Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, "İktidarı kaybetmek pahasına bunu yapacağız" dediği, afet riski altındaki alanların dönüştürülmesini düzenleyen yasa Meclis Genel Kurulu'ndan geçmişti. Yasaya göre riskli yapıların sahiplerine yıkım için 60 gün süre verilecek. Afet Riski altındaki alanların dönüştürülmesi hakkında yasaya göre gecekondu sahibine konut verilinceye ve konut yapmak üzere arsa tahsisi yapılıncaya kadar gecekondusu yıkılamayacak. Afet riski taşıyan yerleşim merkezlerindeki aileler, orman veya mera vasıflı alanlara ve hazinenin özel mülkiyetinde olan yeni yerleşim yerlerine yerleştirilecek. Yenileme projelerinin gerektirdiği uygulamalar, verilen sürede yapı malikince yapılmadığı takdirde il özel idaresi veya belediyece yapılarak masrafı yapı malikinden tahsil edilecek. Boğaziçi Kanunu kapsamında kalan geri görünüm ve etkilenme bölgelerindeki alanlar da dönüştürme kapsamına alındı. Başbakan Erdoğan'ın açıklamasından sonra yasa, bölgede çevre ve afet ile ilgili faaliyet gösteren sivil toplum örgütlerinin tepkisine neden oldu.
Yasayı değerlendiren TMMOB Van İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Şemsettin Bakır, tasarının sebebinin insanlara kentlerin düzeltmesiyle çok alakalı bir tasarı olmadığını belirterek, eksik ve yetersiz bir tasarı olduğunu söyledi. "Kentlerin ekolojik, siyasal ve ekonomik yapısı için ilgili tüm muhalefetin tüm yereldeki insanların görüşleri alınarak öyle bir tasarı ve yasa çıkartılabilinir" diyen Bakır, "Ama asıl hükümet her zamanki gibi kimseyi dinlemeden kendi bildiğini okudu. Bu tasarılar sadece bölgelerde yeniden rant oluşmak için kentsel dönüşüm projeleri uygulama tasarısıdır" dedi. Ankara'da havaalanından kent merkezine geçen protokol güzergahını hatırlatan Bakır, orada yaşayan fakir yurttaşların evlerinin yıkılıp sağlıksız binalar yapıldığını belirtti.
'Hiçkimseye danışmadan tasarıyı hazırladılar'
"Sosyal bir çevreleri ve donatıları vardı. Yani oraya TOKİ çok lüks binalar yaptı o binalarda o insanların oturma şansı yoktur. Şimdi bu tasarı da aynı şey. Tabi ki devletin gücü devletin en önemli sorunlardan bir tanesi kendi halkına konut vermektir. Yani bu sosyal devlet olmanın özeliğidir" diyen Bakır, bunun da yurttaşlara danışarak yapılması gerektiğini kaydetti.
Bölgenin yoğun göç alan kentlerinden birinin de Van olduğunu söyleyen Bakır, zorunlu göçe tabi tutulan yurttaşların yerleştikleri varoşlarda kendi sosyal yapılarını oluşturduklarını ifade etti. Buralarda yaşayan yurttaşların komşuluk ilişkilerine işaret eden Bakır, 10-15 kişilik bir aileyi 100 metrekarelik bir evde barındırmanın doğru olmayacağına vurgu yaptı. Kaçak yapılaşmamın önüne geçmek için hazırlandığı ifade edilen yasa tasarısının bu haliyle çözüm olamayacağını söyleyen Bakır, özellikle bölge illerinde beledeyileri de işin içine katarak, çevre düzenlemesi yapılmış, ekolojik dengesi gözetilerek sosyal donatılarıyla birlikte inşa edilmiş yapıların yapılarak sahiplerine teslim edilmesi gerektiğini belirtti. Diha
Güncelleme Tarihi: 26 Mayıs 2012, 10:12
SIRADAKİ HABER