'Askerler bizi görmelerine rağmen köyü bombaladılar'

Kazan Vadisi (Geliyê Tiyarê) yakınlarında helikopterlerden açılan ateş sonucu yaşamını yitiren 8 çocuk annesi Ayza Çetin'in (39), otopsi işlemleri tamamlandı. Çetin'in şarapnel parçaları sonucu yaşamını yitirdiği tespit edildi.

'Askerler bizi görmelerine rağmen köyü bombaladılar'
Yaşanan olayın görgü tanıklarının anlatımı ise oldukça dikkat çekici. Görgü tanıkları, "Askerler bizi net olarak görüyordu. Yani evlerin olduğunu, insanların yaşadığını görüyorlardı. Kör değillerdi ya. Bizler hayvanlarımızı otlatmak için dışarı çıktık. Tüm köy halkı gündelik işlerini yapmak için dışarıdaydı. Hiçbir çaremiz yoktu. Evlerin arkasına saklanmaya başladık. Yengem ve diğer kadın yerde yaralı halde yatarken, üzerimize top atmaya devam ediyorlardı" dedi.

Hakkari'nin Çukurca (Çelê) ilçesi Kazan Vadisi (Geliyê Tiyarê) yakınlarında yer alan Kavuşluk, Oğul ve Işıklı köylerinin kırsal kesimlerinde önceki gün saat 02.00 saatlerinde çıkan çatışmanın sabah 06.00 sıralarına kadar sürdü. Kazan Vadisi'nin yakınlarında bulunan Kazan (Tiyarê) Köyü'nde yaşayan ve gündelik işlerini yapmak için dışarı çıkan 8 çocuk annesi Ayza Çetin (35) kobra helikopterleri tarafından tarandı. Evine isabet eden roketlerin şarapnel parçaları sonucunda ağır yaralanan Çetin, kaldırıldığı Hakkari Devlet Hastanesi'nde yaşamını yitirdi. Çetin, cenazesinin otopsi işlemleri için Van'a getirildi. Çetin'in, Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde sabah saatlerine kadar devam eden otopsi işlemlerinin tamamlanmasından sonra cenazesi toprağa verilmek üzere Hakkari'ye gönderildi. Helikopter saldırısında yaralanan Zekiya Çetinkaya (30) isimli kadının ise Hakkari Devlet Hastanesi'ndeki tedavisi sürüyor. Gece saatlerinde yapılan otopsi işlemleri sırasında aralarında BDP Van İl Başkanı Yakup Ataç, İHD, MEYA-DER ve çok sayıda yurttaş hastaneye giderek, Çetin ailesine destek oldu.

'Tüm köy halkı gündelik işlerini yapmak için dışarıdaydı'

Olayın görgü tanığı yaşamını yitiren Çetin'in yakını Nasrettin Çetin, olayı anlatırken, ikinci Roboski katliamını akıllara getiriyor. Çatışmanın akşam saatlerinde başladığını belirten Çetin, 25-30 panzerin köye geldiğini, köyün çember altına alındığını söyledi. Sabahın ilk ışıklarına kadar çatışmaların sürdüğünü belirten Çetin, "Bizler sabaha kadar yatmadık. Köyün her tarafını bombalıyorlardı. Elektriklerimiz de kesildi. Sabaha kadar çatışma devam etti. Bizler evlerimizde mahsur kalmıştık" dedi. Sabah saat 10.00 sularında askerlerin köyün yukarı tepelerinde bulunduğunu belirten Çetin, "Askerler bizi net olarak görüyordu. Yani evlerin olduğunu, insanların yaşadığını görüyorlardı. Kör değillerdi ya. Bizler hayvanlarımızı otlatmak için dışarı çıktık. Tüm köy halkı gündelik işlerini yapmak için dışarıdaydı. Bizler evlerimize doğru giderken, fark ettik ki, askerler tarafından evlerimizin yanında bulunan eve bomba yağdı. Komşularımızın imdadına yetişmek için evin önüne koştuk. Dumanlar yükseldi. Göz gözü görmüyordu. Şans eseri o evde yaşayanlara bir şey olmadı" dedi.

'Yaralılar yerdeyken üzerimize top atmaya devam ediyorlardı'

Evin önünde beklerken üzerlerine topların atılmaya başladığını belirten Çetin, "Üzerimize top atmaya baladılar. Ama patlamadı. Halen top yanımdaydı. Üzerimize atılan top yere düştü aramızda 10 metre gibi bir mesafe bile yoktu. Topun düşmesi ile patlaması bir oldu. Topların parçalarından kendimizi koruyamadık. Birden farkına vardım ki, yengem ve bir kadın yerde kanlar içinde yatıyordu. Top yengeme isabet etti. Bizler ne yapacağımızı bilemedik. Hiçbir çaremiz yoktu. Evlerin arkasına saklanmaya başladık. Yengem ve diğer kadın yerde yaralı halde yatarken, üzerimize top atmaya devam ediyorlardı" diye konuştu. Yaralı yengesi ile Zekiya Çetinkaya adlı kadını alıp arabaya bıraktıklarını Çukurca'ya götürdükleri esna da askerlerin baskısı ile karşılaştıklarını aktaran Çetin, "Yaralıları hastaneye götürmemize izin vermiyorlardı. Ambulansın köyden yaralıyı çıkarmasına dahi izin vermediler. Giriş çıkışlar kapandı. Yolda ise yaklaşık 20 panzer vardı. Geçişimize izin vermiyorlardı. Onlar biliyorlardı evlere top atmışlardı, o nedenle geçmekte ısrar edince bizlere izin verdiler. Bizler de yol güzergahı boyunca ilerlerken, Şotki mevkiinde bizi ikinci kez durdurdular. Yengemi Hakkari'ye doğru giderken yolda kaybettik" diye konuştu.

'Devlet bizi yok etmek için var gücüyle çabalıyor'

8 çocuk annesi Ayza Çetin'in eşi Hızır Çetin ise, yıllardır yaşadıkları topraklarda güvenliklerinin olmadığını belirterek,"Başta devlet olmak üzere herkeste biliyor. Bizler orada yaşıyoruz. Sürekli üzerimize top atıyorlar, sanki çok umurlarında değil. Devlet bunu bilinçli yaptı" dedi. Köylerinde çatışmaların yaşandığı zamanların dışında giriş çıkışlarda sorun yaşadıklarını aktaran Çetin, "Köyümüz resmiyette serbest görünmesine rağmen, halen yasaklıdır. Devlet bizi yok etmek için var gücüyle çabalıyor. Bizi görmelerine rağmen gündüz gözü üzerimize ateş yağdırdılar. En büyük çocuğum 22, en küçük çocuğum ise 1 yaşındadır. Bizler bu saatten sonra orada yaşayamayız. Her gün üzerimize bomba yağarsa bizler orada nasıl yaşayacağız. Bu devletin imanında Müslümanlık yok" diye konuştu.

'Otopsi raporunda ölüm nedeni şarapnel parçası'

Ayza Çetin'in otopsi raporunda ise ölüm nedeninin kafasına isabet eden şarapnel parçası olduğu tespit edildi. Çetin'in kesin ölüm sebebinin kafatasına isabet eden şarapnel parçasının kafatası boşluğuna girmesi ile kafatası kemiklerinin kırılması ile birlikte beyin kanaması, ağır beyin doku harabiyeti, sonucu meydana geldiği belirtildi. Raporda, "Cesetten bir adet yaklaşık 5 gram ağırlığında kenarları kısmen düzenli, gri metalik renkli şarapnel parçası elde edildiği, ortam ve mevsim şartları göz önüne alındığında sadece cesedin dış muayene bulgularında ölüm zamanı otopsi işlemi yapılan 22.30'dan önceki 12-15 saat içinde meydana gelebileceği kanaatindeyiz" denildi. / Diha

Güncelleme Tarihi: 16 Ekim 2012, 10:57
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER