'İçimi görseniz yaşadıklarımı anlarsınız'

ıllardır süren savaşın içinde kendi hikayesini ören Hanım Yıldırım müebbet hapis cezasına çarptırılan ve 1993 yılından bu yana cezaevinde olan eşi Abdulbaki Yıldırım'ın cezaevinde olan binlerce tutsaktan sadece biri olduğunu belirterek, "Kader kader" diye başladığı konuşmasında, "İçimi açsanız içindekileri bir görseniz. O zaman yaşadıklarımı anlarsanız" dedi.

'İçimi görseniz yaşadıklarımı anlarsınız'
Savaşın yaralarını sarmanın o savaşın haklılığına olan inanç ve o inancın yarattığı direnç ile mümkün olduğuna inanan bölge halkı zorunlu olarak göç ettiği metropollerde de bütün zorluklara rağmen yaşamını sürdürmeye devam ediyor. Savaşın izlerini kendisiyle beraber her yere taşıyan, zorunlu göç ile beraber metropole gelen, evlendikten 8 yıl sonra eşinin cezaevine girmesine tanıklık eden ve 20 yıldır cezaevi kapılarında direnen Hanım Yıldırım'ın hikayesi Kürt kadınlarının direnişini anlatan örneklerden sadece bir tanesi.

Mardin'in Midyat ilçesinde doğup büyüyen Yıldırım eşi Abdülbaki Yıldırım'ın 1993 yılında "örgüt üyesi olmak" iddiasıyla tutuklandığını belirterek, "20 yıldır onun özgürlüğüne kavuşmasını bekliyorum" dedi. Eşinin müebbet hapis cezasına çarptırıldığını dile getiren Hanım Yıldırım, "Kader kader" diyerek, "İçimi açsanız içindekileri bir görseniz. O zaman yaşadıklarımı anlarsanız" dedi. Evlendikten sonra 8 yıl beraber kaldıklarını ifade eden Yıldırım, beraber geçirdikleri 8 yıl içerisinde de eşinin askere gittiğini daha sonra da ekonomik zorluklardan dolayı çalışmak için Arabistan'a gittiğini söyledi. Eşinin Arabistan'dan geldikten kısa bir süre sonra tutuklandığını ifade eden Yıldırım, "Eşim 20 yıldır tutuklu. Dile kolay 20 yıl bitti ve bu 20 yılda nice canlar yaşamını yitirdi. Belki acı bir teselli olacak ama en azından biz onu görebiliyoruz. Biz artık bu savaşın sona ermesini ve onurlu bir barışın gelmesini istiyoruz. Zindandakiler de, dağdakiler de bizim insanlarımız. Biz istiyoruz savaş dursun, barış gelsin" dedi. 


'Önce önderliğimiz özgür olsun'


Yaşanılan gelişmelerle birlikte umutlandığını ifade eden Yıldırım, "Güzel şeyler oluyor sanki. Ama devlet barış için bir adım atmıyor. Barış gelsin istiyoruz, barışta önderliğin özgürlüğü ile olur. Önce önderliğimiz sonra da zindanlarda ki çocuklarımız çıksın" ifadesini kullandı. Aradan geçen 20 yıl içerisinde yaşadıklarını anlatan Yıldırım, "O hangi cezaevine gitse biz onun peşindeyiz. Sonuna kadar da onun yanındayız. Onurluyuz. Biz mutluyuz. Değil 20 yıl, yüzyıl da kalsa biz onu bekleriz. Biz aynı yoldayız. Gerekli adımlar atılmalı. Biz de cezaevi kapıları önünde bekledik. Onlarla birlikte bizde eylemler yaptık. Biz de zindanlarda tutukluyuz, onlarla birlikte. Ben ona 'Seni bekleyeceğim, sonuna kadar' diyorum. O da bana 'Helal olsun sana, biz arkadaşız' diyor. Devlet bizi birbirimizden ayırdı" diye konuştu. 

'Şimdi benim arkadaşım hasta'

Eşinin cezaevindeyken zaman zaman açlık grevi eylemine girdiğini ifade eden Yıldırım, "Şimdi benim arkadaşım hasta. Tansiyonu yükseliyor. Boğazında sorun var. Astım hastalığı var. Biz tedavi edilmesini istiyoruz. Bütün hasta tutsaklar tedavi edilsinler. Evlerine gelsinler. Artık yeter. Benim eşim tek değil, binlerce tutuklu hasta var. Hepsinin serbest bırakılmasını istiyoruz" dedi. DİHA

Güncelleme Tarihi: 21 Ağustos 2013, 12:31
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER