Şırnak'ın Uludere ilçesine bağlı Gülyazı köyünde korucu olan Abdurrahman Ürek, Şemal Encü, Hikmet Encü, Sait Encü, İslam Encü, Kerem Encü ve Mesut Encü'nün istifa dilekçelerinin Uludere İlçe Jandarma Komutanlığı tarafından kabul edilmediği belirtildi. 28 Aralık 2011'de katledilen 34 yurttaştan biri olan Yüksel Ürek'in korucu olan babası Abdurrahman Ürek, 1992 yılında Hodan köyünde yaşadıkları dönemde baskılar sonucu koruculuğu kabul ettiğini söyleyerek, 1993 tarihinde Hodan köyünden Gülyazı köyüne yerleştiğini belirtti. 90'lı yıllarda askerlerin köylüler üzerinde korucu olmaları yönünde yoğun bir şekilde baskı yaptığını dile getiren Ürek, "Askeriyenin içinde yer alan ve Ergenekoncu olan rütbelilerin talimatıyla askerler köylerimize her sabah baskın yapıyordu. Köylülere ya korucu olacaksınız ya da köyden çıkacaksınız diyorlardı. Burada kimse keyfinden korucu olmadı. İşkencelere maruz kalıyorduk. Yapacak başka bir işimiz yoktu. Topraklarımızı bırakıp şehirlere de gidemiyorduk. Onun için köyümüzü terk edemedik ve koruculuğu zorunlu olarak kabul ettik" dedi.
'Akli dengesi bozuk insanlara dahi silah verilmeye çalışılıyor'
O dönem her gün köye baskın yapılıp küçük yaştaki erkek çocuklarının dahi korucu yapılmaya çalışıldığını ifade eden Ürek, bu sistemin hala Gülyazı köyünde devam ettirildiğini kaydetti. Bakıcıya ihtiyacı olan ve akıl sağlıkları yerinde olmayanlara da silah verildiğini vurgulayan Ürek, "Hala 90'lı yıllardaki gibi baskıyla koruculuğu yaymaya çalışıyorlar. Bir yandan müzakereler yapılıyor. Savaş ve çatışma artık olmasın diyorlar. Ve PKK'ye silah bırakılması yönünde çağrılar yapılıyor. Diğer taraftan bize silah alın savaşın diyorlar. Kime karşı neden savaşacağız. Artık halkımıza karşı savaşmak istemiyoruz. Ben, Abdurrahman Ürek, Şemal Encü, Hikmet Encü, Sait Encü, İslam Encü, Kerem Encü ve Mesut Encü, istifa dilekçemizi Uludere İlçe Jandarma Komutanlığı'na verdik. Ama bir türlü istifa dilekçemizi kabul etmiyorlar" dedi.
'Kalıcı barış için koruculuk sistemi kökten kaldırılmalı'
Kalıcı bir barışın oluşması için koruculuk sisteminin kökten kaldırılması gerektiğinin altını çizen Ürek, "1987 yılından beri koruculuk sistemi var. Ve bu sistemden Ergenekon, JİTEM ve kontrgerilla faydalandı. Derin devlet bünyesinde örgütlenen bu güçler gerilla kıyafetleri giyerek kapılarımızı gece vakti çalıp evden insanlarımızı alıyorlardı. Götürülenler de faili meçhul cinayetlerle öldürülüyorlardı. Derin güçler kendilerini gerilla olarak tanıtıp koruculuk adı altında bu katliamları yapıyordu" şeklinde konuştu. DİHA
Güncelleme Tarihi: 30 Nisan 2013, 09:44
7 korucunun istifası kabul edilmiyor
Roboski katliamında oğlu Yüksel Ürek'i kaybeden Abdurrahman Ürek, 21 yıldır devletin baskısı ile koruculuk yaptığını belirterek, 6 arkadaşı ile verdikleri istifa dilekçelerinin Uludere İlçe Jandarma Komutanlığı tarafından kabul edilmediğini söyledi.
YORUM EKLE
NAMAZ VAKİTLERİ
İMSAK
GÜNEŞ
ÖĞLE
İKİNDİ
AKŞAM
YATSI
SIRADAKİ HABER
