Van'da yaşanan depremin 1'inci yıldönümünde yaşamını yitirenler adına Erciş'te BDP Erciş İlçe Örgütü, Çelebibağı Belediyesi ve BDP Çelebibağı Belde Örgütü tarafından mevlit verildi. Kardelen Düğün Salonu'nda düzenlenen mevlide, DTK Eş Başkanları Aysel Tuğluk ve Ahmet Türk, BDP milletvekilleri Demir Çelik, Halil Aksoy, Özdal Üçer ve Nazmi Gür, Çelebibağı Belde Belediye Başkanı Veysel Keser, Van Belediye Başkanvekili Sabri Abi, Malazgirt, Tatvan ve Patnos belediye başkanları ile Barış Anneleri, MEYA-DER, Eğitim Sen, DİVES üye ve yöneticilerinin yanı sıra binlerce yurttaş katıldı. Depremde yaşamını yitirenler anısına yapılan saygı duruşunun ardından BDP Erciş İlçe Başkanı Nurettin Dinç, yaşamını yitirenleri anarak, Van ve Erciş halkının depremin yaralarını tamamen silinmesi için dayanışma duygularını sürdürmesini istedi. Türkiye'nin deprem ülkesi olduğunu hatırlatan Çelebibağı Belde Belediye Başkanı Veysel Keser ise, AKP'nin rant elde etmek için Van'ı afet bölgesi ilan etmediğini söyledi. Keser, AKP'nin depremi ranta dönüştürdüğünü, insanların evlerini yapmalarına izin vermeyerek, TOKİ'lere mecbur bıraktığını vurguladı.
'Kürt halkı en büyük felaketlerde bile iradelerine sahip çıktı'
Keser'den sonra konuşan BDP Van Milletvekili Özdal Üçer, Kürt halkının, acılarına rağmen özgürlük mücadelesine sahip çıktığını söyledi. Üçer, "Halk deprem döneminde Erciş'e gelen özgürlük şehitlerini karşılamak için her şeyini bir yana bıraktı, şehitleri için yürüdü. Erdoğan'ın faşizmine karşı, devletin faşizmine karşı iyi bir mesaj verildi, mücadelesine sahip çıktı. İnanıyorum ki Erciş halkı şimdi de depremde yaşadığı sorunları bir tarafa bırakıp, cezaevinde açlık grevinde olan tutsakları düşünüyor, akan kanı düşünüyor" dedi.
Türk: Depremde Kürtleri açlıkla terbiye etme mantığını gördük
Anmada konuşan DTK Eş Genel Başkanı Ahmet Türk ise, Kürtlerin yaşadığı acıların tarihi nitelikte olduğunu belirterek, Kürtlerin kıyımına yönelik felaketlerin sürdüğünü belirtti. Türk, "Van'daki depremde, kimliğimizden, farklılığımızdan kaynaklanan bir yaklaşım oldu. Kürtleri terbiye etmek isteyen bir mantıkla karşı karşıya geldik. 'Devletin gücünü ispatlayacağız. Ancak böyle akıllanırlar' diye düşündüler. Belediyelerimizin sahiplenmelerini bertaraf etmeye yönelik bir siyaset izlediler. Fatura büyüyünce telafi etme sorumluluklarını bir yana bırakarak belediyelerimizi eleştirerek, süreci götürmeye çalıştılar" diye konuştu. Halkın büyük acılar yaşadığını ve bunu unutmasının mümkün olmadığını kaydeden Türk, "Şunun iyi görülmesi gerekir ki, ülkede karşı karşıya kaldığımız felaketlere, zulme karşı ortak duruş ve direnişi sergilemediğimiz takdirde geçmişten gelen acılı, ızdıraplı yaşamdan kurtulamayız. Bizi köleliğe mahkum eden zihniyete karşı daha güçlü bir örgütlülük, bir duruşu ortaya koymalıyız" dedi.
'Ölümleri durdurmak için devletin politikasını mahkum etmeliyiz'
Cezaevlerinde tutuklu bulunan PKK'li ve PAJK'lı tutsakların 43'üncü gününe giren süresiz-dönüşümsüz açlık grevini değerlendiren Türk, şunları söyledi: "Kürt halkının özgür geleceği için, anadillerine sahip çıkmak, Sayın Öcalan üzerindeki tecrit politikasına karşı gelmek için yoldaşlarımız, gençlerimiz bedenlerini ölüme yatırdı. Bu, halkımızın özgür geleceği için alınmış bir tavırdır. Hiç birinin ölümünü istemeyiz. Bunu engellememiz lazım. Bunun için devletin politikasını mahkum etmemiz gerekiyor. Bizim için bedenlerini ölüme yatıranlara sahip çıkmak onur meselesi olmalı, onlara karşı sorumluluğumuzu yerine getirmeliyiz. Suskun sessiz kalırsak birkaç evladımızı yitiririz. Ama inan ki suskunluğumuz özgür geleceğimizin susması, bitişi anlamına gelecektir. Ölüm sadece bu dünyadan ayrılmak değil, kimliğimizi, dilimizi kültürümüzü özgür geleceğimizi kaybedersek bu da farklı bir ölümdür."
Konuşmaların sonra okunan mevlidin ardından yurttaşlara yemek dağıtıldı.DİHA
Güncelleme Tarihi: 24 Ekim 2012, 11:51
Van depreminde yaşamını yitirenler anıldı
Van depreminde yaşamını yitirenler anıldı. Anmada konuşan ve tutsakların sürdürdüğü açlık grevi eylemini değerlendiren DTK Eş Başkanı Ahmet Türk, "Suskun, sessiz kalırsak birkaç evladımızı yitiririz. Suskunluğumuz özgür geleceğimizin susması, bitişi anlamına gelecektir" dedi.
SIRADAKİ HABER