Memleket hasretiyle yaşadıklarını belirten Ayten Gülmez, "Memleketimizde ne yapıyorsak burada aynısını yapıyoruz. Her sabah kalkıp hayvanlarla ilgileniyorum. Bu işi yaptığım için mutluyum, çünkü bana memleketimi hatırlatıyor" dedi.
Türkiye'nin doğu tarafından batı tarafına göçler, çeşitli tarihlerde zorunlu göçler yaşandı. Göç eden yurttaşlar, yeni bir hayat umuduyla geldikleri yerlerde mağdur oldu ve olmaya devam ediyor. Yaşanan mağduriyete bir de memleket özlemi eklenince, mağduriyet ikiye katlandı. Bölgede devem eden savaşın en gerçek biçimini almış bir dönemde yani 90'lı yıllarda Mardin'den İzmir'e ailesiyle birlikte göç eden Ayten Gülmez, köylerinde kendilerine koruculuk dayatması yapıldığı ve bunu kabul etmedikleri içinde memleketinden göç ettiğini belirtti. Gülmez, "Çocuklarımla birlikte bir yorganla başka bir diyara geldik. Çok zorluk çektik, halende çekiyoruz" dedi.
'Memleketimde olsaydım bunları yaşamazdım'
20 yıldır İzmir'de olduğu belirten Gülmez, 9 çocuğunun olduğunu ve memleketini çok özlediğini kaydederek, "Memleketimde sıkıntılar var. Zulüm ve zorbadan kaynaklı buraya geldik. Bizim köyümüz güzeldir, ama huzurumuz yoktur. Olsaydı burada ne işimiz var. Burada çok zorluk çekiyorum. Türkçe bilmiyorum, doktora gidince çok zorlanıyorum. Doktorlar ben Kürtçe konuşunca tersliyorlar. Kürtçe konuşunca dalga geçiyorlar. Memleketimde olsaydım bunların hiçbirini yaşamazdım. Biz memlekete gitmek istiyoruz, çok özledik. Ama gidemiyoruz" dedi. Memleketinde ne yapıyorsa buraya taşıdığını ifade eden Gülmez, İzmir Kadifekale'de hayvancılık işi yaptığını belirtti. Hayvanları memleketinden getirdiğini kaydeden Gülmez, "Buradaki yiyecekleri yiyemiyoruz. Bu işi severek yapıyoruz. Köyümde de bu işle uğraşıyordum. Memleketimizde ne yapıyorsak burada aynısını yapıyoruz. Her sabah kalkıp hayvanlarla ilgileniyorum. Bu işi yaptığım için mutluyum, çünkü bana memleketimi hatırlatıyor" dedi.
'Tek başıma hayatla mücadele ediyorum'
Kadifekale'de tandır ekmeği yapıp satan Resule Yılmaz, Mardin'den İzmir'e göç ettiklerini belirtti. 90'lı yıllarda köyünün yakılmasının ardından İzmir'e geldiğini ifade eden Yılmaz, "Her gün geliyoruz buraya bu ekmekleri yapıp satıyoruz. Eşim hasta çalışamıyor. Ben mecburum çalışmaya, karda kışta geliyorum. Tek başıma hayatla mücadele ediyorum" dedi.
'Annemle birlikte burada bu işi yapıyoruz'
Mardin'den 50 yıl önce İzmir'e göç eden Zübeyde Dağtekin, kızıyla birlikte Kadifekale'de halı dokuyup satıyor. Bir kilimi dokumanın bir aydan fazla bir süre aldığını ifade eden Dağtekin, satışların olmamasın kaynaklı sitemli olduğunu belirtti. Annesiyle birlikte açtıkları tezgâhta dokudukları halılar ve çantaları satan Nuran Dağtekin, bu işi 15 yıl önce öğrendiğini ve annesiyle birlikte yaşamlarını ideme ettiklerini kaydetti. İşini severek yaptığını belirten Dağtekin, "İşim yorucu ama seviyorum. Güneş altında çalışıyorsun. Soğukta çalışıyorsun, soğukta çalışmak zor geliyor. Kazancımız hiç belli olmuyor, bazen siftah açmadan da eve gidebiliyorsun" diye kaydetti.DİHA
Güncelleme Tarihi: 25 Aralık 2012, 10:13
SIRADAKİ HABER