'Kız çocukları ülkelerde pazarlıyorlar'

Kız çocuklarının eğitim, beslenme, yasal haklar, sağlık gibi alanlarda uğradığı ayrımcılığa karşı Türkiye'nin de aralarında bulunduğu bazı ülkelerdeki STÖ'lerin çabasıyla 11 Ekim'in BM tarafından "Dünya Kız Çocuklar Günü" olarak ilan edilmesinin üzerinden iki yıl geçmek üzere.

'Kız çocukları ülkelerde pazarlıyorlar'
  Bu güne sayılı günler kala Türkiye'deki çocukların durumuna dikkat çeken avukat Reyhan Yalçındağ, ülkede çok sayıda çocuğun cinsel istismara maruz kaldığını belirterek, faillerin cezalandırılması konusunda Meclis'e yasa teklifinde bulunduklarını ancak bunun kabul edilmediğini dile getirdi. 

Dünya genelinde kız çocuklarına yönelik ayrımcılığın belirgin şekilde görüldüğü eğitim, beslenme, yasal haklar, sağlık, şiddet gibi alanlar ile ilgili Türkiye, Kanada ve Peru gibi ülkelerin sivil toplum örgütlerinin öncülüğü, özel çabası ve kampanyaları ile 10 Aralık 2011 tarihinde Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreterliği, 66/70 sayılı önergesiyle 11 Ekim tarihini dünya genelinde "Dünya Kız Çocuklar Günü" olarak benimsedi. İlk yılda teması "Çocuk evlilikleri" olan "Dünya Kız Çocuklar Günü"nün bu yılki teması ise "Eğitim" olarak belirlendi. BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon'un 11 Ekim 2012'de bugüne ilişkin yayınladığı açıklamasında,"Kız çocuklar dünyanın dört bir yanında ayrımcılığa, şiddete ve istismara maruz kalıyorlar. Kız çocukların toplumsal konumlarının güçlendirilmesi ve insan haklarının önemine vurgu amacıyla kız çocuklarına yatırım yapılması ahlaki bir sorumluluktur. Temel adalet ve eşitlik kuralıdır. Çocuk Hakları Sözleşmesi ve Kadına Yönelik Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi'nden kaynaklanan bir zorunluluktur. Ayrıca, bin yıl kalkınma hedeflerine ulaşılması, ekonomik kalkınma, barışçı ve bütünleşmiş toplumlar inşa edebilmek için hayati önem taşır. 'Dünya Kız Çocuklar Günü''nde Birleşmiş Milletler çocuk evlilikleri üzerinde yoğunlaşıyor" diye belirtmişti. 

'Kız çocukları ülkelerde pazarlıyorlar'

Başta Türkiye olmak üzere günümüz modern dünya ülkelerinde kız çocukları halen sömürülmeye devam ediliyor. Orta Asya ve Uzak Doğu Asya ülkelerinde çok küçük yaştaki kız çocuklarının tıpkı Ortaçağ'da olduğu gibi fuhuş pazarına sürüklendiğini belirten Av. Reyhan Yalçındağ, köle tacirleri tarafından alıkonulan kız çocuklarının başka ülkelerde pazarlandığına dikkat çekti. Yine kız çocuklarının türlü ciddi hastalıklar ile karşı karşıya olduğunu belirten Yalçındağ, dünya ölçeğinde anne sütünden yararlanma oranına göre, kız bebeklerin erkek bebeklerinden çok daha az süt içtiğinin tespit edildiğini ifade etti. 

'AKP evliliği özendirici hale getiriyor'

"Çocuk gelinler" trajedisinde de kız çocuklarının mağdur edildiğini belirten Yalçındağ şunları aktardı: "Ergenlik çağına gelen kız çocuklarının orta öğrenime devam eden sayısı da hızla düştü. Orta öğrenimde kız çocukların sayısı düşerken erkek çocukların sayısı daha artıyor. Buda farklılık yaratıyor. AKP bunlarla mücadele etme yerine, kız çocukların yaşadığı sorunları ortadan kaldırmak yerine herkesin karşı çıktığı bir düzenlemeyi ortaya çıkardı. Daha önce lise ve ortaokulda okuyan ve evlendiği için okul ile ilişkisi kesilen kızları için farklı bir yol uygulanırken yeni düzenlemeye göre lisede evlenen kız çocukların okulla ilişkisi kesilmeyecek. AKP evliliği özendirici hala getiriyor." 

'Kürt çocukları onur kırıcı muameleye maruz kalıyor'

Türkiye'de çok sayıda çocuğun cinsel istismara maruz kaldığını ifade eden Yalçındağ, "Türkiye'de sadece kız çocukları değil, erkek çocuklarda cinsel istismara maruz kalıyor. Biz bunu Pozantı vahşetiyle gördük. Pozantı Cezaevi'nde Kürt erkek çocukları tecavüze uğradı. O çocukların içinde intihara teşebbüs edenler de oldu. Cezaevlerinde onur kırıcı muameleye maruz kalan Kürt çocukları tahliye edildikten sonra dağın yolunu tuttu. Ve bir sene sonra cenazeleri geliyor bu coğrafyaya" diye konuştu. Çocuklara yönelik cinsel istismar ve fiziki şiddete karşı caydırıcı önlemin alınmadığı bir ülkede demokrasiden bahsedilemeyeceğini söyleyen Yalçındağ şöyle devam etti: "Hükümet çocukları gelecek kuşakların ve geleceğinin teminatı olarak mı görüyor? Yoksa emeği sömürülen, cinsel istismara uğradığı zaman korunmayan, failleri hak ettiği cezaya çarptırılmayan, ciddi ceza indirimleri ön gören çocuk gelinler, berdel meselesinde ciddi adımlar atılmayan, tıpkı kadına yönelik şiddet meselesinde olduğu gibi, çocuğa yönelik fiziki ve şiddet meselesinde caydırıcı önlemler alınmayan bir fotoğraf çizilirse kusura bakmasınlar hiç kimse ne demokratik nede sosyal bir devletten bahsedebilir" dedi.

2012 yılında BDP'li kadın milletvekilleri ile birlikte çalışma yürüttüklerini ve onlar aracılığıyla Meclis'e, çocuğa yönelik cinsel istismarlar ile ilgili verilecek cezaların ağırlaştırılması ve faillerin hiç bir biçimde indirimlerden yararlandırılmayacak şekilde hükümler getirilmesi başlığında yasa teklifinde bulunduklarını hatırlatan Yalçındağ, "Fakat hiç biri kabul edilmedi. Çocukların ev ve çevreden gördüğü şiddet ve cinsel istismar durumlarında en önemli görev öğretmenlere düşüyor. Öğretmenlerin çok aktif çalışması ve çocukların yaşadıklarını onlara anlatma ve aktarma bakımından kendilerini rahat hissetmeleri için ortam sağlamaları gerekiyor" diye konuştu. DİHA

Güncelleme Tarihi: 09 Ekim 2013, 10:28
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER