Devlet mekanizması içerisinde kadın olan tek bir yapının bırakılmadığını belirten Avukat Hülya Gülbahar, "Tırnaklarıyla kadın hareketinin kazıya kazıya oluşturduğu bu mekanizmaların ortadan kalkması, Türkiye'de kadın hakları açısından ciddi bir gerilemenin net göstergelerinden bir tanesidir" dedi.
Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı'nın kapatılarak, yerine Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın kurulması kadınlar ve kadın örgütleri tarafından tepkiyle karşılanmıştı. Resmi ifadelerden "kadın" kelimesinin kaldırılması, kamusal alanda kadının varlığını ve temsilinin ortadan kalkacağı yorumlarına neden olurken, yeni bir tartışma daha gündeme geldi. Şu sıralarda, Meclis bünyesinde çalışan Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu'nun kapatılması tartışmaları yaşanıyor.
'Başbakan'ın onayını bekliyor'
Avukat Hülya Gülbahar, Meclis'te yeni kurulmuş olan Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu'nun kapatılması ve aileden sorumlu bir Meclis Komisyonu kurulmasının tartışıldığını belirterek, "Taslak hazırlanmış, iç tüzüğünde değişiklik yapılarak, Başbakanlığa sevk edilmiş. Başbakan'ın yani tek bir kişinin onayını bekliyor. Meclis'teki kadınlarla ilgili tek mekanizma olan Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu, Başbakan isterse devam edecek, istemezse iptal edilecek" dedi. Bu gelişmenin Türkiye'de kadınlar açısından son derece kritik bir gelişme olduğuna işaret eden Gülbahar, şu değerlendirmede bulundu: "Türkiye'de kadınlar devletin resmi mekanizması içerisinde kadınlarla ilgili birim oluşturulması için 80'li yıllardan beri ciddi bir mücadele veriliyor. Biz kadınlar olarak resmi devlet belgelerinde ve kurumsal yapısında ilk defa kadınlar ilgili özel bir bölümü 5 buçuk yıllık kalkınma planında, 1985 yılında açtırabilmiştir. Mücadeleler sonunda açtırabildik onu." Bu planda kadınlarla ilgili bir bölüm açıldığını belirten Gülbahar, bu aşamaya kadar kadınlar ile ilgili bir bölüm olmadığını, daha sonra da Devlet Planlama Teşkilatı içerisinde kadın çalışma grubu ve danışma kurulu oluşturulduğunu hatırlattı.
'Ustalık döneminde gerileme başladı'
Bağımsız bir kadın erkek eşitliği bakanlığı ve bağımsız bir kadın erkek eşitliğini sağlayacak meclis birimi istediklerini ifade eden Gülbahar, "Bakanlık bünyesinde Meclis'te bu konuyu takip edecek bir birim istiyorduk. Çok uzun mücadelelerle Kadının Statüsü Sorunları Genel Müdürlüğü oluşturup Başbakanlığa bağlandı. Ve en sonunda bizim çabalarımı sayesinde Kadın ve Aileden Sorumlu Bakanlığa bağlandı. Bu süreç ne yazık ki, AKP iktidara geldikten sonra durdu. Erdoğan'ın 'ustalık döneminde' gerilemeye başladı" diye konuştu.
'Kadının sorunu yok' dediler
Son süreçte resmi mekanizmada kadınla ilgili 2 birim kaldığını dile getiren Gülbahar, bunların Kadının Statüsü Sorunu Genel Müdürlüğü ve Meclis Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu (KEFEK) olduğunu söyledi. Gülbahar, "Kadının Statüsü Sorunu Genel Müdürlüğü'nden (KSGM) önce ikinci 'S' olan sorun lafı atıldı. Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü oldu. 'Kadının sorunu yok Türkiye'de' dediler, 'S' harfini atarken, bu gerçekten hem politikalar anlamında çok ciddi bir geri adımdı. Şimdi de KSGM'nin kadının Aile Bakanlığı bünyesindeki varlığı tartışılıyor" dedi.
'Bakanlıklarda kadın mekanizmaları temizlendi'
Meclis'teki KEFEK'in bir iç tüzük değişikliğiyle Aile Komisyonu'na dönüşümünün sağlandığını belirten Gülbahar, "Örneğin bakanlıklar bünyesinde kadınlarla ilgili birimler oluşturulması için mücadele etmiştik. Ve o zamanki, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nda 'Kırsal Kalkınmada Kadın' diye özel bir birim vardı. Şimdi bakalım, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın web sitesine, yok. Kadınlarla ilgili tek kelime yok" diye konuştu. Devletin değişik bakanlıkları içerisinde kadın mekanizmalarının temizlendiğini dile getiren Gülbahar, "Şimdi de Meclis'te temizleniyor. Böylece devlet mekanizması içerisinde kadın olan tek bir yapı bırakılmadı. Bu gelişme kadın erkek eşitliği, kadınlara karşı ayrımcılığın önlemesi, kadına karşı şiddetin durdurulması gibi çok ciddi problemlerle uğraşan dünya istatistiklerinde her sene son sıraya düşen Türkiye gibi bir ülke için vahim bir gelişmedir. Devletin kadın erkek eşitliğini sağlamak, kadınlara karşı şiddeti durdurmak konusunda tutarlı istikrarlı ve kurumsal bir politika izlemeyeceğinin, tüm dünyaya ilan edilmesidir" değerlendirmesinde bulundu. Gülbahar, "Bütün dünya şunu bilmektedir ki; kadına karşı şiddet ve ayrımcılığı durdurmak için devletin mekanizmalarının oluşması lazım. Tırnaklarıyla kadın hareketinin kazıya kazıya oluşturduğu bu mekanizmaların ortadan kalkması, Türkiye kadın hakları açısından ciddi bir gerilemenin net göstergelerinden bir tanesidir" dedi.
Kadın hakları 2002'de dondu!
Gülbahar, bir başka dikkat çekici noktaya işaret ederek, "Aile Bakanlığı web sayfasına giriyorsunuz ve tarihçe göremiyorsunuz. Aile Bakanlığı'nın, Kadın Statü Sorunlarının Genel Müdürlüğü'nün Türkiye kadın hareketinin kronolojisine bakıyorsunuz, 1800'lerde kadınlar var ama Türkiye kadın hakları kronolojisi 2002 yılında donmuş. AKP'nin iktidara geldiği yıldır 2002 ve kadınlarla ilgili hiçbir şeyin resmi devlet kronolojisine dahil edinmediğini görüyorsunuz" diye belirtti. AKP hükümeti "ustalık döneminde", kadınların bedenleri, hayatları, kazanımları konusunda çok ciddi bir saldırı hamlesi başlattığını söyleyen Gülbahar, "Kazanılmış tüm haklarımız artık pamuk ipliğine bağlı bulunuyor. Buna karşı kadınlar olarak örgütlenmek siyasi görüşümüz ne olursa olsun elde ettiğimiz kazanımlar için mücadele etmekten başka bir çare yok" şeklinde konuştu. DİHA
Güncelleme Tarihi: 04 Aralık 2013, 12:57
SIRADAKİ HABER
yeniden açılması için herşey yapılmalı