“Hiç” olmak üzerine

sen nesin, varlik nedir, nerden bileceksin?

dünyan esen yel üstüne kurulmus senin.

iki yokluk arasinda bir varlik seninki

hiçlik ne varsa çevrende sende bir hiçsin

                           
                         Çadirci Ibrahim"in oglu  Ömer  (Hayyam)
 

Hiç olmak; ya da hiçligi hissedebilmek; Süphesiz ki kuru, yavan ve sadece materyalist bir anlayisin ürünü olan “Bati orijinli hiçlik felsefesinden söz etmeyecegim “hiç” derken. Hiçligin de varlik gibi gerçek manada anlam buldugu yer aslinda tasavvuftur. Kisi nefsini öldürdükçe hiçlesir ve yücelir. Nedense son günlerde kendi kendime anlatmaktan bikmadigim bir öykü var aklimda. Nerden, kimden duydum hatirlamiyorum. Ama böyle bir öykü oldugunu biliyorum.  Hiç üzerine; hiçlik üzerine;

 

Vaktiyle nami bütün cihana yayilmis heybetli bir sultan varmis. Emrinde nice ordular dize gelir, kendisi için uzak memleketlerden cariyeler getirilirmis. Her geçen gün gücüne güç katan bu sultan durmadan yeni topraklar fetheder, hazinelerini akçelerle, altinlarla doldururmus. Tebaasi asla ona saygida ve hürmette kusur etmez verdigi fermanlara harfiyen uyarmis. Bu büyük ve ulu hakan sadece Cuma günleri halkin arasina karisir onlarin sikintilarini dinlermis. Yine bir gün halkin arasina karismayi arzu etmis ulu hakan. Bu büyük ve heybetli sultanin geçisi baslamadan önce bütün esraf tembihlenmis, ona saygisizlik edenlerin kellelerinin vurulacagi önceden hatirlatilmis. Muhafizlar bütün sokaklari tutmus, herkes sultanin geçisi esnasinda yapmasi gerekenlerin provasiyla ugrasirken; bir anda sokagin basinda beyaz atinin üstünde, etrafinda yüzlerce muhafiziyla belirivermis sultan. Herkes kendisine önceden tembihlendigi gibi isi gücü birakip ayakta onu selamlamis. Kimileri hizlica kosup eteginden öpmeye çalistiysa da muhafizlar buna izin vermemis. Bu durumu gören sultanin keyfi, hayli yerine gelmis. Kendisine bu kadar çok itaat eden bir halkin sultani oldugu için, kendisiyle gurur duymus. Ne var ki sultani bekleyen kötü bir sürpriz varmis. Gezisini tam bitirmek üzereyken bir de ne görsün!!! Ayyasin biri duvarin dibinde kendi kendine konusup duruyor. Sultani görmesine ragmen ayaga kalkip ona minnet ve sükranlarini iletmiyor. Bu durum  bütün dünyayi dize getiren, fethettigi bütün ülkeleri haraca baglayan sultani, pek bir hiddetlendirmis. Derhal muhafizlarina ferman etmis.

-         Bu gafil neden bana hürmet etmez. Yoksa benim gücümden ve kudretimden habersiz midir?

Durumu gören muhafizlar derhal ayyasa dogru kosmaya baslarlar. Ve sorarlar;

- Bre gafil görmez misin ulu hakanimiz geçmekte neden kosup ondan af dilemiyorsun. Dogrusu bu yaptigina karsilik kellen alinacaktir.

Ayyas pek orali olmamis ve demis ki;

-         O kim ki yani siz simdi onun benden daha yüce bir makama sahip oldugunu mu söylüyorsunuz. Oysa ben ondan daha büyük bir makama sahibim.

Bunun üzerine muhafizlar adami tutup sultana götürürler.  Sultana adamin söylediklerini teker teker anlatip adamin kellesini vurmak için ferman beklerler. Bunun üzerine sultan adama sorar;

-         Sen nasil olur da benden daha yüce bir makama sahip oldugunu söyleyebilirsin. Yoksa sen beni taniyamadin mi? 
 Ayyas cevap verir;

-         Sizi tanidim süphesiz siz koca bir hünkarsiniz. Bunu inkar edecek degilim. Lakin benim sizden daha yüce bir makama sahip oldugumu görmeniz için birkaç sual sormak arzusundayim.

 Sultan sasirarak; “ Sor hele” der

Ayyas sorar, sultan cevaplar sorulari;

-         Sultanim bir sonraki seferiniz nereye?

-         Macar ülkesine

-         Ondan sonra ne yapacaksiniz?

-         Orayi haraca baglayacagim, herkes bana itaat edecek

-         Ondan sonra sultanim?

-         Sonra ülkemin topraklari daha da gelisecek halkim bana daha çok itaat edecek

Ayyas israrla ayni soruyu sormaya devam eder;

-         Daha sonra padisahim daha sonra!!

-         Belki fethetmedigim baska ülkeler vardir. Onlari da fethedecegim

-         Ya daha sonra padisahim?

-         Daha sonra gücümün sinirlarina geldigimde köseme geçilecegim

-         Sonra?

-         Ben de her fani gibi ölecegim

-         Sonra?

-         Hesaba çekilecegim, günahlarim ve sevaplarim oraninda ya ödüllendirilecegim; ya da cezalandirilacagim

-         Daha daha sonra sultanim?!

Padisah bir süre düsünür ve cevaplar

-         Sonra mi ? Sonra……. “HIIIIIIIIǔ

 

Bunun üzerine ayyas padisaha dönerek hafiften gülümser ve der ki;

-Peki benim kim oldugumu biliyor musun sultanim?

padisah saskinlikla cevap verir “Hayir”

Ayyas kendisini tanitmaya baslar

-         Padisahim ben hiç kimseyim!! Yani sen benim mevkiime gelmek için daha Macar ülkesini fethedeceksin, orayi haraca baglayacaksin, öleceksin, hesaba çekileceksin, sonra “ben hiçim” diyeceksin. Oysa ben simdiden bir “Hiçim

Padisah almasi gereken dersi almis midir bilinmez. Ama öyle tahmin ediyorum. Ayyas sarap almak için birkaç kese altin koparmistir.

Kissadan Hisse; “Hislerim paylasilamayacak derecede bir hiç! / Hiçlik paylasilabilir mi hiç”!!!!!

- - - -

YORUM EKLE