Diyarbakır'da 1993 tarihinde eşinin yanında gözaltına alındıktan sonra bir daha kendisinden haber alınamayan Ali Tekdağ'ın akıbeti sorulurken, Batman'da geçtiğimiz aylarda askerde intihar ettiği iddia edilen ve cenazeleri ailelerine teslim edilen Abdurrahman Çiftçi ve Mahsum Adlığ'ın akıbeti soruldu.
İHD Diyarbakır Şubesi yöneticileri ve kayıp yakınlarının, "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" sloganıyla düzenlediği oturma eyleminin 219'uncusu, Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirildi. Kayıp fotoğraflarının üzerinde bulunduğu poster ile "Onlar bir gece ansızın evlerinden alındılar. Bir daha geri dönmediler" pankartının taşındığı eyleme, MEYA-DER, Barış Anneleri İnisiyatifi aktivistleri, Özgür Gazeteciler Cemiyeti ve kayıp yakınları katıldı. Eylemde sık sık "Şehîd namirin" sloganı atıldı. Eylemde konuşan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, İHD ve kayıp yakınları olarak faillerin ortaya çıkarılması için 219'uncu kez alanlarda olduklarını belirterek, ancak bugüne kadar bu faillerin yargılanması konusunda herhangi bir adımın atılmadığını söyledi. Bilici, hükümet yetkilileri ve savcılara seslenerek, "Biz 219 haftadır burada suç işledik. Çünkü biz 219'uncu kez burada failleri deşifre ettik. Eğer siz bunlara soruşturma açmıyorsanız biz bunlara iftira etmiş oluyoruz. O zaman bize dava açın. Eğer siz bunlara soruşturma açmadıysanız o zaman siz suçlusunuz. Biz buradan basın yoluyla çağrıda bulunuyoruz biz kayıp yakınları olarak kayıplarımızı istiyoruz" dedi.
'Babam Ne Mutlu Türküm Diyene demediği için katledildi'
Kayıpların devlet emri ve gözetimde katledildiğini aktaran Bilici, PKK Lideri Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmeler sonrası başlatılan sürece değinerek, "Eğer siz bu sürece inanıyorsanız sürecin ruhuna inanıyorsanız kayıp yakınlarına hesap vermek zorundasınız. Yoksa bu ülkeye gelecek olan barışa inanmıyoruz. Tekirdağ Cezaevi'ndeki tutsaklar 21 gündür açlık grevinde. Neden çünkü cezaevi koşulları kötü ve hak ihlalleri var. 122 tutsak ölüm sınırındadır" dedi. Bilici, son olarak tutuklu gazetecilerin serbest bırakılmasını istedi.
Bilici'nin ardından ise bu hafta 1993 tarihinde Dağkapı Meydanı'nda gözaltına alınarak kendisinden bir daha hiç haber alınamayan Ali Tekdağ'ın hikayesini kızı Nuran Tekdağ anlattı. Tekdağ, babasının daha önce 19 kez gözaltına alındığını belirterek, "Babam annemin yanında Dağkapı çarşı merkezinde gözaltına alındı. Bir daha da kendisinden haber alınamadı. Babam daha önce 19 kez gözaltına alındı. Ancak babam hiçbir zaman onlara boyun eğmedi. Boyun eğmediği için şu an aramızda değil. O dönemlerde bir astsubay babamın öldürülmesiyle ilgili itiraflarda bulundu. Babama işkence yaparak katlettiler. Babama işkence yaptıktan sonra 'Ne Mutlu Türküm dersen seni serbest bırakırız' demişler ancak babam onlara boyun eğmedi ve demedi çünkü Kürttü" şeklinde konuştu. Tekdağ, babasının failinin bulunması çağrısında bulundu.
Yapılan açıklamaların ardından 5 dakikalık oturma eylemi yapıldı.
BATMAN
İHD Batman Şubesi üyeleri ile kayıp yakınları tarafından Gülistan Caddesi'nde her hafta kayıplar için gerçekleştirilen eylem bu hafta da gerçekleştirildi. 1990'lı yılarda kaybedilenlerin resimlerinin bulunduğu "Kaybedilenler" ile "Kayıplar bulunsun failleri yargılansın" pankartının açıldığı eyleme kayıp yakınları, İHD yönetici ve üyeleri, Barış Anneleri İnisiyatifi aktivistleri, BDP, KURDÎ-DER, MAZLUMDER, KESK, MEYA-DER yöneticileri, Agos Gazetesi'nden Rober Koptaş'ın yanı sıra çok sayıda yurttaş katıldı. Bu haftaki eyleme askerde intihar ettiği iddia edilen Abdurrahman Çiftçi ve Mahsum Adlığ'ın aileleri de katılarak çocuklarının akıbetini sordu. Kayıpların ve gözaltında yaşamlarını yitirenlerin fotoğraflarının taşındığı eylemde açıklama yapan İHD Batman Şube Başkanı Osman Künteş, 1990'lı yılarda kaybedilenlerin akıbetlerinin belirlenmesi ve faillerinin yargı önüne çıkarılması için 219'uncu haftada yine meydanlarda olduklarını belirterek, Tekirdağ F Tipi ile cezaevlerinde devam eden hak ihlallerine dikkat çekti. Künteş, bir an önce tutsakların koşullarının düzeltilmesi gerektiğini ifade etti.
Künteş'in ardından konuşan MAZLUMDER Batman Şube Başkanı Hasan Argünağa ise, kayıp yakınları ile insan hakları savunucularının her hafta eylem düzenlediklerini ve çocuklarının kemiklerini istediklerini ifade ederek, "Ne yazık ki bugüne kadar somut adım atılmış değil. Hala kayıpların akıbeti hakkında bir çalışmanın başlatmamasını üzüntüyle karşılıyoruz. Geçtiğimiz ay askerde intihar ettiği iddia edilen Mahsum Adlığ ve Abdurrahman Çiftçi'nin alillerine destek vermek için bu etkinliği düzenledik. Buradan Cumhurbaşkanı ve Başbakan'a seslenmek istiyoruz. Kayıp yakınları ve askerde yaşamını yitirdikleri ileri sürülen askerlerin haklarında duyarlı olsunlar gizlemesinler" diye konuştu.
'Biz gerçek ve objektif bir adalet istiyoruz'
Daha sonra askerde intihar ettiği iddia edilen Abdurrahman Çiftçi'nin babası Zübeyir Çiftçi konuştu. Çiftçi, oğlunun hiçbir sorunu olmadığını belirterek, oğlunu sağlam bir şekilde askere teslim ettiklerini; ancak teskeresine 3 buçuk ay kalmasına rağmen oğlunun cenazesini kendisine gönderdiklerini dile getirdi. Çiftçi, "Biz olayı duymadık ancak vatandaşlar bizi haberdar etti. Oğlumun hiçbir maddi ve manevi sorunu yoktu. Oğlum ölümünden 4 gün önce bana telefon açtı. Dedi 'iki rütbeli bana zorbalık yapıyor. Bana vahşet ve zulüm yapıyorlar.' Ben de dedim oğlum idare et bu askerliktir biter. Birkaç gün sonra yanına geleceğim. Ölüm haberi geldi bana. Oğlumun intihar ettiğine inanmıyorum. Onun dizlerinde işkence ve darp izleri vardı. Kafası kalmamıştı zaten. Biz gerçek ve objektif bir adalet istiyoruz" dedi. Çiftçi'nin babasından sonra yine askerde intihar ettiği ileri sürülerek cenazesi ailesine teslim edilen Mahsum Adlığ'ın babası Mehmet Mirza Adlığ konuştu. Adlığ, oğlunun hiçbir sorunu olmadığını söyleyerek, "Ben oğlumu koç olarak askere gönderdim. Bana ölüsünü gönderdiler. Oğlumun intihar ettiğine inanmıyorum. Çok inançlı bir kişiydi" dedi.
Yapılan konuşmalardan sonra 5 dakikalık oturma eylemi yapıldı. / Diha
Güncelleme Tarihi: 20 Nisan 2013, 14:25
SIRADAKİ HABER