CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında partililere seslendi. Kılıçdaroğlu, ilk kez CHP'nin yönetimi ve işadamları ile birlikte yurt dışı bir gezi yaptığını söyleyerek, Çin gezisinin çok olumlu geçtiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, CHP'nin kendi bölgesinin en büyük sosyal demokrat partisi olduğunu ileri sürdü. Kılıçdaroğlu, Çin'in ürettiğini, Türkiye'nin ise sıcak paraya teslim olan bir ülke olduğunu söyledi. Türkiye'de bulunan yurttaşların borç içinde olduğunu işsiz sayısının 10 milyon, yoksul sayısının ise 15 milyon olduğunu kaydetti.

'Türkiye orta gelir tuzağına düştü'

Türkiye'nin orta gelir tuzağına düştüğünü belirten Kılıçdaroğlu, "Bu konuda defalarca uyarıldılar. Ama Türkiye bu tuzağa düştü. Çünkü Türkiye bilimi ve üretimi dışladı. Borçlanarak büyümeyi tercih etti. Halkın sırtından dünyanın faizini ödüyoruz. 1970 yılında kişi başına gelirde ABD'deki milli gelirin yüzde 20'si Türkiye'de kişi başına gelirdi. 40 yıl geçti aradan bu oran yüzde 30'a çıktı" dedi. Kılıçdaroğlu, "Gidiyorlar maden işçilerine borcunu öde yoksa işten atarız diye genelge yolluyorlar. Bu Türkiye'nin skandal genelgesidir. O Mercedes'lere binen sendika ağalarına sesleniyorum. Siz koltuklarınızda oturmaya devam edin" dedi.

'Özgürlüğün olmadığı yerde ekonomi sağlıklı gelişemez'

Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin ilerlemediğini, diğer ülkelere göre gerilediğini vurguladı. "Medya bunları yazmıyor. Onların tek özgürlük alanı var o da CHP'yi eleştirmektir" diyen Kılıçdaroğlu, "Bir yayın yönetmeni bana 'eskiden telefon ederlerdi şimdi gözümüzün içine bakmaları yeterli oluyor' dedi. Ondan dolayı daha iyi çalışmamız gerekiyor. Özgürlüğün olmadığı ortamda ekonomi sağlıklı gelişmez. Demokrasinin olmadığı ortamda sanayici sesini çıkaramaz. Türkiye'de ilk defa bir Başbakan, demokrasiden şikayet etti. Herkesin ayağa kalkması lazımdı" diye konuştu.

'Avukatların evlerini ve bürolarını sabah bastı'

Kılıçdaroğlu, "O HSYK üyeleri orada oturduğu müddetçe adalete güven olmaz. Onlar adaleti lekelemişlerdir. İddia makamı zaten hükümetin elindedir. Açıyor telefonu hemen soruşturma yapılıyor. Türkiye'de adalet budur. Ama çözemedikleri avukatlar vardı. Şimdi de avukatlara operasyon düzenlediler. Avukatların sabah evlerini ve bürolarını basıyorlar. Avukatlara ilişkin düzenlemeler var. Onlar normal basılamaz. Yasaya göre savcının orda olması lazım. Ama savcı yok. Nasıl olsa polis devleti. Ben basıp getirip tutuklattım mı? Tutuklattım. O zaman sorun yok. Onun için adalet isteyen her yurttaşın bu olaylar konusunda duyarlı olması lazım" diye konuştu. Avukatlar operasyonuna karşı hukuk fakültelerinin hocalarının konuşmamasını eleştiren Kılıçdaroğlu, "Bu hocalar orada nasıl ders veriyorlar merak ediyorum. ÇHD Başkanı yurtdışında iken arandığını duyunca geliyor. Onlar sizden daha yurtseverdir Sayın Recep Tayyip Erdoğan unutmayın bunu" ifadesini kullandı.

'Kapıları kırıp avukatları alıyorsunuz'

Kılıçdaroğlu, toplu davalar ile sürek avına çıkıldığına işaret ederek, "Ben tutuklu gazeteciler var deyince bana kızıyorlar. Tutuklu değiller mi? Yahu kardeşim kapıları kırıp avukatları alıyorsunuz. Gerçekler acıdır. Recep Bey de bu gerçekleri görecek. Kenan Evren bile bunları yapmadı. İlk kez yargı ayaklar altına alınmış, adalet tartışılır hale gelmiştir. Alacaksın avukatları bir de tutanak tutup bir gün önceki tarih ile tutuklayacaksın. Neden? Çünkü zaten kararı önceden vermişler. İşine gelince böyle. Deniz Feneri'nde böyle mi oldu? Yolsuzluk yapıp çaldıysan sana yargıç, savcı dokunamaz. Sana dokunan savcıyı da zaten yargıya çıkarırlar. Ondan söylüyorum adalet adı altında kendilerine yüksek adını veren HSYK'ya söylüyorum adalet açısından sizin yeriniz çukurda" dedi.

'Ulusalcılık kafatasçılık değildir'

Gözaltına alınıp tutuklanan avukatların, faili meçhul cinayetler, işkence ve yargısız infaz gibi davalara baktığını söyleyen Kılıçdaroğlu şunları kaydetti: "AKP boşanma davalarında rekora imza atıyor. Onlarla uğraşmak varken sana ne işkence diyorlar. Diğer avukatlar meslektaşlarının haklarını savunmak için gidiyorlar. Sen misin gelen diye biber gazı ve copla vuruyorlar. Geldiğimiz noktaya bakın" diye konuştu. Kılıçdaroğlu, "Ulusalcılık kafa tasçılık değildir. Biz elbette ki ulusalcıyız. Bu ülkede yaşayan kimliği, inancı, yaşam koşulu ne olursa olsun herkesi kucaklıyoruz. Ulusalcılık budur. Bizim ulusalcılık anlayışımız bu ülkenin bağımsızlığı ve çıkarları üzerine endekslenmiştir. Biz Türkiye Cumhuriyeti'ni pazarlama ile görevli bir siyasi anlayıştan gelmiyoruz" dedi. / Diha

Güncelleme Tarihi: 22 Ocak 2013, 15:29