'İnsan haklarına saygı duyulsun'

10 Aralık İnsan Hakları Haftası nedeniyle bir çok ilde yapılan etkinliklerde Türkiye'nin insan hakları karnesi ortaya konuldu.

'İnsan haklarına saygı duyulsun'
10 Aralık İnsan Hakları Haftası nedeniyle bir çok ilde yapılan etkinliklerde Türkiye'nin insan hakları karnesi ortaya konuldu. Türkiye'de son 11 ayda yaşanan hak ihlallerine vurgu yapan insan hakları savunucuları, devletin insan haklarına saygılı olması gerektiğini hatırlattı. 

VAN 

İHD Van Şubesi, İnsan Hakları Haftası nedeniyle Feqiyê Teyran Parkı’nda basın açıklaması yaptı. Açıklamaya, CHP Van İl Başkanı Cemal Şen, TMMOB Van İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Şemsettin Bakır, DİSK’e bağlı Genel İş Sendikası, KESK, BDP Van İl Örgütü ve çok sayıda yurttaş katıldı. “İnsan haklarıyla insandır” önlüklerinin giyildiği eylemde, Kürtçe ve Türkçe yazılı, “Ben her şeyden önce insanım (Ez berî her tişti mirovim”, “Herkes farklı herkes eşit”, “Bu insanlar barış istiyor”, “Çocuklara kıymayın efendiler”, “İfade vermek değil, ifade etmek istiyoruz” dövizleri taşındı. Basın açıklamasında konuşan İHD Van Şube Başkanı Ömer Işık, hak ihlalleriyle ilgili raporu okuyarak, “Yaşam hakkına saygı istiyoruz. İşkenceye cezasızlık politikası ve uygulamasına son verilmelidir” dedi. 

HAKKARİ 

İnsan Hakları Haftası nedeniyle İHD Hakkari Şubesi basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısında konuşan şube başkanı İsmail Akbulut, Kürt sorununun barışçıl yollarla çözülmesi gerektiğini vurgulayarak, “Herkesin yaşam hakkı ile kişi özgürlüğü ve güvenliğine hakkı vardır. Herkesin yaşam hakkı yasanın koruması altında olmalı, ölüm cezasının geri getirilmesi tartışmalarına son verilmeli ve Kürt sorunu demokratik ve barışçıl bir şekilde çözüme kavuşturulmalıdır. Savaşa ve insan hakları ihlallerine son verilmelidir” dedi.Yapılan açıklamanın ardından İnsan Hakları Haftası süresinde yapılacak etkinlikler şu şekilde sıralandı: "11 Aralık tarihinde çarşı merkezinde el bildirilerinin dağıtılması, 13 Aralık tarihinde kurumların ziyaret edilmesi, 15 Aralık tarihinde saat 14.00’da İnsan Hakları Aktivisti Av. Eren Keskin’in katılımıyla panel düzenlenmesi." Akbulut, yurttaşlara yapılacak etkinliklere katılım çağrısı yaptı. 

DOĞUBEYAZIT 

İHD Doğubeyazıt Temsilciliği İnsan Hakları Haftası nedeniyle, İnsan Hakları Anıtı önünde basın açıklaması düzenledi. İHD MYK Üyesi Şevket Akdemir, Doğubeyazıt Belediye Başkanı Canan Korkmaz , BDP Doğubayazıt İlçe Başkanvekili İbrahim Kaya, Eğitim Sen ve çok sayıda yurttaş katıldı. Açıklamada konuşan İHD MYK Üyesi Şevket Akdemir, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde ağırlaştırılmış tecride dikkat çekerek, “Kürt sorunu ancak muhatapları ile çözülür. İHD'nin bu konu ile ilgili tüm etkinliklerde ifade ettiği gibi bu sorunun çözümü için öncelikle kalıcı bir çatışmasızlık ortamının yaratılması, başta ifade ve örgütlenme özgürlüğü olmak üzere özgürlükler alanının genişletilmesi gerekmektedir. Bunun yapılabilmesi için de Kürt siyasal hareketinin de sürekli ifade ettiği gibi İmralı Adası’nda uzun bir zamandır tecrit altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’la müzakerelerin yapılması, buna paralel olarak AKP ile BDP’nin TBMM çatısı altında bu sorunun çözümü noktasında müzakere yürütmesinin koşullarının sağlanmalıdır” dedi. 90’lı yılların sonunda yaşanan hak ihlallerine geri dönüldüğüne dikkat çeken Akdemir, PKK’li ve PJAK’lı tutsaklar tarafından başlatılan ve 68. gününde PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla sonlandırılan açlık grevlerini hatırlatarak, “İnsanlar meşru ve yasal hak talepleri için bedenlerini tehlikeye atmak durumunda kalmıştır. Tecridin kaldırılması, anadilde eğitim ve savunma hakkı için açlık grevi yapmak, insan hakları standartı bakımından ne kadar geri durumda olduğumuzu göstermiş ve Kürt sorununda çözümsüzlüğün bir başka boyutunu göstermiştir” dedi.

Yapılan açıklama ardından esnaflara el bildirileri dağıtıldı. 

İSTANBUL 

İHD İstanbul Şubesi, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü etkinlikleri kapsamında Fatih'te bulunan Sultanahmet Parkı'nda hak ihlalleriyle ilgili hazırladığı raporu açıkladı. "İnsan hakları savunucularına özgürlük" ve "Yaşama hakkına saygı" pankartları açan İHD üyeleri, " Kadına yönelik şiddete son", "Kayıplar bulunsun failleri yargılansın" "Kitaplar yasaklanmasın" ve tutsakların isimlerinin yazılı olduğu dövizleri taşıdı. Grup sık sık "İnsanlık onuru işkenceyi yenecek", "Tecrit işkencesine son" ve "Savaşa hayır barış hemen şimdi" sloganları attı.

'Yaşam hakkına saygı istiyoruz'

Raporu okuyan İHD İstanbul Şube Başkanı Ümit Efe, yaşam hakkı ihlallerinde devlet politikasının "cezasızlık" olduğuna dikkat çekti. Yıllardır kayıp olan insanları bulmaya yönelik devletin girişimlerinin eksik kaldığını belirten Efe, bunun yanında kayıp yakınlarının çocuklarını arama girişimlerinin de devletin saldırılarına maruz kaldığına dikkat çekti. İnsan hak ihlallerine son verilmesi gerektiğini söyleyen Efe, "faili meçhul" cinayetlerin faillerinin bulunup cezalandırılması gerektiğini belirtti. 

Efe, Mersin'de tutuklu bulunan İHD Mersin Şube Başkanı Ali Tanrıverdi'yi ziyaret etmek üzere bugün Mersin'e gideceklerini sözlerine ekledi. 

ADANA 

HDK, İHD, TİHV, ÇHD ve TUHA-DER Adana şubeleri, 10 Aralık İnsan Hakları Haftası nedeniyle İnönü Parkı'nda ortak basın açıklaması düzenledi. "10 Aralık İnsan Hakları Günü'nde haklarımızın bilincindeyiz, gasp edilmesine izin vermeyeceğiz" pankartının açıldığı açıklama sağanak yağmur altında yapıldı. Grup adına basın açıklaması metnini okuyan HDK Adana İl Yürütme Kurulu üyesi Güven Boğa, Türkiye'nin temel uluslararası sözleşmelere taraf olmasına rağmen Türkiye‘de insan haklarının geliştirilmesi konusunda hiçbir ciddi çabaya girilmediğini kaydetti. Boğa, "İhlallerin sistematik olarak sürdürülmesinin en önemli dayanağı kişi temel hak ve özgürlüklerini sınırlamayı asıl, özgürlüğü istisna haline getiren ve kutsal devlet anlayışını her şeyin önüne çıkaran 1982 Anayasası ve bu anayasadan güç alan antidemokratik kurumlaşmadır. Türkiye‘de yaşam hakkı güvence altına alınmamıştır. Faili meçhul cinayetler, yargısız infazlar ve kayıpların halen sürmesi de kişinin yaşam hakkının korunmadığının kanıtlarıdır. Bizim beklemeye tahammülümüz yok. İnsan haklarını ve özgürlüklerini hemen şimdi istiyoruz. Hukukun üstünlüğünü, demokrasiye, insan haklarını ve azınlıklara saygıyı, hemen şimdi istiyoruz. 10 yıl sonra, 20 yıl sonra değil, hemen şimdi istiyoruz. Türkiye toplumunun çoğulcu dilsel, dinsel, etnik ve kültürel dokusunu kucaklayacak bir özgürlükçü ve demokratik bir anayasal düzeni, anayasal vatandaşlık düzenini özlüyor ve tüm yüreğimizle istiyoruz" dedi.

DİYARBAKIR

Diyarbakır'da 10-17 Aralık İnsan Hakları Haftası kapsamında İHD Diyarbakır Şubesi, MAZLUMDER, TİHV, Diyarbakır Barosu, Diyarbakır Tabip Odası ve STGM tarafından ortaklaşa düzenlediği etkinliklerin ilki bugün yapılan yürüyüşle başladı. Diyarbakır'ın Yenişehir ilçesinde yer alan AZC Plaza önünde bir araya gelen onlarca kişi giydikleri beyaz önlüklerle Koşuyolu Parkı'ndaki İnsan Hakları Anıtı önüne kadar yürüdü. Yürüyüş boyunca yurttaşlara üzerinde Kürtçe ve Türkçe olarak İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin yer aldığı broşürler dağıtıldı. Yürüyüş ardından İnsan Hakları Anıtı önünde ortak basın açıklamasını okuyan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilişinin 64'üncü yıldönümü olduğunu hatırlatarak, 2012 yılı insan hakları karnesini açıkladı. İHD Genel Merkezi tarafından hazırlanan ve bugün düzenlenen bir toplantıyla deklere edilen raporu okuyan Bilici, ilk 9 aylık süre içerisinde meydana gelen çatışmalarda 395 güvenlik görevlisi ve PKK'linin yaşamını yitirdiğini ve 420 kişinin yaralandığını kaydetti. Bilici, "Öte yandan çatışmalı sürecin yoğunca yaşanmaya başladığı 1988 yılından günümüze yani 25 yıl içerisinde 567 çocuğumuzu bu savaşa kurban verdik. Sadece AKP iktidarı döneminde 189 çocuk yaşamını yitirirken, 2012 yılının ilk 9 ayında 14 çocuk yaşamını yitirmiştir" şeklinde konuştu. 

9 ayda 3 bin 177 kişi gözaltına alındı

Düşünceleri nedeniyle binlerce kişinin yargılandığını kaydeden Bilici, "Gözaltına alma ve tutuklanmalardaki artış, nasıl devasa bir sorunla karşı karşıya olduğumuzu gözler önüne sermektedir. 2012 yılının ilk 9 ayında sadece Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde 3 bin 177 kişi gözaltına alınırken, bin 162 kişi de tutuklanmıştır. Bu süre içerisinde bin 715 kişi soruşturma, dava ve cezalara maruz kalmıştır. Düşüncelerini ifade eden veya haklarını talep eden insan hakları savunucuları, gazeteciler, avukatlar, sendikacılar, öğrenciler, aydınlar ve siyasetçilere reva görülen tek uygulama cezaevlerine atılmak olmuştur. Son olarak, daha iki gün önce, Batman, Mardin ve Siirt merkezli düzenlenen operasyonlarda onlarca kişi gözaltına alınmıştır" dedi. 

'Öcalan üzerindeki tecrit bir an önce son bulmalı'

2012 yılı içerisinde cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinin artığına dikkat çeken Bilici, "Yine cezaevleriyle ilgili olarak Abdullah Öcalan'a yönelik uygulanan ağırlaştırılmış tecrit uygulamasından da söz etmek gerekir. Kürt meselesinin çözümünde haiz olduğu önemi çağrısı üzerine sona eren açlık grevleriyle bir kez daha gösteren Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit uygulamasının evrensel ilkeleri bırakın Türk hukukuna dahi aykırı olduğu su götürmez bir gerçektir. Ayrıca bölgede gerilen hava, tecrit nedeniyle gün be gün daha da gerilmektedir. Bu nedenle Öcalan'a uygulanan hukuka aykırı tecridin bir an önce son bulması gerekmektedir" dedi. Açıklamaların ardından eylem son buldu. 

BATMAN 

İHD Batman Şubesi, 10-17 Aralık İnsan Hakları Haftası kapsamından İHD binasında basın açıklaması yaptı. Açıklama öncesi konuşan İHD Batman Şube Başkanı Osman Künteş, insan hakları haftasını kutladıklarını belirterek, "İnsan hakları sözleşmesine uyum sağlayan ve sözleşmeyi imzalayan ülkeler demokrasi ve insan hakları açısından gelişim göstermiştir. Ancak bu anlaşmaya imza atmayan ülkelerde ise tam tersi bir durum yaşanmaktadır. Bu 30 maddelik anlaşmayı kabul etmeyen ülkelerinde bir an önce anlaşmaya imza atması ve kabul etmesi gerekir" dedi. Türkiye'nin de bir an önce bu anlaşmaya uyması gerektiğini ifade eden Künteş, "Gözaltı, tutuklama ve öldürmelerle hiçbir yere varılamaz. Buradan ifade ediyoruz ki bu durumda Türkiye'de barıştan ve demokrasiden söz edilemez. Türkiye'nin bir an önce bu anlaşmaya bağlı kalması gerekmektedir" dedi. Ardından İHD Batman Şube Yöneticisi İlyas Ekinci, İHD Genel Merkezi tarafından hazırlan insan hakları raporunu açıkladı. Öte yandan İHD Bingöl Şubesi de İnsan Hakları Haftasına ilişkin yazılı açıklama yaptı. 

MERSİN

İnsan Hakları Derneği (İHD) Mersin Şubesi İnsan Hakları Haftası dolayısıyla dernek binasında basın toplantısı düzenledi. Burada açıklama yapan, İHD Mersin şube yöneticisi Hacer Koçak, 2012 yılının dünyada ve Türkiye'de insan hakları bakımından önceki yılları aratmayacak kadar utanç verici ve geri bir konumda olduğuna dikkat çekerek, "İnsanın en temel hakkı olan yaşam hakkı insan aklının alamayacağı yöntemlerle elinden alınmaktadır. Emperyalist çıkarlar uğruna Ortadoğu'da kıyasıya sürdürülen savaş tam bir yıkım halini almıştır. Sivil masum insanların, savunmasız çocukların bombalarla kolu bacağı koparılmakta, dünyanın gözü önünde kanı akıtılmaktadır" diye konuştu. Kürt Sorunun çözümsüzlüğünden dolayı savaşın sürdüğünü ve insanların bu savaştan dolayı hayatını kaybetmeye devam ettiğini belirten Koçak, "Askerler, polisler, korucular, gerillalar ve sivil insanlar yaşamlarını yitirmektedir. 17 yılda silahlı çatışmalarda 22 bin 991 kişi, öldürülen siviller 2 bin 314 kişidir. 1998 yılından bu yana 561 çocuk öldürülmüştür" dedi.

Toplu mezarların hala aydınlatılmadığına, kadına yönelik şiddetin ve iş cinayetlerinin sürdüğüne, asker intiharlarının vahim boyutlara ulaştığına, haksız tutuklamaların ve cezaevlerindeki hak ihllaerinin devam ettiğine dikkat çeken Koçak, "Baskın yapılan evlerden yüzlerce çocuk tutuklandı. Tehditler, ajanlık teklifleri, işkence ve kötü muameleyle yaşamları karartıldı. Cezaevlerinde insan onuruyla bağdaşmayan ihllaler yaşandı. Bir çok cezaevinde sürgünler yapıldı. Pozantı Cezaevi'ndeki işkence, taciz ve tecavüzü kamuoyuna teşhir eden gazeteciler tutuklandı" şeklinde konuştu.

Koçak'ın konuşmasından sonra Barış Annesi Meryem Erbey de, "AKP devletinde insan hakları yok. Kürtlere zulüm yok. Kendisinden olmayanı Firavun gibi kazanlara atıyor. Erdoğan'ın yaptığı katliamları insan insana yapmaz" şeklinde konuştu. Kürtlerin dilini ve haklarını istediği için Başbakan Erdoğan'ın Kürtleri düşman olarak gördüğünü söyleyen Erbey asker ailelerine şöyle seslendi: "Türklerden ne isityor, Türklerin düşmanlığını da yapıyor. Ölen asker ve polisler Türklerin çocukları. Asker ailelleri buna karşı çıkmalı. Kürtler ve Türkler kardeştir. Asker ve polis ailelerine sesleniyorum. Yeter desinler artık. Ele ele verelim. Bu ölümleri durduralım."

Erbey son olarak, Kürtlerin kendi doğal haklarını isetdiklerini söyleyerek, "Biz kimliğimizi istiyoruz. Biz Öcalan'ın serbest bırakılmasını istiyoruz ve bu savaşın bitmesini istiyoruz" dedi. DİHA

Güncelleme Tarihi: 10 Aralık 2012, 14:49
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER