Seccade

"Kaldı ki bir hikaye ile kitap mı olurmuş?" diyor oysa bir hikaye, bir kitap, bir film, bir hayat yaşamın ta kendisidir. Hikaye...

Seccade
ALİYE DÜŞÜNMEZ - YÜKSEKOVA GÜNCEL

"Kaldı ki bir hikaye ile kitap mı olurmuş?" diyor oysa bir hikaye, bir kitap, bir film, bir hayat yaşamın ta kendisidir. Hikaye...

Yaşadıklarımız değilde bir başkasının yaşamı bize hep ilginç ve cazip gelmiştir. Dinlerken veya okurken hikayeleri hep içten içe üzülür ah vahlar çekeriz oysa hepimiz payımıza düşeni almışız bu hayatın acılarında.

Semiha kumasının kızı, gelini, sırdaşı olurken kendisi seçmemişti o hayatı, bırakın seçmeyi söz hakkı bile tanınmamış ona o yaşta ki birine söz hakkı tanınsa da söz hakkının ne olduğunu bilmeyecek yaşta. Ama töreler hiç acımadan kırar minnacık bir bebeğin kanadını.

Yaşadığımız coğrafyada ne kadar birbirimizden bağımsız ve ayrı yaşasakta hikâyelerimiz hep biribirinin tekrarı ve benzeri gibidir. Tıpkı hikaye anlatıcısı olan Sadık'ın hikayesini şuan okuduğumuz gibi. Aslında hayatın kendisi hikaye değilmi sadece içeriğini yaşadıklarımızla biz dolduruyoruz.

"İyi bir hikaye anlatıcısı aynı zamanda iyi bir gözlemci olmalı." Gözlemlediğimiz her şeyi doğru yorumlayabiliyorsak eğer iyi hikaye anlatıcısı olabiliriz de. Oysa günümüzde gözlemlediğimiz her şeyi sadece ucu bize dokunmadığında doğru yorumlayabiliyoruz. Okuduğumuzda yada dinlediğimizde acıtmıyorsa eğer yüreğimizi, sızlatmıyorsa vicdanımızı hikayeler, demekki biz daha çok toyuz hayat karşısında. "Semiha çocuk Semiha, gelin Semiha, kadın Semiha" Kimbilir daha ne çok acılar çekmiştir hayat denen hikayesinde.

Seccade okunmaya değer bir öykü kitabı. Değerli arkadaşım Roni Nasır Kaya'nın kendi coğrafyasında dinleyip, gözlemleyip derlediği kitabı hayırlı olsun. 12 değişik hikaye ile biz okuyucularına sunduğu Seccade kitabında zaman zaman coğrafyamızda acımasız törelerin kadına dayattığı yaşam biçimlerine tanık olup, köreren vicdanlarımıza seslenişi oluyor. Hikayelerin kimi yerlerinde Serhata özgü peynirin tadını damağımızda hissederken ansızın hikayenin devamında yaşanan trajedilerden dolayı boğazımız düğümlenir, yüreğimiz sızlar böyle bitmemeliydi hikayeleri deyiveririz.

Hikâyelerin çoğu Serhat'ın çetin ve zorlu geçen kış mevsimini anlatır, oysa Serhat'ın kış mevsimi bana hep doğa tarafından insanları eğitmek için özellikle bu mevsim seçilmiş gibi geliyor. Çünkü bu mevsimde yokluk ve yoksulluğun kendini bariz bir biçimde dışa vurduğu dönem oluyor ki hikayelerin çoğunda yöre halkının yoksullukla verdiği mücadeleler anlatılır.

Zorlu geçer kış mevsimi buralarda ama paylaşımcılığı, dayanışmayı ve birbirine sahip çıkmayı da öğretiyor bağrında yaşattığı insanlara.
Kış mevsimi gibi diğer mevsimlerde de çoğalır hikayeleri Serhat insanının, yeterki biz doğru dinleyip, doğru okuyup, doğru sonuç çıkarabilelim.
Seccade dili alışık olduğumuz yaşam biçimini geçmemiş olsada, akışkanlığı ve hikayeleri dokunuyor, sızlatıyor vicdanlarımızı.

Yüreğine sağlık Roni.



Güncelleme Tarihi: 30 Temmuz 2020, 13:43
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER