Bir çocuğu dağda yaşamını yitiren, iki çocuğu halen PKK saflarında olan, 4 çocuğu ise cezaevinde olan anne Serhat, PKK Lideri Abdullah Öcalan tarafından başlatılan "çözüm sürecine" destek verdiğini belirterek, "Ben diyorum ki, artık ne Kürt ne de Türk anneleri ağlamasın. Akan kan artık dursun" dedi.
Ağrı'nın Patnos ilçesine bağlı Gençali köyünde yaşayan Cedide Serhat'ın 7 çocuğu Kürtlerin mücadelesinde yer aldı. En büyük oğlu Metin'in PKK saflarına katılması ile birlikte yaşamı değişen Serhat, yaşadıklarını anlattı. Çocuklarının hayatını anlatırken duygu dolu anlar yaşayan Serhat, her şeye rağmen çocukları ile gurur duyduğunu söyledi. PKK saflarına katılan oğlu Metin'in ardından Kürt özgürlük mücadelesi içerisinde yer aldıklarını ifade eden Serhat, bir oğlunun dağda yaşamını yitirdiğini, bir oğlu ve bir kızının halen dağda olduğunu, 4 oğlunun ise cezaevinde olduğunu söyledi. PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın çağrısı üzerine başlatılan çözüm sürecinin Türkiye'de yaşanan çatışmalı sürecin bitirilmesine dönük büyük bir fırsat olduğuna dikkat çeken Serhat, "Çocuklarım mücadelesi onurlu bir mücadeledir. Bir anne olarak yaşadığım acıları unutmam mümkün değil, ancak artık akan kanın durması için tüm siyasetçilere sesleniyorum. Bu savaşı bitirin ve artık anaları ağlatmayın diyorum" dedi.
'Metin diğer kardeşlerine özgürlük mücadelesini tanıttı'
PKK saflarına katılan oğlu Metin'in toplum içinde çok sevildiğini dile getiren anne Cedide Serhat, oğlunun İzmir'de İmam Hatip Lisesi okuduğunu, ancak orada hem öğretmenler hem de öğrenciler tarafından sürekli hakaretlere maruz kaldığını söyledi. Baskı ve hakaretler karşısında Metin'in okulu terk ettiğini ifade eden Serhat, "Metin 2003 yılında PKK'ye katıldı. Metin'in dükkanı çarşı merkezinde olduğu için parti ile sürekli diyalog halindeydi. Parti çalışmalarını yürütüyordu. Bir gün parti tarafından Patnos'da bir miting olacaktı. Metin diğer kardeşlerini de alıp mitinge gitmişti. Yöresel elbiseler giymişti. Onu öyle gördüğüm zaman ona kızdım. Bu ne hal dedim. Fakat bana dedi anne ben bu çalışmaları yapacağım. O günden sonra çalışmalara katıldı. Bir gün bana telefon açarak gurbete çalışmaya gideceğini söyledi. Aradan uzun bir zaman geçtikten sonra Metin'in PKK'ye katıldığını öğrendik" dedi. Metin'in ailesine çok bağlı olduğunu ifade eden Serhat, ailesine ve her şeye rağmen Metin'in PKK saflarına katıldığını söyledi. Oğlu Metin'in 2005 yılında Tendürek Dağın'da çıkan bir çatışmada arkadaşlarını kaybettiğini ifade eden Serhat, "Diğer oğlum Burhan'ı arayıp arkadaşlarını kaybettiğini söylemiş ve yardım istemiş. Burhan gecenin bir yarısı kalkıp Van Muradiye'ye gitti. Metin'i alarak Patnos'a getirecekti. Ancak Erciş'te helikopterler eşliğinde Metin ve Burhan'ın önünü kesip gözaltına aldılar. Metin ile mahkeme başkanı arasında tartışma yaşandı. Mahkeme başkanı Metin'e 'pişman mısın?' diye sordu. Metin'de 'siz yaptığınız işten pişman mısınız ki ben de pişman olayım' cevabını verdi. Mahkeme sonunda Metin müebbet, Burhan ise 15 yıl ceza aldı. Metin'in ailemiz içerisinde başlattığı mücadele diğer tüm kardeşlerine örnek aldı. Metin'in başlattığı mücadele diğer kardeşleri için özgürlük arayışı oldu" dedi.
'Erhan'ın hayatı siyasetle geçti'
Çocukları Metin ve Burhan'ın tutuklanmasının ardından bir diğer oğlu Erhan'ın da parti gençliği içinde yer aldığını ifade eden Anne Serhat, Erhan'ın okumaya çok meraklı olduğunu söyledi. Serhat, oğlu Erhan'ın hayvansever biri olduğunu ve hayvanlara eziyet edilmemesi için mücadele eden birisi olduğunu dile getirerek, "Erhan gözleri önünde bir gün bir inek kesilmişti. Erhan arkadaşlarını da örgütleyip o etin yenmemesi için çaba sarf etti. O günden sonra Erhan kesinlikle kırmızı et yemedi. Sürekli Erhan'a siyasi çalışmalardan uzak durması için nasihat ediyordum. Ama bir gün karar verip gitmiş. Aradan uzun bir süreden sonra PKK'ye katıldığını duyduk. 2006 yılında PKK saflarında mücadele etmeye başladı. 2012 yılında Muş'un Varto kırsalında çıkan bir çatışmada 3 arkadaşı ile birlikte şehit düştü" dedi.
'Sinan'ın yaşını büyütüp ceza verdiler'
Erhan'ın dağa gitmesinin ve ardından yaşamını yitirmesi nedeniyle diğer oğlu Sinan'ın bu defa Kürt özgürlük mücadelesine ilgi duyduğunu belirten Serhat, köylerinden iki genç kadının PKK'ye katıldığını söyledi. Devletin o kadınların Sinan'ın gönderdiğini iddia etmesi üzerinin ardından sürekli baskı gördüklerini aktaran Serhat, oğlu Sinan'ın bir gün dükkana giderken polisler tarafından gözaltına alındığını dile getirerek, "Sinan'ı mahkemeye götürdüler. Günlerce işkence ettiler. 3 sene çocuk cezaevinde kaldı. Bir gün öğrendik ki Sinan'ı İstanbul'a götürüp yaşını büyüttüler. Biz çok yere başvurduk bu haksızlık karşısında. Sinan'ın yaşını büyütüp 7 yıl ceza verdiler. Cezasını çektikten sonra yine Diyarbakır'a gitti. Orada da tutuklandı. Şimdi halen cezaevindedir" diye konuştu.
'Cihat ve Ayşe'de baskılara dayanamayıp dağa çıktı'
Sinan'ın cezaevine girmesinin ardından 15 yaşında olan Cihat'ında dükkanlarında çalıştığını ifade eden Serhat, polisler tarafından sürekli baskılara maruz kaldığını, polislerin Cihat'ı gözaltına aldıktan sonra götürüp yaşını büyütmeye çalıştığını, baskılara daha fazla dayanamayan Cihat'ın dağa çıktığını aktardı. Serhat, "Devlet bize kafayı takmıştı. Bir kere adımız çıkmıştı. Sürekli rahatsızlık veriyorlardı. Cihat'ı defalarca gözaltına aldılar. Gözaltında günlerce işkence altında kaldı. Cihat'ta biliyordu buralarda kalsa cezaevine girecek. Karar verip gitmiş. Ama ondan hiçbir şekilde haber alamadık" dedi. Kızı Ayşe'nin de yaklaşık 7 aydır ortadan kaybolduğunu dile getiren Serhat, "Kızımdan herhangi bir haber alamıyoruz. Nerdedir ne yapıyor bilmiyoruz" dedi.
'Nuri'de siyaset yaptığı için tutuklandı'
Oğlu Nuri'nin de Patnos'ta siyasetle uğraştığını dile getiren Serhat, oğlunun BDP'nin yöneticisi olduğunu söyledi. Devlet tarafından ailenin dağıtılması için sürekli baskılara maruz kaldığını söyleyen Serhat, "Nuri Patnos'da yaşıyordu. BDP'nin yöneticisiydi. BDP tarafından başlatılan kampanya çerçevesinde açılan Demokratik Çözüm çadırına gidip geldiği için hakkında soruşturma başlatıldı. Soruşturma sonucunda oğlum tutuklanarak cezaevine gönderildi. Oğluma sadece siyaset yaptığı için 10 yıl ceza verdiler. Halen Erzurum cezaevinde kalıyor" dedi.
'Bu zulüm son bulsun'
Yıllardır devam eden çatışmalı süreç nedeniyle çok acılar yaşadıklarını dile getiren Cedide Serhat, artık ne asker ne de PKK'lilerin yaşamını yitirmesini istemediklerini söyledi. Yıllardır hakaret altında yaşadıklarını ifade eden Serhat, "Bu kan artık dursun. Bizi kandırmasınlar. Kürtler artık eskisi gibi değil. Erdoğan oğlunu kaybetseydi böyle yapmazdı. Artık çocuklarımızı istiyoruz. Devlet bir yandan da karakolları yapmaya devam ediyor. Bu barış böyle olmaz. Eğer bir barış olacaksa Türk devleti dağlardan çekilmelidir. Bu zulüm ve haksızlık karşısında duracağız. Ben çocuklarımı yitirdim ama artık hiçbir annenin ciğeri yanmasın. Ben buradan tüm siyasetçi ve asker annelerine sesleniyorum. Biz hepimiz kardeşiz. Bu kardeş kanını durduralım. Benim bir oğlum askerdeyken bir oğlumda gerillaydı. Biz böyle bir ülkede yaşıyoruz. Eğer bu sürecin ilerlemesini istiyorsak tüm Kürtler birlik olmalıdır" diye konuştu. / Diha
Güncelleme Tarihi: 28 Mayıs 2013, 09:20
SIRADAKİ HABER