Edebiyatçılar yasağı kınadı

Uluslararası Yazarlar Birliği PEN, Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik kısıtlamalardan duyduğu kaygıyı dile getiren bir açık mektup yayımladı. Salman Rushdie, Günter Grass, Margaret Atwood, Zadie Smith, Ahmet Altan ve Perihan Mağden’in de imzaladığı mektup, son gelişmeleri “kabul edilemez bir saldırı” olarak değerlendiriyor. PEN’in ufuk açıcı mektubunun tam metnini yayımlıyoruz...

Edebiyatçılar yasağı kınadı
 Biz aşağıda imzası bulunanlar; sözcüklere tutkuyla bağlı, sözcüklerle yaşayan ve nefes alan, dünyanın dört bir yanından yazarlar olarak; ifade özgürlüğünün temel ve evrensel bir hak olduğu yönündeki inancımız doğrultusunda biraraya gelmiş bulunuyoruz. Günümüz Türkiye’sinde “sözcüklerin özgürlüğüne” karşı duyduğumuz kaygıyı dile getirme ihtiyacı duyuyoruz.


İnsanlar ülkelerin sınırları içerisinde ve dışarısında, yazılı ve sözel olarak sözcükler sayesinde birbirleriyle iletişim kurar. Bu yüzdendir ki demokrasinin olduğu kadar, yaratıcılığın, empati ve hoşgörünün de temel ilkesi fikirlerin özgürce paylaşılmasıdır. Geçen yılki Taksim Gezi Parkı protestoları hakkında PEN’in hazırladığı son raporda da görüldüğü üzere; hakaret suçlarından, anaakım medya kuruluşlarının uyguladığı otosansüre, polisin gazetecilere uyguladığı orantısız güce kadar Türkiye ifade özgürlüğü konusunda büyük sorunlar yaşamaktadır ki bu da internetteki ifade özgürlüğü çemberini iyice daraltmaktadır.
 

KÂH ASKERLİKTEN SOĞUTTU KÂH...

Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde, Türkiye 180 ülke içerisinde 154’üncü sırada yer almaktadır. Günümüze kadar çevirmenler, editörler, yayımcılar, şairler ve yazarlar suçlu olarak yargılanmakla karşı karşıya kaldılar, hatta meşru bir şekilde düşüncelerini ifade etmelerine rağmen; Terörle Mücadele Kanunu, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu ve Türk Ceza Kanunu’nun maddelerinden olan: Hakaret (125. Madde), Dinî Değerlere Hakaret (216. Madde), Müstehcenlik (226. Madde), Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin Kurum ve Organlarını Aşağılama (301. Madde), Halkı Askerlikten Soğutmak (318. Madde) uyarınca hapis cezası ile karşılaştılar.
 

KABUL EDİLEMEZ BİR SALDIRI

Geriletici bir hamle olan, yeni internet yasasının yürürlülüğe girmesiyle Twitter ve YouTube’un tamamiyle kapatılması, iletişim özgürlüğüne karşı yapılan kabul edilemez bir saldırıdır. Türkiye’nin, 36 milyondan fazla kullanıcı ile Avrupa’nın en genç internet kullanıcı kitlesini oluşturmaktan ve İslam dünyasında küresel olarak interneti en çok kullanan ülkelerden biri olmaktan gurur duyması gerekir. Farklı kitleleri birbirine bağlayarak, düşüncelerini ifade etme özgürlüğü sağlayan internet, demokrasiyi destekleyen ve güçlendiren faydalı bir iletişim ağıdır.
 

BİR AN ÖNCE...

Twitter ve YouTube, sınıf, din, etnik köken, politik görüş gözetmeksizin her kullanıcıya tek tek sesini duyurma olanağı veren ifade araçlarıdır. Twitter’ın Türkiye’de 12 milyon kullanıcısı bulunmaktadır ki bu da Türkiye’deki sivil toplumun ne denli canlı olduğunun bir göstergesidir. Türkiye, ifade özgürlüğünü meşrulaştırarak savunan; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi’ne taraf devlet statüsündedir. Ankara İdare Mahkemesi’nin Twitter’a erişim engelini durdurma kararını memnuniyetle karşılıyoruz ve telekomünikasyon otoritesinden Twitter’a erişimin bir an önce sağlanmasını talep ediyoruz. Aşağıda imza sahibi olanlar arasında, Türkiye’den olduğu kadar dünyanın çeşitli yerlerinden de yazarlar bulunmaktadır. Aynı dünyayı paylaşan insanlığın bir parçası olarak, birbirimizin sorunlarını önemsiyor ve biliyoruz ki hepimiz birbirimize bağlıyız.
 

ETRAFINIZ DÜŞMANLA SARILI DEĞİL

Türkiye, Batı’nın demokratik değerlerini laiklik ve İslam kültürü ile biraraya getiren bir ülkedir. Etrafı düşmanlarla sarılı değildir. İzole olmuş veya içe dönük politikalar izleyen bir ülke değildir. Uluslararası toplumun bir parçasıdır. Türkiye’nin liderlerinden ricamız, demokrasinin temel taşlarından biri olan ifade özgürlüğü konusunda geri adım atılmaması, tersine yükümlülüklerini tanıyarak, uluslararası anlaşmalar ışığında Twitter ve YouTube’un acilen erişime yeniden açılmasıdır. Umarız ki, ancak çoğulculuğun, çeşitliliğin ve sözcüklerin özgürce kurulabilmesinin önemi takdir edilirse bu güzel ülkenin de daha güçlü ve mutlu olacağının farkına varırlar.

 

 

Bir umudumuz kalmıştı, o da gitti

Orhan Pamuk, Guardian gazetesine Türkiye’deki ifade özgürlüğü hakkında konuştu. 2006’da Nobel Edebiyat Ödülü’ne değer görülen Pamuk, “Türkiye’de ifade özgürlüğünün en az şimdiki kadar kötü olduğu dönemler yaşadık. 2008’de YouTube’un kapatıldığı zaman gibi... Ne var ki, o zamanlar en azından geleceğe dair umutluyduk. Artık değiliz. Burada durum git gide daha kötü oluyor, hatta beter bir hâle geliyor” dedi.

Pamuk’un romanlarını İngilizceye çeviren ve kısa bir süre önce İngiliz PEN’in Başkanı seçilen Maureen Freely, “Kanımca asıl kaygı duyulan şey, Erdoğan’ın artık istediği şeyi istediği anda yapabilecek bir güce erişmesinden kaynaklanıyor. Biz de tam da bu nedenle, muhaliflerini susturmak ve gördüğü yerde muhalefetin başını ezmek için bir sonraki hamlesinin ne olacağı konusunda endişe duyuyoruz” dedi.

Elif Şafak da konuyla ilgili olarak şu açıklamalarda bulundu: “Türkiyeli yöneticiler, demokrasinin seçimde en fazla oyu almaktan ibaret olmadığını anlamak durumundadır. Demokrasi, bunun çok ötesinde, hangi partiye oy verdiğine bakılmaksızın herkes için ifade özgürlüğü ve insan hakları, açıklık ve kapsayıcılık içeren bir kültürdür. Bugün Türkiye’de en çok eksikliğini hissettiğimiz şey, demokrasinin özünün hayata geçirilmesidir.”
 

 

Türkiye için kaygı duyanlar

Héctor Abad Faciolince
Boris Akunin
Svetlana Alexievich
Hanan al-Shaykh
Ahmet Altan
Mehmet Altan
Jiro Asada
Margaret Atwood
Oya Baydar
Marian Botsford Fraser (PEN Hapisteki Yazarlar Komitesi Uluslararası Başkanı)
Martín Caparrós
Fethiye Çetin
Can Dündar
Kerstin Ekman
Peter Englund (İsveç Akademisi Daimi Sekreteri)
Álvaro Enrigue
Moris Farhi
Maureen Freely (İngiliz PEN Başkanı)
Maggie Gee
Kaya Genç
Graeme Gibson
Francisco Goldman
Günter Grass (Nobel Ödüllü)
Tarık Günersel (PEN Türkiye Başkanı)
Josef Haslinger (PEN Almanya Başkanı)
Eva Hoffman
Elfriede Jelinek (Nobel Ödüllü)
AL Kennedy
Abbas Khider
Karl Ove Knausgård
Hari Kunzru
Valeria Luiselli
Perihan Mağden
Alberto Manguel
Bejan Matur
Blake Morrison
Neel Mukherjee
Sofi Oksanen
Michael Ondaatje
Orhan Pamuk (Nobel Ödüllü)
John Ralston Saul (Uluslararası PEN Başkanı)
Sergio Ramírez
Salman Rushdie
Elif Şafak
Kamila Shamsie
Mikhail Shishkin
Sjón (PEN İzlanda Başkanı)
Zadie Smith
Ahdaf Soueif
Hori Takeaki
Janne Teller
Ece Temelkuran
Olga Tokarczuk
Tatyana Tolstaya
Jarkko Tontti
Dubravka Ugresic
Lyudmila Ulitskaya
Günter Wallraff
Per Wästberg (Nobel Edebiyat Ödülü Komitesi Başkanı)
Sarah Waters
Hyam Yared (PEN Lübnan Başkanı)
Samar Yazbek
Adam Zagajewski

TARAF

Güncelleme Tarihi: 29 Mart 2014, 11:18
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER