Urfa'da bulunan Yaşamevi Kadın Dayanışma Derneği, kadınların yaşadığı sorunları çözmek amacıyla kooperatif kurmaya yöneldi. Dernek, erkeğin toplumda öne çıkmasına ve kadının ötekileştirilmesine karşı bir mücadele ve çalışma içerisinde. Derneğin çalışmalarını anlatan Yaşamevi Kadın Dayanışma Başkanı Mihrican Gökkan, "Kadını ötekileştirme, ikinci sınıf muamelesi görme toplumdan başlıyor. Bir çocuk anne rahminden dünyaya geldiğinde sadece bir çocuk olarak dünyaya gelir. Onun rengini belirleyen toplumdur. Kız çocuğuna pembe, erkek çocuğa mavi rengi veren, özdeşleştiren toplumdur. 'Sen kızsın konuşma, sen erkeksin güçlüsün' söylemleri toplumun erkeğe sunduğu nimetlerdir" dedi.
'Kooperatifleşerek mücadele ediyoruz'
Kadının toplumun gözünde ikinci sınıf olarak yer edindiğine işaret eden Gökkan, "Tarihe baktığımız da toprak ana diyoruz. Neden toprak ana diyoruz? Çünkü kadının verimliliğinden, hoşgörülüğünden dolayı toprak ana diyoruz" dedi. Göç olayları, toplumsal şiddet ve eşitsizliğin Kürt kadının şahsında daha yoğun yaşandığını söyleyen Gökkan, "Dünyanın her yerinde bu örnekleri görebiliriz. Ama Kürt kadınında bu daha fazladır. Çünkü hem toplum içinde hem de aile içindeki erkeklerle savaş mücadelesi veriyor. Kadının emeği hiçbir şekilde görülmüyor. Aileyi var eden, özgürleştiren, toparlayan ve bunun için mücadele veren kadındır. Bizler de kooperatif olarak, Urfa'da yaşanan bu sıkıntıları göz önüne sermek için örgütleniyoruz. Biz kadınlara devletin herhangi bir faydası olmuyor. Bu şekilde olacağını da sanmıyorum. Devlet biz kadınlara arka çıkacak, kadınlara yardım edecek biz kadınlar olarak buna inanmıyoruz" şeklinde konuştu.
'Türkiye kanunları kadınları kapsamıyor'
Kanunların kadınları kapsamadığını, sadece erkek zihniyetinin ürünü olduğunu aktaran Gökkan, çıkarılan yasalardan bile kadının haberinin olmadığını söyledi. Gökhan, "Bugün şiddete uğrayan bir kadının kendi iradesi ile gitmesi gereken yerler kadın kurumları olmalıdır. Bir kadın derneği olabilir, savcılık olabilir, kolluk kuvveti olabilir. Devlet kadınlara, 'Derneğe gitmenize gerek yok, sen Şiddeti Önleme ve İzleme Merkezi'ne (ŞÖNİM) gel. Ben seni kolluk kuvvetleriyle sığınaklara göndereceğim' diyor. Kadın zaten şiddete maruz kalmış, zaten aşağılanmış, devletten, polisten zaten korkuyor, buna ancak bir kadın yardımcı olabilir. ŞÖNİM'de çalışanların çoğu erkektir. Kadın bir kere korkuyor. Urfa'da şiddete uğrayan kadınlar kolluk kuvvetlerine gittiklerinde genelde aşağılanıyorlar, hor görülüyorlar. 'Senin kocandır severde, döverde' gibi söylemlerde bulunuyorlar. Çözüm üretici yaklaşmıyorlar" diye konuştu.
Devletin kadınları korumak zorunda olduğunu söyleyen Gökkan, "Kadının zaten her anlamda sömürülüyor, dövülüyor. Kadının bütün dünyası yıkılmış ve sende bunları ona yapıyorsan kadın ne yapacak? Biz kadınlar olarak en azından devletten bunu bekliyorduk, evet bizim derneklerimiz, kurumlarımız var. Son başvuru yeri ŞÖNİM'ler olmalıdır" dedi.
'Kadın kurban edilmiş'
Kadına şiddet ile mücadele ettiklerini vurgulayan Gökkan, mahalle mahalle gezerek kadınları bilinçlendirdiklerini, hukuki haklarını anlatarak şiddet maruz kaldıklarında ne yapacaklarını ve yol gösterici olduklarını söyledi. Bunları yaparken de üç dilli bir çalışma yürüttüklerini ifade eden Gökkan, "Kürtçe, Arapça ve Türkçe bilgilendirme yapıyoruz. Amacımız bütün Urfa'daki kadınlara ulaşıp onlara kendi haklarını anlatmak ve onları bilinçlendirmek. Kadına 'Sende varsın, sende kendi işinde çalışabilirsin, erkeğe bağımlı değilsin ve kendi kooperatiflerinde çalışıp kendini var edebilirsin' demek istediklerini" kaydetti.
Gökkan, Urfa'nın genel yapısına da dikkat çekti. Kadının hep kurban olarak seçildiğini, bir kan davası olduğunda kadının kan davası yerine verilmesi ya da aynı şekilde berdel olarak erkek kardeşine kurban edilmesi durumlarıyla örneklendiren Gökkan, "Kadın bir insan olarak değil de adeta bir mal olarak görülüyor. Kadın resmen satılığa çıkartılarak köleleştirme zihniyeti hala devam ediyor" diye konuştu.
Bir diğer sıkıntının Rojava'dan gelen Kürt ve Arap kadınlarının ikinci eş yapılması olduğunu söyleyen Gökkan, yaşananları şu şekilde anlattı: "Fuhuşa da zorlanıyorlar. Bu da Urfa'da kadınların yaşamış olduğu sıkıntılarını ikiye katlamıştır. Bundan dolayı kadın hem hemcinsiyle mücadele ediyor hem de erkekle mücadele ediyor. Rojava'dan gelen kadınlara tüm kamuoyunun duyarlı olması gerekiyor." DİHA
Güncelleme Tarihi: 25 Kasım 2013, 11:05
SIRADAKİ HABER