"Faili meçhul" cinayetlere kurban giden yakınlarının faillerinin bulunması ve faillerin yargılanması talebiyle adalet arayışlarını sürdüren Cumartesi Anneleri, oturma eylemlerinin 452'inci haftasında da Galatasaray Lisesi önünde bir araya geldi. "Failler belli kayıplar nerede" pankartı açan anneler, oturma eylemlerinde kaybedilen yakınlarına ait fotoğraf ve kırmızı karanfiller taşıdı. Eyleme Ankara Gezi direnişi eylemlerinde gözünü kaybeden Muharrem Dağsüren de katıldı. 12 Eylül askeri darbesinin ilk gözaltı kayıplarından olan Hayrettin Eren'in akıbetinin sorulduğu eylemde ilk olarak gözaltında kaybedilen Kenan Bilgin'in kardeşi İrfan Bilgin konuştu. Bilgin, "12 Eylül şak şakçıları, darbenin talimatını verenler bugün milletvekili ve bakandır. Onlardan kayıplarımızın kemiklerini istemek abes geliyor" dedi. Roboski'de Kürt köylülerinin katledilmesinin ve Gezi direnişinin katliama dönüşmesinin sorumlusunun Başbakan Erdoğan olduğunu dile getiren Bilgin, "Biz derdimizi onlara değil, insanlara anlatmak istiyoruz. Çağrımız Tayyip Erdoğan'a değildir" diye belirtti.
'Kaybedenlerin zihniyeti aynı'
Ardından eylemde konuşan Hayrettin Eren'in ablası İkbal Eren ise, bütün kayıpların hikayelerinin ve kaybedenlerin zihniyetinin aynı olduğunu ifade ederek şunları aktardı: "Hayrettin herkes için, güven veren, direnen, asla vazgeçmeyen yiğit bir devrimciydi. Yüzlerce gözaltında kaybedilen, bir yol kenarına atılan, bugün hala mücadele eden devrimciler gibi insanca bir dünya mücadelesinden vazgeçmedi ama tarih onu haklı çıkaracak." Eren'in diğer ablası Cemile Eren ise, yıllardır kayıplarının kemiklerini, diğer kayıp yakınları ile birlikte aramaya devam ettiklerini belirterek, "Buradaki tüm fotoğraflar benim için Hayrettin'dir" dedi.
'12 Eylülle yüzleşmeden demokratikleşme olmaz'
Eylemde haftanın açıklamasını İHD İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyonu adına Mine Nazeri yaptı. Nazeri, 12 Eylül askeri darbesi döneminde gözaltına alınan yüzlerce gençten birinin de Hayrettin Eren olduğunu belirterek, "Harettin Eren, 21 Kasım 1980 günü arkadaşı ile birlikte İstanbul Saraçhane'de gözaltına alınarak Karagümrük Karakolu'na götürüldü. Karakola giden ailesi, gözaltı defterinde onun adını gördü. Karakoldakiler onu ve arkadaşını Gayrettepe Siyasi Şube'ye götürdüklerini söyledi" diye belirtti. Gayrettepe'de ise anne Elmas Eren'in, çocuğunun kullandığı otomobili karakolun bahçesinde görmesine karşın, "gözaltında böyle biri yok" yanıtını aldığını söyleyen Nazeri, "Tekrar Karagümrük'e giden aile Gayrettepe'ye gönderildiğine dair belge almak istedi. Karakoldakiler bu sefer, kendisine Hayrettin'i hiç gözaltına almadıklarını söyledi" diye konuştu. Nazeri, Eren ailesinin Milli Güvenlik Konseyi başta olmak üzere tüm ilgili kurumlara başvurduğunu ancak, Milli Güvenlik Konseyi'nin, "Hayrettin Eren gözaltına alınmadı, aranıyor" yanıtını verdiğini aktardı. Ağır insanlık suçları işlenen 12 Eylül zihniyeti ile yüzleşmeden demokratikleşmenin mümkün olmadığını ifade eden Nazeri, şunları aktardı: "Bizim geçmişin hakikatini bugüne taşıyarak toplumsal hafızada canlı tutma inadımızı hesaba katlamadılar. Baba Kemalettin Eren'in 'Hayri'yi aramaktan vazgeçmeyin' vasiyeti vicdanlara emanettir. Hayrettin Eren'in vasiyeti açıklansın, failleri yargılansın."
Açıklamanın ardından eylem sona erdi. / Diha
Güncelleme Tarihi: 23 Kasım 2013, 14:21
'Hayri'yi aramaktan vazgeçmeyin' vasiyeti vicdanlara emanettir
Cumartesi Anneleri, eylemlerin 452'inci haftasında 12 Eylül askeri darbesinin ilk gözaltı kayıplarından olan Hayrettin Eren'in akıbetini sordu. Eylemde İHD İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyonu adına konuşan Mine Nazeri, "Baba Kemalettin Eren'in 'Hayri'yi aramaktan vazgeçmeyin' vasiyeti vicdanlara emanettir" dedi.
SIRADAKİ HABER