Hasta tutsak Ümit Aydın ölüme terk edildi

Adli Tıp Kurumu tarafından 9 yıl önce "Cezaevi koşullarında yaşayamaz hayati tehlikesi var" raporu verildikten sonra tahliye edilen ve daha sonra "KCK" operasyonu kapsamında tutuklanan Siroz hastası Ümit Aydın, ölüme terk edildi.

Hasta tutsak Ümit Aydın ölüme terk edildi
 Kullandığı ilaçlar nedeniyle böbrekleri iflas noktasına gelen Aydın'ın ailesi, çocuklarının durumundan endişeli. Aydın'ın babası Nizamettin Aydın, 5 ayrı rapora rağmen oğlunun tahliye edilmemesini "siyasi" karar olarak nitelendirdi.

Cezaevinde bulunan hasta tutuklulardan biri de Ümit Aydın (42). Aydın, 2003'te Siirt Cezaevi'ndeki koşullardan dolayı önce Hepatit B hastalığına yakalandı. Ve ardından hastalığı ilerleyerek Siroz'a dönüştü. 2003'te karaciğer nakli olan Aydın'ın günlük kullandığı 22 ilaç nedeniyle böbrekleri iflas etmiş durumda. İzmir Kırıklar 1 No'lu F Tipi Cezaevi'nde kalan Ümit Aydın, İzmir Yeşilyurt Devlet Hastanesi'nde diyalize bağlı bir şekilde yaşam mücadelesi veriyor. Aydın ailesi, cezaevi koşullarında kalamayacağına ilişkin birçok hastane ve Adli Tıp Kurumu'ndan raporları olmasına rağmen çocuklarının bırakılmamasına tepki gösterdi. Aydın'ın babası Nizamettin Aydın, oğlunun raporlara rağmen bırakılmamasını siyasi bir karar olarak nitelendirdi. Çocuklarının durumundan endişe duyan baba Aydın, her an kötü bir haber alma ihtimalinin yüksek olduğunu belirterek, çocuklarının biran önce tahliye edilmesini istedi. 

'Kendini Vatan Emniyeti'nin 6. katından aşağıya attı'

Çocuğunun yaşamı boyunca cezaevinde kaldığını ve sürgün hayatı yaşadığını belirten baba Aydın, oğlunun cezaevi koşullarında hastalandığını ifade etti. Baba Aydın, çocuğunun 1996 tarihinde İstanbul'da gözaltına alındığını ve burada Vatan Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldükten sonra 6. kattan atladığını ve iki ayağı ile birlikte vücudunun birçok yerinde kırıklar oluştuğunu belirtti. Çocuğunun olaydan sonra defalarca ameliyat geçirdiğini ve bir ayağının bir buçuk santim kısa kaldığını kaydeden baba Aydın, oğlunun cezaevi süreçlerini şu sözlerle anlattı: "Ümit 1996'da İstanbul'da gözaltına alınıp tutuklanarak Bayrampaşa Cezaevi'ne götürüldü. Ve 2000 yılında dosyası Diyarbakır'da olduğu için Diyarbakır'a sevk edildi. Ümit, Diyarbakır'daki dosyasından 12 yıl 6 ay ceza aldıktan sonra Siirt E Tipi Cezaevi'ne sevk edildi. Oğlum burada karaciğer hastalığına yakalanarak Siroz oldu. Siirt Cezaevi'nde iken tedavi olmak amacıyla Diyarbakır Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne yaptığı müracaat hep sonuçsuz kaldı. Ümit, Siroz hastalığına yakalandıktan sonra 2003 yılının Temmuz ayında kendisini ziyaret ettiğimizde her tarafı şişmiş tek başına dahi yürüyemez haldeydi. Arkadaşları koluna girmişti. 2003 Ağustos ayında Ümit'i ziyaretimizden 10 gün sonra oğlumu karaciğer nakli için Diyarbakır DÜ Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk etti. Buradan da İzmir Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk ettiler. Kısa bir süre tedavi olduktan sonra kız kardeşi Fatma'nın karaciğeri Ümit'e nakledildi."

'Cumhurbaşkanlığı'na yaptığımız müracaat yanıtsız kaldı'


2004 yılında Aydın'ın tahliye edilmesi için Cumhurbaşkanlığı'na müracaat ettiklerini fakat bir yanıt alamadıklarını belirten baba Aydın, bu süre zarfında Adli Tıp Kurumu'nun Aydın'ın dışarıda tedavi olması yönünde rapor verdiğini belirterek, "Ümit'in kapalı ve üç kişiden fazla sayısı bulunan bir ortamda kalamayacağı yönünde rapor verdi. Rapordan 6 ay sonra Rahşan Ecevit'in çıkardığı afla Ümit de tahliye oldu. Tahliye olduktan sonra 2004'ten 2009 yılına kadar Ümit her ay İzmir Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne düzenli bir şekilde tedavi olmaya gidiyordu" dedi. 2009'da Aydın'ın İzmir'de tedavi olduğu esnada "KCK" adı altında yapılan ilk operasyonlarda tekrar gözaltına alındığını ve Diyarbakır'a getirildiğini kaydeden baba Aydın, şöyle devam etti: "Burada mahkeme serbest bırakılması yönünde karar verdi. Serbest bırakıldıktan sonra savcılık hakimin verdiği karara itiraz ederek tutuklama talebiyle bir üst mahkemeye başvurdu. Ümit bu esnada İzmir'de tedavisini oluyordu ve Ümit hakkında tutuklama kararı çıktığını bilmiyordu. Aradan 3 yıl geçtikten sonra 2012 yılında Ümit İzmir'de tedavi olduğu hastaneye giderken kaldığı motelde gözaltına alınarak Diyarbakır'a getirildi. Ve tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edildi. Hakim, Ümit'e arandığı bu kadar zaman içerisinde nerede olduğunu sormuştu. Ve Ümit tedavi olduğunu söylediğinde kanıtlamasını istedi. Bizlerde Diyarbakır Sosyal Güvenlik ve Sigortalar Kurumu'ndan, Ümit'in kaldığı hastaneden giriş ve çıkış kayıtlarını alıp, mahkemeye sunduk. Bunun yanı sıra mahkeme ikinci bir rapor istedi. Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Diyarbakır Devlet Hastanesi, Ege Tepecik Devlet Hastanesi ve İzmir Yeşilyurt Devlet Hastanesi'nden raporlar verildi. Ama bu raporlara rağmen tutuklandı." 

'Adli Tıp'ın verdiği karar siyasidir'

Aydın'ın tutuklanmasının ardından mahkemenin raporları Adli Tıp Kurumu'na gönderdiğini ve iki ay sonra Adli Tıp'tan "Eğer uygun koşullar sağlanırsa cezaevi koşullarında kalabilir" yönünde bir rapor geldiğini kaydeden baba Aydın, "Aynı Adli Tıp daha önce 'hasta cezaevi koşullarında kalamaz' diye rapor vermişti. Daha önceden mahkeme bu raporları göz önünde bulunduruyordu; ama 2009 KCK adı altında yapılan operasyonların ardından mahkemenin istediği ikinci rapor bizi şaşırtmıştı. O zaman işin asıl yüzünü tam olarak anlamamıştık; ama artık iyi biliyoruz ki mahkemenin verdiği karar siyasi bir karardı" şeklinde konuştu. Türkiye cezaevlerinde 400'ü aşkın hasta tutuklu bulunduğunu ve Türkiye'deki cezaevi koşullarında hiçbir hasta tutuklunun kalamayacağını belirten baba Aydın, "Cezaevlerinde kalan hasta tutsakların birçoğu böbrek hastası, diyalize giriyorlar. Yine karaciğer ve kanser hastası olan birçok tutuklu hasta var. Oğlumun günlük alması gereken 22 ilaç nedeniyle böbrekleri iflas etmiş durumda ve İzmir Yeşilyurt Devlet Hastanesi'nde diyaliz makinesine bağlanmış. Hem kolundan hem boğazından solunum yolları çalışsın diye yollar açılmış bir durumda tedavi görüyor. Ümit 15 gün önce komaya girdi" diye konuştu. 

'3. Yargı Paketi eşini öldürenlere yaradı'

Oğlunun haftanın 3 günü diyaliz makinesine bağlandığını ve karaciğer naklinden sonra böbrek rahatsızlığının ortaya çıktığını belirten baba Aydın, "Cezaevi koşulları Ümit'i zorluyor. Oğlumun durumundan endişeliyiz. Ümit için her an kötü bir haber gelecek sanıyoruz. Oğlumun tahliyesini istiyorum. 2012 yılında çıkan 3. Yargı Paketi ile bırakılması gerekiliyordu. Ümit ve diğer hasta tutukluların yasalara rağmen bırakılmaması siyasi bir karardır. Bu paket, eşini öldüren, hırsızlık, yolsuzluk yapanlara yaradı" dedi. Ümit Aydın'ın kız kardeşi Fatma Aydın, ağabeyinin durumunda olan birçok siyasi hasta tutuklu olduğunu ve bu hasta tutukluların siyasi nedenlerle tahliye edilmediğini belirtirken, anne Hüsna Aydın ise, duygusal anlar yaşayarak konuşamadı. DİHA

Güncelleme Tarihi: 20 Nisan 2013, 09:58
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER