BDP MYK sonrasında yapılan açıklamada, “İmralı’da görüşme yapılıyor” fısıltısının müzakere ve çözüm isteklerinin manipüle edilmesi çabasından başka bir şey olmadığı belirtilerek, “Tecridi de kıracak olan, müzakere ve çözümün de önünü açacak olan tek şey, güçlü bir örgütlenme ve kararlı bir mücadeledir” denildi.
BDP, Diyarbakır’da gerçekleştirdiği MYK toplantısına ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, toplantıda siyasal durum, örgütlenme ve planlama gündemlerinin ele alındığı belirtilerek, “Cezaevlerinde anadilde eğitim ve savunma hakkı ile Öcalan’ın sağlık, güvenlik ve özgürlük koşullarının sağlanması talepleriyle sürdürülen açlık grevleri, toplumda müzakere ve çözüm talebini güçlü bir şekilde ortaya çıkardı. Bu istek sadece Türkiye kamuoyunun değil, dünyadaki aydınların, sanatçıların, siyasi partilerin de desteğini aldı. Sayın Öcalan’ın özgürlüğü, müzakere ve çözüm talebinin bu kadar güçlü bir biçimde açığa çıkması, çözüme dair bir planı olmayan, dahası Kürt siyasetini baskı ve zor yöntemiyle tasfiye etmeye çalışan AKP hükümetini içerde ve dışarıda zor duruma düşürdü. Bu nedenle yargıyı, kolluk güçlerini ve parlamentoyu kendi denetimi altında tutan AKP, bu güce dayanarak BDP’li vekillerin dokunulmazlığını gündeme getirerek müzakere ve çözüm tartışmalarını geriletmeye çalışıyor” denildi.
‘İmralı’da ağır tecrit sürmektedir’
Cenazelere müdahale ve asker operasyonlar ile Mardin, Batman, Siirt illerinde “KCK” adı altında yapılan operasyonların AKP’nin çözüme niyetinin olmadığını ortaya koyduğu belirtilen açıklamada, “Kamuoyuna ‘İmralı’yla görüşülüyor’ fısıltısının yayılması da müzakere ve çözüm isteklerinin manipüle edilmesi çabasından başka bir şey değildir. İmralı’da ağır bir tecrit sürmektedir ve bugün bilebildiğimiz tek gerçek durum da budur” ifadesi kullanıldı. Açıklamada, AKP’nin Kürtlerin kazanımını istemediği belirtilerek, AKP’nin bütün parçalarda Kürtlerin kazanımından rahatsız olduğu vurgulandı.
‘AKP Kürtlerin ulusal birliğini tehlike görüyor’
Açıklamada, “Dört parçada güçlü bir tabanı olan, sadece Kürtler için değil bütün Ortadoğu halkları için eşitlik ve özgürlük temelinde bir arada yaşama modeli öneren, halkların demokratik birliği ve Kürtlerin ulusal birliğini hedefleyen bir siyaseti kendisi için tehlikeli görüyor. AKP’nin Kürtlerin kazanımlarını engellemeye çalışması, sadece resmi ideolojinin Kürt politikasının mirasını devralarak sürdürmesinden değil, aynı zamanda Ortadoğu’da mezhep ayrımcılığı yaparak bir mezhebe dayalı güç yaratmak, Ortadoğu halklarını yönetmeye çalışmak ve Ortadoğu kaynaklarından pay kapmak içindir. Kürt siyasi hareketi ile AKP’nin Ortadoğu politikaları birbirine taban tabana zıttır” denildi. Suriye’nin yeni bir döneme doğru yol aldığının vurgulandığı açıklamada, AKP’nin yeni sürece kendi gündemi ile dahil olmaya çalıştığına işaret edildi.
“Dört parçadaki Kürtlerin kaderi hiç bu kadar birbirine bağlı olmamıştı. Bu nedenle bütün baskı politikalarına, bütün faşizan uygulamalara karşı, partimizin kararlı duruşu sadece kendimiz için değil, başta Rojava olmak üzere bütün Kürtlerin kazanımlarının da garantisidir” denilen açıklamada şunlar kaydedildi: “AKP’nin Türkiye’de ve Suriye’de Kürtlerin kazanımlarına karşı geliştirdiği politikalara karşı verilecek en iyi yanıt güçlü bir örgütlenmedir. Tecridi de kıracak olan, müzakere ve çözümün de önünü açacak olan tek şey, güçlü bir örgütlenme ve kararlı bir mücadeledir. İnanıyoruz ki, halkımız partisine ve örgütüne her zaman olduğu gibi yine sahip çıkacak, parti örgütlerimizde ve hızla oluşturacağımız mahalle komisyonlarımızda yer alacaktır” DİHA
Güncelleme Tarihi: 11 Aralık 2012, 16:15
SIRADAKİ HABER