Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanları Aysel Tuğluk ve Ahmet Türk, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın doğum günü olan 4 Nisan’da Urfa’nın Halfeti ilçesine bağlı Ömerli (Amara) köyüne gerçekleştirilecek yürüyüşe ilişkin DTK binasından basın toplantısı gerçekleştirdi. Toplantının gerçekleştiği salona Kürtçe “Demokratik bir çözüm için Öcalan’a özgürlük” pankartı asıldı. Toplantıda Aysel Tuğluk yapılacak olan Amara Yürüyüşü programına ilişkin bilgilendirmede bulunarak, “Bu seneki kutlamada yüzbinleri bulacak bir kitlesel katılımın gerçekleşebileceğini ifade etmek gerekiyor. Ayrıca bu seneki yürüyüşe çeşitli sivil toplum örgütlerinden katılımlar, Kürdistan’ın dört parçasından çeşitli siyasi parti temsilcileri, Türkiyeli aydın ve sanatçıların da katılımlar konusunda bir davetimiz söz konusudur. 3 Nisan’da gidiş olacak. Halfeti’de saat 12.00’de bir programımız söz konusu. Daha sonra da 4 Nisan’da Amara’ya Sayın Öcalan’ın doğduğu köye bir gidiş gerçekleşecek” diyerek DTK ve BDP Eş başkanları olarak yürüyüşe katılım sağlayacaklarını dile getirdi.

30 Mart’ta Kızıldere’de katledilen devrimci önderleri anarak konuşmasını sürdüren Tuğluk, onların mücadelelerini Kürt halkı olarak devam ettireceklerini kaydetti. 4 Nisan Amara Yürüyüşü'nün klasik bir doğum günü kutlamasının ötesinde çeşitli anlamlar yüklendiği bir yürüyüş olduğunu belirten Tuğluk, “4 Nisan aslından Kürt halkının bir anlamda özgürlüğe yürüyüşünü ifade ediyor. Kendi varlığı, kimliği gibi yasaklanmış varlığı yok sayılmış bir halkın aslında yeniden doğuşunu ifade ediyor. Kör talihinin ve çaresizliğinin yeniden bir kendine gelme kendi kimliğini kazanma kendi varlığını açığa çıkarma günü olarak anlamlandırıyor. Bu yönüyle biz Amara yürüyüşünü bu anlamı itibariyle son derece önemsiyoruz” dedi.

‘Amara’ya gitmek demek Öcalan’ın tarihi çağrısını sahiplenmek demek’

Tarihin bazen bazı kişiliklere tarihsel misyonlar yüklediğine değinen Tuğluk, “Sayın Öcalan’ın Kürt halkı açısından tarihin kendisinde somutlaştığı, tarihin kendisine misyon yüklediği bir tarihi kişi olmanın ötesinde bir anlamı var. Dolayısıyla Kürtler Amara’ya giderken bu ruhla oraya gidiyorlar. Özellikle Sayın Öcalan’ın son süreçte geliştirdiği demokratik çözüm noktasındaki iradesini sahiplenmeyi de ifade etmektedir. Sayın Öcalan’ın arkasında olduğunu onun çözüm projesini sahiplendiğini ortaya koyacağı ona destek ve güç vermeyi ifade eden bir anlam taşıyacak bizim açımızdan. O nedenle biz halkımızı bu ruhla bu düşünceyle Amara Yürüyüşü'ne kitlesel olarak katılmaya davet ediyoruz. Amara’ya gitmek demek Sayın Öcalan’ın Newroz’da açığa çıkardığı tarihi çağrıyı sahiplenmek demektir. Onun etrafında iradeleşmek demektir. Amara Yürüyüşü, Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümünün istemenin bir ifadesidir. Bu konuda mücadele edeceğini, bu çözümü gerçekleştirme noktasındaki kararlılığını ifade edecektir. Newroz ruhuyla Amara yürüyüşüne katılım sağlanmalıdır. Aynı ruhla ele alınmalıdır. Sayın Öcalan’ın ortaya koyduğu ve bir fırsat olarak gördüğümüz ve en makul en gerçekçi çözüm olarak gördüğümüz demokratik ve barışçıl çözüm konusunda halkımızın Newroz’da açığa çıkardığı kararlılığın bir kez daha Amara’da yeniden ortaya çıkması, bu kararlılığın yeniden ifade edilmesi anlamını taşıyacaktır” şeklinde konuştu.

'Amara Yürüyüşü'yle Öcalan'ın ortaya koyduğu çözüm sahiplenilecektir'

PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın 21 Mart Diyarbakır Newroz’unda okunan mektubundaki "Bir son değil bir başlangıç" ifadesini hatırlatan Tuğluk, “Bizim açımızdan, yeni bir mücadele sürecinin içerisine giriyoruz. Demokratik siyasetle demokratik mücadele yöntemleriyle bu meseleyi adil, demokratik, barışçıl çözümünü sağlayacağız. Bu çözümü gerçekleştirecek olan halkımızın bu konuda ortaya koyacağı iradeleşmedir" dedi. 2009 yılında gerçekleşen Amara Yürüyüşü’nde polisin müdahalesi sonucu Mustafa Dağ ve Mahsum Karaoğlan’ın yaşamını yitirdiğini hatırlatan Tuğluk, şöyle devam etti: “Amara’ya gidişler çok kolay olmadı. Geçen yıl da bir yasaklamayla karşı karşıya kalmıştık. Umut ediyoruz ki bu defa böyle bir olumsuz yaklaşımla karşılanılmaz. Biz böyle bir şeyin yaşanmaması için elimizden gelen çabayı da sarf edeceğiz. Barışı devlet ya da iktidar bize altın tepside sunmayacak. Barış ve çözümü kendi mücadelemizle getireceğiz. Sayın Öcalan’a, halkımıza ve Kürt hareketine güveniyoruz. Devleti de bu iradeye bu barış ve çözüm iradesine saygılı olmaya ve buna bir anlam biçmeye davet ediyoruz. Kürt sorununun kesin bir çözümü için ne sadece İmralı’daki görüşmelere bırakabiliriz ne sadece diplomatik çalışmalara bırakabiliriz, ne de devletin ve iktidarın insafına bırakabiliriz. Dolayısıyla bu günler daha fazla mücadeleyi yükseltmek gerekir.”

'Öcalan'a güveniyoruz'

Tuğluk, “Bir halk bir toplum eğer Sayın Öcalan etrafında bir iradeleşme yaşıyorsa, bunun da bir anlamı bir karşılığı devlet nezdinde de olmalı. Sayın Öcalan’ı bir şans olarak görüyoruz. Hem Kürt halkı açısından hem de Türkiye halkları açısından. Gördüğünüz gibi Newroz’daki iradesi genel demokratik ilkeler ve metotlar çerçevesinde Kürt meselesinin çözümü isteniyor. Herkesin özgürleşeceği herkesin hak, hukukunu koruyan bir demokratik model önermesi söz konusudur. Dolayısıyla buna sahip çıkılmalı. Bu noktada devletin de Sayın Öcalan’ın rolü ve misyonu konusunda muhatap alarak, zaten bunu kabul etmiş görünüyor. Ama barışçıl katkılarını bu sürece daha aktif daha işlevsel katılımını sağlamak için de artık İmralı tecrit sisteminin ortadan kaldırılması gerekiyor. Sayın Öcalan’ın hem müzakere koşullarının hem artık özgürlüğüne giden sürecin Türkiye devleti ve toplumu tarafından da kabul edilmesi gerekiyor. Gerçekten bir barış ve çözüm için geçmiş zihin kodlarıyla, geçmiş paradigmalarıyla sorunun çözümünde yol alamayız. Bir zihinsel değişim, yeni bir bakış açısı yeni bir dil yaratmak zorundayız" şeklinde konuştu.

Daha sonra basın mensuplarının Amara Yürüyüşü ve sürece ilişkin sorularını yanıtlayan Ahmet Türk, “Newroz’da Sayın Öcalan’ın verdiği mesaj çok açık ve Sayın Öcalan şöyle giriş yapıyor. ‘İsyan ettik biz devlete çünkü demokratik zeminde kendimizi ifade etme şansımız yoktu. Bir isyan hareketi olarak doğduk. Ama bugün geldiğimiz noktada Kürtler demokratik siyaset yapabilecek bir noktadır’ diyor. Burada yeni bir dönem ortaya çıkıyor. Biz burada mücadele bitmiş gibi de Kürtler hiç sesini çıkarmasın devlet yürütüyor gibi mantıkla yaklaşamayız. Eğer demokratik siyaset konuşulacaksa, yarın Amara’da yüz binlerce insan Sayın Öcalan’ın verdiği mesajın arkasında olduğunu ifade ederek, bir destek mesajı olacak yürüyüş yapacaktır” dedi. / Diha

Güncelleme Tarihi: 30 Mart 2013, 15:43