Yargılamayı eleştiren Haran'ın avukatı Serdar Çelebi, müvekkilin anadilinde konuşmak istediğini için savunma yapamadan ceza aldığını belirterek, "Ortaçağ'daki Engizisyon mahkemeleri böyleydi. İtham ile ceza verirlerdi. Sanığın beyanı da çok önemli değildi. Aynı yargılama yöntemi ile karşı karşıyayız" dedi.
Türkiye'de mahkemelerin verdiği hapis cezaları ve yapılan yargılamalarda usulsüzlükler sürekli gündeme geliyor. Bir eyleme katılmak ya da bir basın açıklamasına katılmak, 10 yıllarca hapis cezası almaya yetiyor. Adil yargılamanın en önemli unsurlarından olan "savunma hakkı" ise birçok davada yargılananların "anadilde savunma" talebi kabul edilmediği için eksik kalıyor. Ancak davalarda yargılananların avukatlarının savunmaları alınıyordu. Ömer Haran adlı yurttaşın duruşmasında ise, ne avukat ne sanık savunma yapabildi ancak Haran'a mahkeme tarafından 11 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası verildi. Haran'ın son duruşması ve önceki tüm duruşmalarında avukat mazeretli olduğundan dolayı savunma yapamazken, Haran ise, Kürtçe savunma talebinin mahkeme tarafından kabul edilmemesi nedeniyle savunmasını yapamadı.
'Mahkeme siyasi bir tavır alarak Kürtçeye izin vermedi'
Haran'ın avukatı Serdar Çelebi, Diyarbakır'da değişik tarihlerde meydana gelen toplumsal olaylara karıştığı iddiası ile müvekkili Ömer Haran hakkında iddianamenin hazırlandığını belirten Çelebi, ilk duruşmadan itibaren Haran'ın kendisini Kürtçe ifade edebileceğini söylediğini, ancak mahkemenin bunu siyasi bir tavır olarak gördüğün için izin verilmediğini kaydederek, bunu anlayamadıklarını söyledi. Çelebi, 18 Aralık'taki duruşmaya kendisinin Mardin'de olan bir duruşması nedeniyle katılamadığını belirterek, şunları söyledi: "Biz de bu duruşmayı ileri bir tarihe ertelemeyi istedik. Bu isteğimiz çok da olmaz bir şey değildi. Ve yargılamalar devam ediyor. Sadece bu dosya ile ilgili değil. Zaten avukatlar yaptığı iş gereği duruşmalar çakışabiliyor. Ancak mahkeme anlamadığımız bir gerekçe ile bu talebimizi ret edip, bizim yokluğumuzda dosyada karar verdi. Zaten müvekkil Kürtçeden dolayı savunma yapamıyor. Biz mütalaaya cevap vermedik. Dosyadan savunma alınmadan 11 yıl 10 ay 15 gün ceza aldı. Bunu hukukun neresine koyacağız. Aceleyi gerektiren durum neydi? Seri yargılama dedikleri şey buysa eğer biz yavaş yargılamayı tercih ederiz. İki duruşmada müvekkile 11 yıl ceza verip, ben kısa sürede bitirdim demek. Seri yargılama değildir. Bu hukukla bağdaşmıyor. Tamamen keyfi bir durum."
'Engizisyon mahkemelerinde aynı şey yapılıyordu'
Mahkemenin eylemde suç olup olmadığını konusunda da kendince düzenlediği fezlekeye dayanarak bu cezaları verdiğini belirten Çelebi, "Biz yıllardır söylüyoruz. Özel Yetkili Mahkemeler olmaz, bu mahkemeler adalet dağıtmıyor. Bu söylediğimizin bariz bir örneği. Bu mahkemelerin görevi kendince terörle mücadele olmuş. Bunu da verdiği cezalar ile yapıyor. Bunu gören insanlar demokratik tepkilerini ortaya koyarken, 2-3 kez düşünecekler. Bir eylem yaptıklarında 11 yıl ceza alan bu insanların hepsi gözlerinin önünden geçecek. Sanırım amaçlanan da bu. Ortaçağ'daki Engizisyon mahkemeleri böyleydi. İtham ile ceza verirlerdi. Sanığın beyanı da çok önemli değildi. Aynı yargılama yöntemi ile karşı karşıyayız. Dosyayı temiz için Yargıtay'a gönderdik, ama çok da beklenti içinde değiliz. Çünkü şimdiye kadar giden dosyalar onaylanıp, geri döndü" diye belirtti.
Davanın geçmişi
Ömer Haran'a, 16 Mayıs 2011, 13 Ocak 2011, 15 Şubat 2011, 22 Ocak 2011 tarihlerindeki eylemlerde "2911 sayılı yasaya muhalefet" ettiği, 13 Ocak 2011 tarihindeki bir eylemde, "görevli memura direnmek" ve "Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek" iddiasıyla açılan davanın, 18 Aralık'ta Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 6'ncı duruşmasında, 11 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası verildi. DİHA
Güncelleme Tarihi: 20 Aralık 2012, 10:44
SIRADAKİ HABER