Dışarıdaki halkın açlık grevine değil serhıldana kalkması gerektiğini belirten tutsaklar, "Onlar demokratik yollarla sesimizi duyursunlar ve serhıldanı büyütsünler" diye belirtti.
PKK'li ve PAJK'lı tutsakların başlattığı açlık grevine Bolu F Tipi Cezaevi'nde 12 Eylül tarihinde başlayan Abdullah Oral ve 5 Kasım tarihinde başlayan Muhammed İnal'ın aileleri, İHD İstanbul Şubesi'nde basın toplantısı düzenledi. Cezaevindeki tutsakların talebi üzerine açıklama yaptıklarını belirten İnal'ın babası Yusuf İnal, hükümet yetkililerinin "Aileler çocuklarını vazgeçirsin" açıklamasına tepki göstererek, "Bizim evlatlarımızı çocuk değil ve kendi iradeleriyle açlık grevine başlamışlardır" dedi. Cezaevlerindekilere başka alternatif sunmadıkları için bedenlerini ölüme yatırdıkları belirten İnal, "Birazcık insanlık hissiyatı olan bir kişi bu yaşananlara sessiz kalamaz. AKP diktatörlük yapıyor. Hükümetin Mussoloni ve Hitler'den hiçbir farklı kalmadı" dedi.
Aileler: Hükümetin oyununa gelmeyeceğiz
"Artık dolduk haykırmak yetmiyor" diyen İnal, "Ben oğluma sonuna kadar destek oluyorum. Günlerdir açlık grevinde evlatlarımız. Acılarını bedenimizde hissediyoruz. Ben babayım nasıl çocuğumun ölümünü isterim. Ama onlara başka yol bırakılmadı. Çocuğum ölmesin diye elimden ne geliyorsa yapmaya hazırım. Bu açlık grevleri ölümle değil yaşamla son bulsun" diye konuştu. İnal son olarak oğlunun kendisine, "Biz içerde açlık grevindeyiz halkımız dışarıda açlık grevine girmesin. Bizim başka bir yapacağımız eylem olmadığı için biz bu yolu seçtik. Onlar demokratik yollarla sesimizi duyursunlar ve serhıldanı büyütsünler" dediğini aktardı. İnal'ın ablası Süheyla İnal ise, Kürtçe yaptığı konuşmasında, "Onların talepleri bizim de taleplerimizdir. Bizler çocuklarımızın aldığı karardan geri atması için hükümetin oyununa gelmeyeceğiz. Talepler bir an önce yerine getirilmesi gerekiyor" dedi.
'Her yer özgürlük alanlarına çevrilmeli'
12 Eylül tarihinden beri açlık grevinde olan Abdullah Oral'ın ablası Melehat Oral ise, sağlık sorunlarının gün geçtikçe kötüye gittiğini aktardı. Cezaevi idaresi tarafından açlık grevlerinin başladığı ilk dönemlerde su, şeker, tuz ve limonun verilmediğini belirten Oral, "Telefon görüşmemizde kardeşim her ne olursa olsun eylemlerinden geri dönmeyeceklerini söyledi. Şahadetleri göze almışlar" dedi. Tutsakların, "Halkımız 30 Ekim serhıldan ruhuyla eylemi sahiplenmeli" dediklerini söyleyen Oral, kardeşinin kendisine "Halk desteğinin daha yaratıcı daha sonuç alıcı tarzlarla yapılması ve açlık grevlerinin özünün anlaşılması gerekiyor. Her yer özgürlük alanlarına çevrilmeli. Hükümet ve basının eylemimizi farklı lanse edip, saptırmaya çalışıyor. Hükümet yetkililerinin yaptığı açıklamalar net değil, çok muğlak ve çözümden uzak yaklaşıyorlar sürece" sözlerini aktardı. / Diha
Güncelleme Tarihi: 07 Kasım 2012, 15:11
SIRADAKİ HABER