Köyün tek geçim kaynağı olan tarım ve hayvancılık bitme noktasına gelirken, köylüler, arazilerini işletemiyor ve karanlık çökünce evlerinden dışarı çıkamıyor. Halk karakolun tamamen köyden kaldırılmasını istedi, ancak şimdi karakolun kapsamı genişletilerek "kalekola" dönüştürülüyor.
Diyarbakır'ın Hani ilçesine 32 kilometre uzaklıkta bulunan Lice, Hani ve Kocaköy ilçeleri arasında yer alan 50 haneli Topçular (Herîyasor) köyünde 28 yıl önce inşa edilen Topçular Karakolu'nun "kalekola" dönüştürülmesi çalışmaları yeniden başlatıldı. Daha öncede köyün 5 kilometre yukarısında yapımı düşünülen fakat yurttaşların yoğun tepkisi nedeniyle dondurulan "kalekol", şimdilerde ise Topçular Karakolu'nu da kapsayacak şekilde yeniden inşa edilmeye başlandı. Yurttaşlara ait arazileri de kapsayacak şekilde "güçlendirme" adı altında yapılan "kalekol" daha önceki endişeleri iki katına çıkarmış durumda. Tarım ve hayvancılığın karakoldaki baskılardan dolayı bitme noktasına geldiği köyde, yeni "kalekol" inşaatı göç riskini de beraberinde getiriyor. 4 Mayıs 2012'de de 64 yaşındaki Bedriye Demir isimli yurttaşın karakola 500 metre mesafede taranarak ayağından vurulması ile gündeme gelen Topçular Karakolu, o günden sonra da benzer birçok olaya imza attığı bildirildi. Yeni inşaatla birlikte köye yaklaşık 100 metrelik bir mesafesi kalan "kalekol" yapımı, yurttaşların kaygılarını öfkeye dönüştürmüş durumda. Dün "kalekol" inşaatı protesto gösterisine askeri abluka nedeniyle katılamayan yurttaşlardan 4 çocuk babası İbrahim Demir (38), köylerinde kesinlikle ne karakol ne de kalekol yapılmasını istemediklerini belirtti.
'En küçük bir karartıda bile ateş açıyorlar'
Geçtiğimiz Mayıs ayında benzer bir girişimin tepkileri nedeniylen durdurulduğunu, fakat bu kez eski karakolun kalekola dönüştürülmeye başlandığını ifade eden Demir, "Karanlık çöktüğünde dışarı çıkamıyoruz. Bize ait arazileri işletemiyoruz. Geçim kaynağımız olan hayvancılık ve tarım karakolun baskısı nedeniylen işlevsiz hale geldi. Tarlaları sulamak için kullandığımız su hemen karakolun dibinde; ancak tarlayı sulamak için yaklaştığımız zaman nöbetçi asker 'yanaşma' diyor. Ya ben tarlamı sulamak zorundayım! Hayvancılığı terk ettik bu yüzden… Daha önce burada hayvanlarımızla mezra da kalıyorduk. Onu da korkudan dolayı bıraktık. Sık sık ateş açılıyor. Havanın kararlamaya başlamasıyla birlikte bizler de evlerimize kapanmak zorundayız. Çünkü en küçük bir karartıya bile ateş açıyorlar. Geçen yılda Bedriye yengemi ayağından vurdular. Yapılan kalekolla birlikte çocuklarımız artık gündüz dahi dışarı çıkamayacak. İçimize kadar girmesi yetmezmiş gibi inşa edilecek olan kuleler ile birlikte evimizin tüm mahremiyetini de kontrol edecekler. Bu kabul edilemez bir şey" dedi.
'Hastalarımızı hastaneye götüremiyoruz'
Yine köy çocuklarının gittiği Topçular Köyü Damlatepe Mezrası İlköğretim Okulu'nun tam karşısında bulunan karakol nedeniyle çocuklarını okula göndermeye korktuklarını belirten Demir, "Karakol köpeklerini dışarı salıyor ve her an herkese saldırabilir bu köpekler. Sırf bu yüzden çocuklarımız okula gidemiyor. Biz dışarı çıkamıyoruz. Yine bazen geceleri hasta oluyor mecburen hastaneye götürmek zorunda kalıyoruz. Köyün dışına çıktığımız da askerler tarafından durduruluyoruz. Geldiğimizde de askerler tarafından durdurulup sorgulanıyoruz. Biz karakolun kaldırılması için gerek Diyarbakır'daki askeri ve bürokratik yetkililer gerekse de Ankara'da İçişleri Bakanlığı ve Başbakanlık nezdinde girişimlerimiz oldu. Karakolun tamamen köyden kaldırılmasını istedik. Bize karşılıkları kalekol inşaatı oldu" tepkisinde bulundu.
İnşaat ederse köyü terk ederiz!
Bir diğer köylü 47 yaşındaki İhsan Kaçmaz, köylerinde kesinlik karakol ya da "kalekol" istemediklerini kaydederken, 6 çocuk babası Ahmet Demir (48) ise, tarım ve hayvancılığın karakol yüzünden tükendiğini, bu nedenle köylülerin Diyarbakır ya da uzak illere giderek inşaatlarda çalışmak zorunda kaldığını ifade etti. Karakoldan sık sık taciz ateşi açıldığını ve bunun çocuklar kadar yetişkinlerde de travmatik etkiler yarattığını belirten Demir, "kalekol" inşaatının devam etmesi halinde köylerini terk edecekleri uyarısında bulundu.
'OHAL uygulamaları altındayız'
BDP Hani ilçe yöneticisi ve köy sakini Şükrü Tektaş da, OHAL uygulamaları altında olduklarını baskı nedeniyle huzurlarının kalmadığını ve 28 yıldır işgal altında olduklarını söyledi. Bugüne kadar var olan karakol nedeniyle ciddi tehlikelerle karşı karşıya kaldıklarını, sorunu ilgili mercilere aktarmalarına rağmen çözümsüz bırakıldığını ifade eden Tektaş, "Bizler demokratik hakkımızı ve tepkimizi her fırsatta dile getireceğiz. 28 yıl önce köyümüze kurulan karakol bizde huzur bırakmadı. Bizler artık ne karakolu nede yapılmaya başlanan kalekolu hiçbir şekilde istemiyoruz" diye kaydetti. DİHA
Güncelleme Tarihi: 04 Aralık 2013, 12:06
SIRADAKİ HABER
biji apo