Kerbela Yüreğim Güvercin Tedirginliğinde

Bugün 19 Ocak, bugün güvercinlerin kanatlarının koparıldığı gün...

Bugün Muharrem"in kanlı onuncu günü...

 

Bugün Kerbela"nın bir kez daha kanatıldığı gün...

 

Kerbela Yüreğimin güvercin ürkekliğinde kan ağladığı menfur gün...

 

Hüseyn"in şehadet kanına, Hrantımın kanının ulandığı gün...

Bugün matem yas ve kan günü.. bugün cân"ları alma günü...

 

Bugün Zeyneb"in bir kez daha ayağa kalktığı, Kerbela"da değil Şişli"de ayağa kalktığı ve Adalet istediği gün...

 

Ne kadar benziyordu iki Kadın: Hüseyn"in canparçası Zeyneb ile Hrant"ına, Hrant"ımıza “Canım Sevgilim!” diyen Rakel...

 

Zeyneb, Kerbela"da ağıt yakarken, Peygamber"in torunun mübarek başını tekmeleyenlere haykırırken; Rakel, Hrant"ının ardından feryad-ı adalet ediyordu...

 

Aynı gün.. Hüseyn"nin ve Hrant"ın kanlarının yüreğimde coştuğu gün, ve Zeynebâmîz feryad ile Rakel"in elindeki efgan yazılı kağıdın titreyişinin güvercin yüreğimin titreyişiyle buluştuğu gün...

 

Ne kadar da benziyordun Zeyneb"e ey Rakel..!

 

Ne kadar da cesurdun Ey Rakel, Zeyneb misalince.. Hrant"ın Hüseyn kadar cesur olduğu misalince...

 

Yezid"e, Peygamber torununun kanının hesabını soran Zeyneb"in yüreği, Agos"ta yüreği kanaya kanaya elleri titreye titreye Hrant"ı anma için atıyordu.. Zeyneb"in yüreği Agos"taydı, Rakel"in ellerinde titriyordu, bir beyaz kağıt değil bir beyaz güvercin gibi...

 

Güvercinleri vurmazlar deme, vururlar şakaklarından soğuk bir hançer ile..

 

Hüseyn"i vuranlar seni de harcarlar, bilemezler ki yüreğin ayağında değildir, ayağındaki çatlaktı ama sinendeki Peygamber torununun sinesindekiydi sanki...

 

Ey Hrant cesurdun, yüreğin değil bir güvercinin, bir kelebeğin kanatları gibiydi; nazenin ve narin... Evet itiraf ederdin duygusaldın, gözlerin tez dolar tez buğulanırdı.. Duygusal ama adildin, duygusal ama erkektin, duygusal ama cesurdun, duygusal ve merhametliydin...

 

Ardında gözlerimizi yaşlı, gönüllerimizi yaslı bıraktın...

 

Ama ne şanslıydın...

 

Keşke yaşatsalardı da zindana atsaydılar, diyordu senin Zeyneb"in...

 

Ah ne şanslıydın. Güvercinlerin en cesuru en yüreklisi..

 

Ardında Rakel"ini bıraktın ne şanslısın...

 

Hüseyn, kanının mesajını şehadetinin mesajını Zeyneb"in dilinde yasa çevirdi, zafer yasına...

 

Senin Zeyneb"in, senin Rakel"in, Muhammed"in torununu kaybetmişçesine Zeynebce haykırıyordu senin Kerbelan olan Agos"unda...

 

Ne mutlu sana ki Rakel"in var, o cesur kadının var.. Seni öldürenleri her defasında öldürüyor sözleriyle, intikamını alıyor; Zeyneb"in, Hüseyn"in intikamını alması gibi...

 

Ey güvercinimiz, ey korkmayan ama ürken yüreğimiz, ey “bu topraklarda gözümüz var evet, ama alıp da gitmek için değil, ölüp de bu toprakların altına girmek için...” diyen ve kanını bu topraklara akıtan Hüseynimiz... Su Çatlağını Buldu, kan Kerbelasını buldu...

 

Kerbela"yı kanattığı gibi Hüseyn"nin, bu toprakları kanatan Hrantımız...

 

Toprak ve kanı buluşturan, Kerbela ile Agos"u mütenasib kılan, Zeyneb ile Rakel"i, adalet için feryadları dâd-res"lere ulaşsın diye, feryad ettirip müteşabih kılan güzel yürekli insan... Bugün yâd-ı Hüseyn, bügün yas-ı Kerbela, bugün güvercin yürekli Hrantımızı yani seni Hüseyn'e uçurma günü..

 

Ey Hrantımız bugün sensiz yaşıyor olmanın yasını yaşıyoruz…

Bugün sen gittin seni haykıran Rakel"in yaşatıyor bizi...

 

Bugün Aşura, bugün 19 Ocak...

 

Kerbela"nın Agos"a,

Hüseyn kanının Hrant kanına

ve Zeyneb feryadının Rakel haykırışına bezendiği, benzediği, ulandığı gün...

 

Kerbela Yüreğimin Güvercin tedirginliğinde kanadığı gün...

Kerbela Yüreğimde kanınız, can kulağımda Zeyneb ve Rakel'in haykırışları...

- - - -

YORUM EKLE