Özgen: Soru işaretleri oluştu

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile yaptıkları toplantının ardından toplantıdaki atmosferi ve Erdoğan'ın açıklamalarını değerlendiren Akil İnsanlar Komisyonu üyeleri, toplantının atmosferinin biraz eksik ve olumsuz olduğu ve toplantının Başbakan ile gerçekleştirdikleri ilk toplantıya göre oldukça sönük geçtiğini belirtti. Akil İnsanlar, Başbakan'ın klasik açıklamalarının dışına çıkmadığına işaret etti.

Özgen: Soru işaretleri oluştu
Akil İnsanlar Komisyonu üyeleri, 7 bölgede 2 ay boyunca yürüttükleri çalışmanın ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile 26 Haziran'da son toplantılarını gerçekleştirerek, hazırladıkları raporları Başbakan Erdoğan'a iletti. Toplantıda Akil İnsanlar Komisyonu'nda yer alanlardan kimilerinin sorduğu soruları yanıtlayan Başbakan Erdoğan'ın "Karakol yapımları devam edecek", "Seçim barajı kaldırılmayacak", "Anadilde eğitim olmayacak" ifadeleri kaygıları arttırdı. Komisyonda yer alan KESK Genel Başkanı Lami Özgen, Prof. Dr. Mithat Sincar, Prof. Dr. Yücel Sayman ve MAZLUMDER Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal Başbakan Erdoğan'ın açıklamalarını değerlendirdi. 

Özgen: Soru işaretleri oluştu

Komisyon üyesi KESK Genel Başkanı Lami Özgen, toplantının atmosferinin biraz eksik ve olumsuz bulduğunu söyleyerek, Başbakan'ın "Seçim barajının indirmeyeceğiz" söyleminin bu saatten sonra kabul edilemeyeceğini söyledi. Özgen, "Reform paketimiz yok" gibi bir ifadelerin "Acaba geçmişte yapıldığı gibi bu süreç bilinçli ve kasıtlı olarak sekteye mi uğratılacak gibi soru işaretleri oluşuyor" dedi. Özgen, şunları ifade etti: "Halen de anadilin varlığı üzerinden değerlendirmeler sadece 'resmi dil dışındaki dillerle eğitim olmaz' gibi yaklaşımlarla ifade edildi. Bunlar doğal olarak bütün komisyon üyelerinin kafasında hem soru işareti oluşturdu hem de bu süreçte birçok defa konuşulan tartışılan hususların ele alınmamasına ilişkin kaygıları da yaşattı diye düşünüyorum. Yine tabi barajlar konusundaki yaklaşım kamuoyuna verilen demeçlerle paralel. Sonuçta güvenlik amaçlı, su ihtiyaçlı ve benzeri gibi hususlardan hareketle barajların yapımı, karakollar ha keza sınır bölgesindeki karakolların sınır bölgelerinin güvenliğine yönelik olduğu sadece çatışma sürecine yönelik olmadığı belirtildi. Ama şunu da biliyoruz sadece sınır bölgelerinde değil iç bölgelerde de yoğun karakol yapımları vardır. Hükümetin belki yol haritası vardı; ama ısrarla bir yol haritasının varlığına yönelik herhangi bir tutumu ifade etmeme durumu gerçekleşti. Bu da doğru değil." 

Özgen, toplantıda sürece topyekûn bir karşı çıkış izlenimi olmadığının da vurgulayarak, hükümet cephesinin süreci reddetme gibi bir durumu olmadığını söyledi. Özgen, gelinen aşamada sürecin bu noktasına uygun düşmeyen hususlar olduğuna dikkat çekmek istediğini aktardı. Raporlarda Öcalan'ın koşullarının düzeltilmesine, aile ve avukat görüşmelerinin daha sağlıklı yürütülmesine dönük de önerilerin sunulduğunu kaydeden Özgen, Başbakan Erdoğan'ın ise bu duruma karşılık, "Daha uygun, daha büyük bir yer konusunda yer değişikliği olduğu bunun ötesinde bir durumun artık olamayacağı, aynı zamanda BDP milletvekili ve yöneticilerinin siyasal süreçlerinden kaynaklı görüşmelerinin imkânı vardır. Onun dışındaki kesimlerin ya da komisyon üyelerinin görüşmesinin bir ödül olacağı bu ödül noktasında da bu sorumluluğu taşıyamayacakları" yönünde görüşlerini dile getirdiğini söyledi. 

Ünsal: Beklentinin altında bir görüntü ortaya çıktı

Komisyon üyesi MAZLUMDER Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal ise, toplantının Başbakan ile gerçekleştirdikleri ilk toplantıya göre oldukça sönük geçtiğini ifade ederek, özellikle Başbakan Erdoğan'ın "Anadilde eğitim olmayacak", "Seçim barajı kaldırılmayacak" gibi söylemlerinin beklentilerin altında bir sonuç ortaya çıkarttığını ifade etti. Ünsal, toplantıyı şu ifadelerle özetledi: "Erdoğan toplantıda gerillanın yüzde 15'inin çekildiğinden bahsetti. Bundan duyduğu kaygıyı ifade etti. Bugünlerde bölgede iş yapan müteahhit kaçırma eylemlerine dönük istihbaratlarının olduğunu dile getirdi. Bundan duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. Gezi Parkı olaylarının yaratmış olduğu bir sıkıntı da vardı. Toplantı ilk yapılan açılış toplantısına dönük oldukça sönük geçti. Toplantının sonuna doğru kullandığı 'Anadilde eğitim olmayacak', 'Seçim barajı indirilmeyecek' söylemlerinin ardından doğrusu toplantıda beklentinin altında bir görüntü ortaya çıktı. Halbuki 7 bölgeden gelen raporlarda da anadilde eğitim ortak talep olarak ortaya çıkmıştı. Sunulan raporları okuyup inceleyeceklerini ifade ettiler. Umarız raporlardaki beklentilere ilişkin bir şeyler ortaya çıkacaktır."

Sayman: Raporlar ne kadar dikkate alınır bilemeyiz

Komisyon üyesi Prof. Dr. Yücel Sayman ise, 7 bölgede hazırlanan ve toplantıda sunulan raporların olumlu olduğunu; ancak hükümetin bu raporları ne kadar dikkate alacaklarını bilemediklerini ifade ederek, "Bölgelerde yürütülen çalışmalara ilişkin raporlar ve izlenimler sunuldu. Hükümet bunları ne kadar dikkate alır bilemiyoruz; ancak çalışmalar ve temaslar sonucu ortaya çıkan talepler dikkate alınırsa iyi olur diye düşünüyoruz" diye konuştu. 

Sancar: Başbakan klasik açıklamalarının dışına çıkmadı

Komisyon üyesi Prof. Dr. Mithat Sancar da, kritik bütün konuların dile getirildiğini ifade ederek, Başbakan'ın ise bu konular karşısında klasik açıklamalarının dışına çıkmadığını söyledi. Sancar, Başbakan'ın bugüne kadar basına, kamuoyuna yaptığı açıklamalardan farklı olarak bir şey söylemediğini dile getirerek, "Demokratikleşme paketinden söz etmedi. 'Böyle bir şey var' demedi. 'Biz sadece normal çalışmalarımızı yürütüyoruz' dedi. 'Yeni bir karakol inşa edilmiyor' dedi. 'İhtiyacımız olduğunda da yaparız' dedi. 'Bunlar Kürt sorunuyla bu mesele ile ilgili değil' dedi. Barajların amacının su ve enerji ihtiyaçlarına yönelik olduğunu, bunların süreçle bağlantısı olmadığını söyledi. 'Anadilde eğitim listemizde' yok dedi. Seçim barajında da değişiklik düşünmediklerini söyledi. Geri çekilmelerin tamamlanmadığını daha doğrusu çok az bir oranda gerçekleştiğini sadece PKK güçlerinin yüzde 15'inin geri çekildiğini söyledi" diye konuştu. 

Sancar, demokratikleşme paketi konusunda kısa sürede herhangi bir hamle yapılması ihtimalinin çok yüksek olmadığını aktararak, "Dolayısıyla kelimesi kelimesine söylediği her şeyi alıp buna göre değerlendirme yapmak aceleci bir yaklaşım olur. Ayrıca bu sürecin bir de Kürt tarafı da var. Görüşmelerin hem İmralı'da sürdürüldüğü hem de BDP heyetleri arasında temasların devam ettiği de ayrıca açıklanıyor. Bütün bunlara baktığımızda muhtemelen belli sıkıntılar olacak. Şu anda moral açısından olumsuz bir hava var. Karamsar bir hava hakim ancak özellikle barış sürecine karşı çıkanlar veya bu süreci içine sindirmeyenler karamsar havayı daha fazla büyümesi yönünde çaba harcıyorlar. Bence oda doğru değil. Sonuçta Kürt sorunu için başlatılan barış süreci çok karmaşık dinamiklere dayanıyor. Değişik faktörler içine giriyor çeşitli dalgalanmaların olması normaldir. Önemli olan bu sıkıntıları aşacak mekanizma ve iradenin ortaya konmasıdır. Bu nedenle 'süreç büyümüyor Kürtler üzerine düşeni yaptılar hükümet bir şey yapmıyor o halde bu süreç yürümüyor' şeklinde bir yaklaşımı gerçekten fazla aceleci buluyorum ve gerçekçi değil" diye belirtti. DİHA

Güncelleme Tarihi: 28 Haziran 2013, 11:02
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER