırım hem barışırım demek olmaz. Barış cesaret yürek işidir. Bu halk cesurdur o nedenle barışa hazırdır. Siz cesursanız hodri meydan. Bu fırsatı artık kaçırmayalım. Bu topraklarda artık gençler yeterince toprağa düştü diyorsak bu fotoğrafı iyi okuması lazım herkesin" dedi. 

'Katletmek istediğiniz irade Paris'ten buraya kadar milyonlara dönüşerek sel olmuş'


Sayın Öcalan'ın arkasında olduğumuzu bir kez daha ilan ediyoruz. Sizin bu sahiplenmeniz, Paris'ten buraya kadar Kürt kadınlarını omuzlarınızda taşımanız dünyaya verilmiş en büyük mesajdır, ittifaktır. Katletmek istediğiniz irade Paris'ten buraya kadar milyonlara dönüşerek sel olmuş, Dersim'e, Nurhak'a, Mersin'e akacak. Yolunuz açık olsun yoldaşlarım gözünüz arkada kalmasın. Milyonlarca Sakine, Leyla, Fidan bu uğurda yürüyorlar. Sizler uğruna mücadele ettiğiniz topraklarda rahat uyuyun, katillerinizin arkasındaki güçleri açığa çıkarmak da boynumuzun borcu olsun. Fransa hükümeti de AKP hükümeti de bu katillerin açığa çıkarılmasının gereğini yerine getirmek zorundalar. Bu alçaklık dönüm noktasıdır. Kürt halkı tavrını ortaya koymuştur. Şimdi sıra gerçek barışı istediğini söyleyen muhataplarımızdadır. Avrupa'dadır AKP hükümetindedir. Kürt halkı kurbanlık kuzu, koyun değildir, örgütlüdür, güçlüdür hesap sorabilecek kararlılık ve irade sahibidir. Bir kez daha bütün şehitlerimizin huzurunda halkımıza verdiğimiz sözün gereğini yerine getirmek için canla başla çalışacağımızın sözünü veriyorum. Anıları önünde saygıyla eğiliyorum. Bu sahiplenmeden dolayı ve yarınki sahiplenmeden dolayı bütün halkımıza, kadın yoldaşlarımız başta olmak üzere bütün halkımıza teşekkür ediyoruz. Şehitlerimizin yolu açık olsun" şeklinde konuştu. 

Daha sonra Cansız, Doğan ve Şaylemez'in aileleri yüzbinleri selamladı. Selamlama esnasında yüzbinlerce kişi hep bir ağızdan slogan attı. 

Aileler kısa birer konuşma yaptı

Fidan'ın babası Hasan Doğan, "Bugün Fidan'ın doğum günüdür. Bu kadar büyük bir heyecanla bu insanların buraya gelmelerinden dolayı teşekkür ediyorum" dedi. Fransa'dan bir an önce katliamın sorumlularını açığa çıkarmalarını istediklerini söyleyen Doğan, "Duyguluyum çok fazla konuşamayacağım" dedi. 

Daha sonra Sakine Cansız'ın babası İsmail Cansız kısa bir konuşma yaptı. Baba Cansız, "Hepinizi saygıyla sevgiyle kucaklarım. Onlar barışı istediler katiller onları vurdular. Fakat biz bu barışı getireceğiz. Bu barış hem Türkleri hem Kürtleri kucaklar. Biz barışın devamını isteyeceğiz sizden ricam budur. Savaşa lanet olsun barış güzel bir şeydir. Bunu Türkler de bilsin. 3 tane çocuğumuzun yeri de cennette olsun" diye konuştu. 

Fidan'ın eniştesi ise şöyle konuştu: "Sevgili Amed halkı bu acılı günümüzde bu kadar yoğun bir şekilde bize destek vermeniz bizi gururlandırıyor. Ne yazık ki Fidan'ın büyük ablalarından Saime ne yazık ki aramızda değil ona bir selam göndermenizi rica edeceğim. Dünyanın gözü üzerimizde şu anda 3 şehidimiz yalnızca bizim şehidimiz değil bütün insanlığın barışın şehitleri. Onlar savaştan yana olmadılar her zaman barışı desteklemek için Kürt halkının onurlu mücadelesini dünyaya duyurmak için Kürt halkının sesi oldular. Buradan bütün dünya kamuoyuna duyurmamız gereken barış için kaybettiğimiz bu 3 güvercinimizi onurla şerefle, hüzünle de olsa yarın sevinçle uğurlayacağız. Yalnızca Kürt halkı için değil kadın hakları için de ömürlerini canlarını verdiler, bütün kadınlara selam olsun. Bütün dünya bilmeli ki bizim yolumuz yalnızca barış yolu, savaşımız onurlu bir savaş. Biz onurla gururla mücadele ediyoruz. Beynimize kurşun sıkarak bizi susturacaklarını sanıyorlarsa yanılıyorlar. Bu akşam evinize döndüğünüzde halkların kardeşliği için neler yapabileceğinizi düşünün. Hepinizi selamlıyorum" dedi. 



'Kî serket ha kî serket...'

Leyla Şaylemez'in babası Cumali Şaylemez ise, "Merhaba Amed halkı. Ben de Leyla'nın babası olarak sizden bir ricada bulunuyorum. Leyla Amed'in gelini oldu. Sizler bugün Leylanın ailesisiniz. Sizlere 'Kim kazandı kim kazandı' diye soracağım sizler de 'Öcalan, Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez' deyin" dedikten sonra Kürtçe "Ki serket ha ki serket (Kim kazandı kim kazandı)" diye sorunca kitle hep bir ağızdan "Öcalan serket" diye yanıtladı. Aynı şeyi tekrarladığında ise yüzbinler hep bir ağızdan, "Sakine Cansız, Fidan Doğan, Leyla Şaylemez" diye yanıtladı. Baba Şaylemez uçakta Diyarbakır'a gelirken yazdığı Kürtçe bir şiiri paylaştı. 

Cenazeler ezgilerle uğurlanıyor

Konuşmaların ardından kadınlar cenazeleri omuzlayarak, cenaze araçlarına yerleştirdi. Cenazeler "Şehîd namirin" sloganlarıyla Dersim, Mersin ve Maraş'ın Elbistan ilçesine uğurlanıyor. Kitle de cenaze konvoyuyla yürümeye başladı. Dersim'e gidecek konvoy Altındağ Tesisleri'nde orada bekledikten sonra Dersim'e hareket edecek. Mersin ve Elbistan'a gidecek cenazeler ise Doğu Petrol'de bekledikten sonra uğralanacak. Kitle şuan cenazeleri türküler, slogan, zılgıt, zafer işaretleri ile uğurluyor.DİHA

Güncelleme Tarihi: 17 Ocak 2013, 13:32
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER