‘Kadınlar öldürüldükten sonra da pazarlanıyor’

Erciş Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan alınan bilgilere göre 2012 yılı içerisinde, 39 kadın aile içi şiddete maruz kalırken, 3 kadın ise eşleri tarafından öldürüldü. Kadın kurumları ve STK’lerden alınan bilgilere göre ise, 300’ün üzerinde kadın şiddete maruz kaldı, 8 kadın "kaza" süsü verilerek öldürüldü.

‘Kadınlar öldürüldükten sonra da pazarlanıyor’
 Kadın intiharı ve cinsel istismar olaylarının sıkça yaşandığı Serhat bölgesinde, kadına yönelik şiddet giderek artarken, Van’da ise, kadın ölümleri giderek sıradanlaştı ve toplumda duyarsızlaşmaya neden oldu. Kapalı bir toplum haline gelen ve depremin yıkıcı izlerini taşıyan Van’ın Erciş ilçesinde kadınlar, her türlü şiddetle baş başa bırakılarak, korunmasız bir şekilde ölüme terk ediliyor. Erciş Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan alınan bilgilere göre, 2012 yılı içerisinde, 39 kadın aile içi şiddete maruz kalırken, 3 kadın ise eşleri tarafından öldürüldü. Kadın kurumları ve STK’lerden alınan bilgilere göre ise, 300’ün üzerinde kadın şiddete maruz kaldı, 8 kadın "kaza" süsü verilerek öldürüldü. Kadına yönelik giderek artan şiddete karşı yargının görevini yapmadığını belirten Erciş Kadınları Yaşama Katma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Meftun Sala, ilçede 16 ay önce imam nikâhlı eşi tarafından 28 günlük gelin iken başından vurularak öldürülen Sevda Kaya’nın soruşturmasına dikkat çekerek, “Sevda, eşi tarafından başından vurularak öldürüldü. Şüphelilerin ifadelerinde silah ibaresi var, savcılık incelemelerinde aile bireylerinin ellerinde barut izi tespit edilmiş. Sevda’nın zanlısı halen aramızda dolaşıyor. Bu ülkede bir kadının canına verilen değer ve önem Sevda’nın cinayeti ile ortaya çıkmıştır” dedi. Sala, ilçede meydana gelen kadın cinayetlerinin birçoğu için soruşturma açılmadığına dikkat çekerek, “Kadına yönelik işlenen cinayet soruşturmalarının çoğu halen tamamlanmamıştır. Adeta aileler arası bir uzlaşı süreci yaratılmaya çalışılıyor. İşlenen kadın cinayetlerine yönelik yargının ve devletin duyarsızlığı şiddetin boyutunu her gün arttırıyor” dedi.

‘Kadınlar öldürüldükten sonra da pazarlanıyor’

Bölgede görücü usulü ile evlendirilen birçok kadının “başlık parası ile pazarlandığını" belirten Sala, “Ailesinin evinde başlık parası nedeni ile görücüye gidildiğinde defalarca pazarlığa tabi tutulan kadınlar, öldürüldükten sonra da pazarlığa tabi tutuluyorlar. Kadın cinayetlerinin soruşturmaları henüz tamamlanmamışken, ‘kan parası’ adı altında yeniden farklı pazarlıklara tabi tutuluyor. Hiçbir şey olmamış gibi katiller, küçük bir ceza ile beraat ediyor. Tabi yaşananlar kadına yönelik şiddeti cesaretlendiriyor” dedi. Derneklerinin kadınlara yardım elini uzatmak ve ekonomik bağımsızlıklarını sağlamak için kurulduğunu belirten Sala, kadınlara yönelik artan şiddetin önüne geçmek için “başlık parasının” kaldırılması için Erciş Kaymakamlığı’na başvurduklarını ve destek göremediklerini söyledi. Sala, “Hiçbir projemiz yetkililer tarafından desteklenmiyor. Bu alanda yetkililere çok görev düşmesine rağmen, kadına yönelik şiddet boyutunun açığa çıkmasına rağmen ,buna karşı duyarsızlığın ne derecede olduğu açıkça ortadadır” dedi.

‘İçinde şiddet besleyenler şiddet duygularını saklayamazlar'

Kadına yönelik şiddet olaylarında artış olduğuna değinen Sosyolog Eyüp Altun ise, toplumda kadına ezici ve köleci bir mantıkla yaklaşıldığını belirterek, “İçinde şiddet besleyenler şiddet duygularını saklayamazlar. Şiddetin koşulu olmaz. Şiddetin birçok nedeni vardır. Toplumumuzda işsizlik oranı ve bunun yarattığı psikolojik nedenler şiddete etkendir. Toplumların sahip oldukları iletişim becerilerinin yetersizliği, duygu ve düşüncelerin kışkırtıcı biçimlerde ifade edilmesi alışkanlığı, bilinçsizce yapılan suçlamalar, hatalı ‘namus’ ve ‘ahlak’ anlayışları da şiddetin sosyal nedenleri arasında sayılıyor. Yoksulluk, hayat karşısında şanssız olmak, beklentilerin ve kazanılmış niteliklerin yoksunluğu gibi sosyo-ekonomik baskı unsurları da şiddet uygulamasına neden olabilir" dedi. Kendisini yetersiz olarak gören bireylerin şiddet meyilli olduğunu belirten Altun, “Bunlar sadece şiddete başvurarak kendilerini tatmin ederek, ifade edebiliyorlar. Ortaya çıkan yetersizlik duygusunu yenmiş olduklarını düşünseler de, sonrasında yaşanan pişmanlıklar ne yazık ki yeni bir yetersizlik duygusuna kadar devam ediyor. Kendilerini ifade edemeyenler çok basit bahanelerle şiddet uygular” dedi. DİHA

Güncelleme Tarihi: 07 Mart 2013, 09:59
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER