AKP korktuğu için Kürdistan’ın bütün dağlarına bomba yağdırıyor. AKP korktuğu için İmralı’da insanlık dışı uygulamaya maruz bıraktığı Kürt Halk Önderi Sayın Öcalan üzerinde tecrit uyguluyor” dedi.
SDP 5. Olağan Kongresi, Çankaya Belediyesi Kocatepe Kültür Merkezi’nde başladı. Kongre salonuna, “Devrimci tutsaklar onurumuzdur”, “Partimiz SDP cephemiz HDK”, “Ortadoğu’da emperyalist işgale hayır”, “Erkek devlet şiddetine hayır”, “Öcalan’a tecride son anadilde savunma anadilde eğitim”, “Birliğin enternasyonalizmin devrimin ve sosyalizmin partisiyiz” pankartları asıldı. Kongreye delegelerin ve partililerin yanı sıra, BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, SDP Genel Başkanı Rıdvan Turan, BDP Diyarbakır eski Milletvekili ve SDP Kurucu Genel Başkanı Akın Birdal, TTB eski Genel Başkanı Eriş Bilaloğlu, Türkiye Barış Meclisi Sekretarya üyesi İmam Canpolat, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eşbaşkanı Yavuz Önen, Kurtuluş hareketi kurucularından İlhami Aras, EHP Genel Başkanı Sibel Uzun, ESP Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, şair Ahmet Telli katıldı. Kongre salonunda sık sık, “Yaşasın devrim ve sosyalizm”, “Özgürlük sokakta kurtuluş kavgada” sloganları atıldı. Sloganların ardından divan seçimine geçildi. Divan üyeliğine Selvihan Eroğlu, Semra Uzunok, Seray Ataş ve Seher Tarhan seçilirken, divan başkanı ise Nurettin Aldemir oldu. Divan seçiminin ardından devrim şehitleri anısına bir dakikalık saygı duruşu yapıldı. Saygı duruşu sırasında devrimci liderlerini sinevizyonu yapıldı. Saygı duruşunun ardından kısa bir konuşma yapan Nurettin Aldemir, insanın tek başına evrenin sahibi olmadığını belirterek, “Bizler yeryüzünde var olan çakılın bile haklarının var olduğunu, bir arada, dostça ve kardeşçe yaşamanın en büyük erdem olduğunu bilenleriz. Bu kavga her şeyi metalaştırmak isteyenlere karşıdır. Bu kavga bir direnme kavgasıdır. Oligarşiye karşı verilen bir sınıf mücadelesidir. Halkaları tutsaklaştırmak isteyenlere karşı yapılan bir özgürlük mücadelesidir. Ödediğimiz onca bedellere rağmen bizler her yerde her zaman vardık, varolacağız” dedi.
Turan: Amacımız verilen sistemi yıkmak
Aldemir’in ardından konuşan SDP Genel Başkanı Rıdvan Turan ise bugünün aynı zamanda SDP’nin 10. kuruluş yılı olduğunu da hatırlattı. Turan, SDP’nin açık amacının verilen sistemi yıkarak yerine işçi ve emekçi iktidarı kurmak olduğunu belirterek, “Bu nedenle partimizi baskı altında tutmak isteyen AKP’nin yargısı ve polisi SDP’nin yerini çok iyi bilmelidir. Marks, Engels, Lenin, Roza ve Che esin kaynaklarımızdır. Bu topraklarda ilk özgürlük alevini ateşleyen Şeyh Bedrettin, Pir Sultan Abdal, Dadaloğlu, Selçuklu ve Osmanlı’ya bayrak açanlar bizim toprağımızdır. Militan devrimci sosyalizmin kıvılcımını çakan Deniz ve yoldaşları, onları kurtarmak için kendilerini feda eden Mahir Çayan ve onlar, işkencede ser verip sır vermeyen İbrahim Kaypakkaya bugünümüzün yaratıcılarıdır. Necdet Adalı, Erdal Eren, İlyas Veyseller ve diğerleri yol arkadaşımızdır. Kürt özgürlük hareketinin öncü kadroları, Kemaller, Mazlumlar, Zilanlar, Hakiler siper yoldaşımızdır. Düşmanlarımız bunu böyle bilmelidir” dedi.
‘Ülkeye özgü sosyalizm anlayışı geliştirmeliyiz’
Bugün yüzlerce sosyalist kurumun olmasının en önemli nedeninin marksizmin dogmatik yorumu olduğunu belirten Turan, “Sosyalist hareketin Marksizmin ayakları üzerinde yeniden ayaklanması ancak sosyalist demokrasiyi temel alan bir çoğulculuk ile olur. Sosyalist demokrasi temel referansını Marksizmden almıştır. Sosyalist demokrasi temelindeki çoğulculuk anlayışı devrimci hareket için birlik anlamındadır. SDP’nin birinci temel özelliği işte bu birlikçiliktir. İkinci temel özelliği ise Kürt özgürlük mücadelesi ile Türkiye sosyalist hareketinin mücadelesinin ortak bir kulvarda realize edip stratejik bir ortaklık temelinde birlik oluşturup iktidarı zorlamaktır. Bugün sosyalizm gerilemişse bunun bir nedeni de halkımıza sosyalizmin temelini taşıyamamış olmamızdır. Bu ülkenin dinamiklerine özgü sosyalizm anlayışını geliştirmemiz gerekmektedir. Bizim bir başka özelliğimiz ise militanlığımızdır. Bizler milliyetçi sol ve liberal soldan kendimizi ayırırız. Kendimizi enternasyonalist devrimci merkez partilerin birinde görüyoruz” diye konuştu.
‘Önemli olan büyüme değil gelir dağılımıdır’
Konuşmasının devamında birlik çağrısı yapan Turan, ancak bu şekilde sosyalist hareketin seçenek olacağını kaydetti. Turan, krizin dünyada halen etkisini gösterdiğini ve emperyalist kapitalistler için riskin devam ettiğini belirterek, ABD ve Japonya’nın büyüme oranlarının düştüğünü söyledi. Turan, “Yunanistan’ı görüyoruz. Avrupa’nın birçok yerinde krizin etkileri yoğunca görülüyor. Bu ülkeyi yönetenler ise krizin Türkiye’ye uğramayacağına ilişkin bir hikayenin anlatıcısı oldular. Bunlar bizi saf zannetmiyorsa bazı gerçekleri bildiğimizi de biliyor olmalıdırlar. Bizim açımızdan ekonominin büyümesi tek başına anlam ifade etmez. Gelir dağılımında adalet olmadan ekonominin büyümesi bu ülkeyi sömüren bir avuç asalağın cebinin şişmesidir” diye kaydetti. Krizlerin iki kapıya açıldığını; bunlardan birinin devrim diğerinin ise karşı devrim olduğunu söyleyen Turan, “Bizim açımızdan da bugün sistemi vuracak bir devrimci örgütlenmenin yaratılması sorunudur. AKP 10 yıldır Türkiye’yi neo-liberal bir yapılanmaya tabi tutuyor. SDP’nin görevi ise neo-liberalle birleşik İslam mücadelesine karşı çıkmaktır” dedi.
‘Roboski’ye ilişkin tek bir adım atılmadı’
Turan, Türkiye’nin açık cezaevine dönüştüğünü ama buna rağmen AKP hükümetinin sonunun da yakın olduğunu söyledi. “Roboski’nin üzerinden bir yıl geçerken daha Roboski’ye ilişkin tek bir adım atılmadı. Oradaki köylüleri bombalayanlar şeref madalyası ile onurlandırıldı” diyen Turan, “İşte seçtikleri ombudsman ortadadır. Hrant Dink’in katliam sürecinde onun da payı vardır. Bu ombudsmanı tanımıyoruz” dedi. AKP hükümetinin freni boşalmış kamyon gibi duvara çarpmak üzere olduğunu söyleyen Turan, geçtiğimiz ay Türkiye’de 90 iş cinayetinin yaşandığını belirtti. Turan, “AKP, Müslüman ülkeler arasına emperyalistler tarafından sokulmuş bir Truva atıdır” dedi.
‘Rojava halkının direnişi ortadadır’
Turan, AKP hükümetinin Kürtlerin kendi kaderini tayin hakkı önüne bariyer kurmaya çalıştığını belirterek, “Batı Kürdistan halkı kendini yönetmek için irade göstermiştir. Buna karşı çıkmak değil bununla yan yana olmak gerekmektedir. Rojava halkının direnişi ortadadır. AKP ise Suriye’de beslediği El Kaide örgütlerini Rojava’nın üzerine salmaya çalışıyor. Bizler Batı Kürdistan halkı ile kader birliği içindeyiz. Ortadoğu’da barışın yeşermesi için emperyalistlerin oradan ellerini çekmesi gerekiyor. Ardından ise Türkiye NATO’dan çıkmalıdır. Rojava’da yaşananlar bölgeye örnek olmalıdır” dedi.
‘Ortadoğu Halklar Federasyonu kurulmalıdır’
Kürt halkının talepleri doğrultusunda barış sürecinin gelişmesi gerektiğini belirten Turan, “Bunların çözümü için Ortadoğu Halklar Federasyonu’nun kurulması gerektiğini düşünüyoruz. Türkiye, Kürtlerle savaştığı sürece emperyalizm ile olan ilişkisi gelişmektedir. Anında istihbarat ABD tarafından verilmektedir. ABD’nin PKK’ye karşı tutumunun arka planında Türkiye’nin emperyalizme karşı verdiği tavizler vardır” diye konuştu. AKP hükümetinin Kürt sorununda inkar ve imha konseptinin iflas ettiğini kaydeden Turan, AKP hükümetinin iyi niyetli olduğuna inanmadıklarını belirtti.
‘Oslo PKK’yi imha için kullanıldı’
“Oslo süreci PKK’yi imha etmenin bir yöntemi olarak görüldü” diyen Turan, “Bu böyle olmasaydı operasyonların Oslo sürecinde durması gerekiyordu. Ancak bu böyle olmadı. Şimdi de dokunulmazlık konusunu tartışıyorlar. 18 yıl önce biz bunu gördük. Ne yazık ki o gün DEP’lileri cezaevinden çıkaranlar şimdi de BDP’lileri cezaevine koymak için uğraşıyorlar. Erdoğan sürekli ‘Bu işlerin bir bedeli olacak’ diyor. Evet olacak ama bu bedeli sizler de ödeyeceksiniz. Bu hatayı yaparsanız hiçbir hesabınızın tutmayacağını bilmeniz gerekmektedir” dedi.
Birdal: SDP Kürt özgürlük hareketi ile kardeşliğini sürdürmüştür
Turan’ın ardından ise sinevizyon gösterimi yapıldı. Ardından ise BDP Eş Genel Başkanları Gültan Kışanak ve Selahattin Demirtaş’ın kongreye mesajları okundu. Daha sonra konuşan BDP Diyarbakır eski Milletvekili ve SDP Onursal Kurucu Başkanı Akın Birdal, ezilen ve emekçilerin emperyalizme karşı mücadelesinin sürdüğünü belirterek, “Kürt özgürlük hareketinin stratejik dostu olarak bu kardeşliği bugüne değin yılmadın söyledik. SDP, Kürt sorununun barış, demokrasi, özgürlük, eşitlik ve kardeşlik sorunu olduğunu farkına varmış ve bu yoldaki mücadelesini birlik ve dayanışma ile sürdürmüştür” dedi. Erdoğan’ın sürekli gündemi manüpile ettiğini söyleyen Birdal, “İdam cezasından söz ederken göz yaşları dökmüştü. Şimdi yeniden darağacı kurma derdindedir. Bununla Kürt halkı üzerinde psikolojik tehdit yaratmaya çalışıyor. Şimdi elbette darağaçları kurulmuyor ama yaşam hakkı yine ihlal ediliyor. Cezaevlerinde tutsaklar yaşamlarını yitiriyorlar. Bunu yanı sıra kışlalarda intiharlar ileri sürülüyor. 818 kişinin savaşta yaşamını yitirmesine karşı 919 kişinin intihar ettiği söyleniyor. Bu sayı daha fazladır. Bunların kimliğine bakınca çoğunluğu Kürt, Alevi ve diğer farklı kesimlerden oluşuyor” diye kaydetti.
‘Silahı ele aldıran şartlar düzelmedi ki bırakılsın’
Birdal, “İleri demokrasi denilirken halen faşist anayasa yürürlüktedir. Silahlar bırakılsın diyorlar. Bunların ele alınmasını getiren şartlar düzeltildi mi? Anadilde savunma hakkı kabul edildi mi? Bu halkın dilinin önündeki engeller kaldırıldı mı ki bunu istiyorsunuz. Açlık grevleri PKK Önderi Öcalan’ın çağrısı ile sonlandı ve yeni bir fırsat yaratıldı. Ama yeniden uzatıyorlar. Anadilde savunma hakkını 2013’e ertelediler. Yarın da bir savaş hali olacak ve bu haklar askıya alınacak” dedi.
Baluken: Talan sistemine karşı halkların mücadelesi sürüyor
Birdal’ın ardından konuşan BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, kapitalist modernitenin talan sistemine karşı amansız bir mücadele yürütüldüğünü belirterek, “Bu talan sistemine karşı halkların onurlu direnişi de büyük bir kararlılık ile mücadele etmiştir. Bizler insanlık tarihi boyunca bu onurlu mücadeleye sahip çıkan bütün devrim şehitlerini saygıyla ve onurla anmalıyız” diye konuştu. Dünyanın her tarafından ezilen hakların ve işçi sınıfının mücadelesinin devrimci güçler tarafından kararlı bir şekilde yürütüldüğünü söyleyen Baluken, “Latin Amerika’dan Yunanistan sokaklarına, Irak’tan Suriye’ye Türkiye’den Kürdistan’a kadar halkımız bulunduğu her yerde faşist saldırıları bertaraf etmek için mücadele ediyor, asla yorgun ve umutsuz olmayacağımızı biliyoruz” dedi.
‘AKP korktuğu için Öcalan’a tecrit uyguluyor’
AKP hükümetinin saldırılarının toplumsal dinamiklerin bütün kesimlerine dayandığını belirterek, “AKP tekçi zihniyet ile farklılıklara saldırmayı politik eksen olarak kendisine belirledi. Her geçen gün AKP’nin pervasız faşist saldırıları ile karşılaşıyoruz. AKP tüm gücüyle Kürt hareketine, onun önderliğine ve örgütlü mücadelesine saldırıyor. Tarihte hiçbir zaman bu kadar olmayan saldırıların nasıl geliştiğine şahit oluyoruz. AKP korktuğu için, paniklediği için 10 bine yakın arkadaşımız tutsak edildi. AKP korktuğu için daha dün 100’e yakın arkadaşımız gözaltına alındı. AKP korktuğu için Kürdistan’ın bütün dağlarına bomba yağdırıyor. AKP korktuğu için İmralı’da insanlık dışı uygulamaya maruz bıraktığı Kürt Halk Önderi Sayın Öcalan üzerinde tecrit uyguluyor. AKP korktuğu için Roboski’yi aydınlatmıyor. AKP korktuğu için Hrant Dink’i katledenleri devlet bürokrasisinde terfi ettirmenin utancını tarihe geçirmektedir. Korktuğu için Sivas katillerini ‘zaman aşımından’ serbest bırakmaktadır. Bunu günlerce anlatsak bitiremeyiz. Ama korkunun ecele faydası yok. ABD, İMF, Dünya Bankası ve AKP’nin mücadelemiz karşısında kaybetmesi yakındır” dedi.
Kongre konuklar tarafından yapılan konuşmaları ile devam ediyor.DİHA
Güncelleme Tarihi: 09 Aralık 2012, 16:02
'AKP korktuğu için İmralı'da tecrit uyguluyor'
SDP 5. Olağan Kongresi, Çankaya Belediyesi Kocatepe Kültür Merkezi’nde başladı. Kongrede konuşan, BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, AKP hükümetinin Kürt halkına yönelik son dönemlerin en büyük saldırılarını yaptığını belirterek, “AKP korktuğu için, paniklediği için 10 bine yakın arkadaşımız tutsak edildi. AKP korktuğu için daha dün 100’e yakın arkadaşımız gözaltına alındı.
SIRADAKİ HABER