'VALİLİĞİN MİTİNGİ YASAKLAMA YETKİSİ YOK'

14 Temmuz'da İstasyon Meydanı'nda düzenleyeceği mitingin çalışmaları devam ederken, Av. Semra Balyan, valiliğin olabilecek olayları öngören yasak kararını "kendini doğrulayan kehanet" sözü ile eleştirerek, valiliğin mitingi yasaklama yetkisinin bulunmadığ

'VALİLİĞİN MİTİNGİ YASAKLAMA YETKİSİ YOK'
AKP'nin rahat faaliyet yürütemediği tek alanın Kürtlerin yoğunlukta yaşadığı "Kürdistan" bölgesi olduğuna dikkat çeken Av. Mesut Beştaş ise, "Demokrasiyi engelleyen irade ne kadar güçlü ise onun karşısındaki reflekste o kadar güçlü olur" dedi.

DTK ve BDP'nin 14 Temmuz'da Diyarbakır İstasyon Meydanı'nda düzenleyeceği miting Diyarbakır Valiliği tarafından yasaklanırken, DTK ve BDP, yasağa rağmen mitingin yapılacağını açıklamıştı. Av. Mesut Beştaş, demokratik eylem ve etkinliklere ilişkin yasak kararının süreç ile bağlantılı olduğunu, sürecin ise 2006 yılının sonlarına doğru MGK'nin almış olduğu karar ile birlikte başladığını kaydetti. Av. Beştaş, nedenin ise, AKP'nin bölgede yürütmek istediği politikalar ile ilişkili bölgeden gelen refleksi öldürmeyi amaçladığına dikkat çekti. İktidara gelen AKP'nin rahat faaliyet yürütemediği tek alanın Kürtlerin yoğunlukta yaşadığı "Kürdistan" bölgesi olduğunu dile getiren Beştaş, bu nedenle demokratik ortamda faaliyet yürüten siyasi parti, demokratik kitle örgütleri ve benzeri kuruluşların çalışanlarına yönelik "KCK" adı altında operasyonlar yapıldığını söyledi. Baskılara karşın bölgeden gelen güçlü refleksin AKP'yi daha da kararlı olmaya ittiğini söyleyen Beştaş, halkın veya kamuoyunun refleksinin önüne geçmek içinde miting ve benzeri kitlesel etkinlikleri yasakladığı kanaatinde olduğunu belirtti. Valiliklerin kendi özgünlüğünde düşünerek karar vermediğine işaret eden Beştaş, kararların merkezi hükümetler ile doğrudan bağlantılı olduğunu ifade etti.

'Karar hukuk açısından yerinde değil'

"Bir anlamda bu refleksi kırmak için bedel ödemek gerekiyorsa, demokrasinin bedel ödemesi gerekiyorsa, hükümetin bu bedeli ödemekten kaçınmadığını söyleyebilirim" diyen Beştaş, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: "Hukuk demokrasinin kurumsallaşmasına da hizmet etmelidir. Tabi bu ülkede hukuk ta kurumsallaşmadığı için, doğallığı ile demokrasinin kurumsallaşması önünde zaman zaman engel haline geliyor. Yasaklanmış bir etkinlik ile ilgili yasaklamanın yerindeliğine bakmak lazım. Olmamış bir etkinliğin gelecekte şu olacak ya da fal açmak gibi nedenler ile veya gerekçeler ile yasaklamaya kalkmak bir kere hukukun özüne aykırı bir şeydir. Gerek Newroz'un gerekse 14 Temmuz'da yapılması planlanan mitingin yasaklanmasını yerindelik açısından değerlendirdiğimizde yerinde olmadığı valiliklerin yasaklama kararlarının yerinde olmadığı, hukuk açısından yerinde olmadığı açıktır. Dolayısı ile kitlesel bir gösterinin ya da mitingin yapılmasında ısrar edilmesinde eğer yerindelik açısından uygun değil ise, idarecilerin yasaklama kararları yasal değildir. Ben kitlenin bunu yapma hakkına sahip olduğuna inanıyorum. Şuna inanıyorum; demokrasinin askıya alınması ve ya demokrasinin bir şekilde yaşam bulmasının önüne geçmek için irade ne kadar güçlü ise, onun karşısındaki refleks de bir o kadar güçlü olacaktır. Bunu Newroz'da çok güçlü bir şekilde gördük. Özellikle Diyarbakır'da halk bunu çok iyi ortaya koydu."

Balyan: Valiliğin yasaklama yetkisi yoktur

Toplantı ve gösteri düzenleme hakkının tarih boyunca en temel insan haklarından biri olduğuna işaret eden Av. Semra Balyan ise, buna rağmen son dönemlerde Diyarbakır Valiliği'nin BDP tarafından düzenlenmek istenen etkinliklere izin verilmediğini vurguladı. "Yasak" kararını 2911 sayılı kanuna bağlayan valiliğe izin için değil, sadece bildirimde bulunulabileceğine işaret eden Balyan, valiliğin izin mekanizması olmadığını ifade etti. Valiliğin toplantı ve gösterilere izin verme gibi bir yetkisinin bulunmadığını söyleyen Balyan, "Bu toplantıyı ya da gösteriyi tertip edecek kurullarca öncesinde yasal şartlara uygun olarak bildirim yapılıyor. Bunun dışında valilik idare olarak bu gibi gösterileri erteleme ve yasaklama gibi bir durum söz konusu, ancak bunun için yine aynı kanuna göre açık ve yakın bir şekilde suç işleme söz konusu olması gerekir. Bu durumda valiliğin 14 Temmuz mitingini yasaklamasına ilişkin yaptığı açıklama da sadece bir takım ihtimal ve olasılıklara dayandırılıyor. Hukukçu olarak biz bu durumu tasvip etmiyoruz, hukuka tamamen aykırı olduğunu düşünüyoruz" dedi.

Balyan: 'Kendini doğrulayan kehanet' olabilir

Yasağın çeşitli toplumsal olaylara hatta çatışmalara yol açabileceğine dikkat çeken Balyan, valiliğin mitingi yasaklama gerekçesinde belirttiği olası durumların yasak nedeniyle gerçekleşebileceği uyarısında bulundu. "Kendi doğrulayan kehanet" sözünü hatırlatan Av. Balyan, "Aslında valiliğin yasaklama kararı gerekçesinde bulunduğu kehanet diyelim belki de bu şekilde kendini doğrulayacaktır. Halkın demokratik bir düzlemde taleplerini dile getireceği ve iradesini ortaya koyacağı bu mitingin kanaatimizce illegalize edilmesi herhangi bir yasal ya da meşru zemine dayandırılamaz. Ve meydana gelebilecek olaylardan halkın uğrayabileceği muhtemel zararlardan idari mercilerin sorumlu olacağı kanaatini taşıyorum."

Bilici: Vahim sonuçlar yaşanabilir

Diyarbakır Valiliği'nin "İnsan hakları haftası" çerçevesinde düzenlemek istedikleri etkinliği dahi yasakladığına dikkat çeken İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici de, demokratik hiçbir eyleme izin verilmediğini ifade etti. Özellikle bölgede yapılan basın açıklamalarının neredeyse tamamına soruşturma, kolluğun gösterilere müdahalesinin ise sert olduğunu dile getiren Bilici, polisin orantısız gücü nedeniyle birilerinin ya öldüğü ya da ağır şekilde yaralandığını kaydetti. Bilici, demokratik yöntemlerin önünün kapatılması ve insanların düşünce ve ifade özgürlüğünün engellenmesi halinde daha vahim sonuçların yaşanabileceği uyarısında bulundu. Diha

Güncelleme Tarihi: 11 Temmuz 2012, 09:38
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER