Geçen Yıl Bu Zamanlar

Önümde uzayıp giden boşlukların seyrine dalıyorum.

Geçen Yıl Bu Zamanlar
ALİYA DÜŞÜNMEZ- YÜKSEKOVA GÜNCEL

Hatıralar yerleştiriyorum her bir dönemece. Kalbinde kentleri saklayan her insan gibi, yaşantılarla, anılarla anımsıyorum. Bir çay bardağının camına değip dağılan kahkahanı…

Parçaları çok eksildi o derin sohbetlerin, artık sana duyduğumuz özlemlerle dolduruyoruz, o eksik yanımızı… Ya yaşama sevincimizi besleyen duruluğun, işte o nehirler hep kurudular.

Çatlamış topraklardan farkımız, biz üstünü örterek, bazen de gözlerimizi bağlayarak, bir şekilde kendimize kanmasını biliyoruz. Odaların her birinde kardeşliğini, kardeşlik sevgini karşılamalar yorgunuyum. Sen varmışsın gibi ama yokmuşsun gibi de…

İnsan tarihte izler bırakabilir, insan edebiyatta, sanatta izler bırakabilir. Ama insanın insanlarda izler bırakabilmesi için, bir pınarın duruluğunda, bir baharın köpük köpük coşkunluğunda olması gerekir. Zordur, hayatı böyle hesapsız ve bodoslama yaşamak… Gözümüzden ve kalbimizden sakınmadan!

Öyle yaşamış olmandan kıvanç duydum şimdi. Daha da ötesi seni tanımaktaki talihim ve zamansız gidişindeki dağılışım…

 Kalbimdeki izlerini takip ediyorum şimdi, evin odalarına dağılmış sevgini soluyorum. Öyle çok özlemiş, öyle çok hatırlamış olarak.

Yine karlar var, yine yollarda buzlanmalar var. Senin ömrüne benzer ömürlere tuzak gibi… Sevenlerinin kalplerinde yangın başlatıp, yüzlerini buz taneleriyle döver gibi…

Geceyi kendisine dolayan akrep ve yelkovana resimlerini asıyorum, ellerim, ellerim titriyor. Hayallerin aklıma düşüyor, çaban…

Gecenin bu saatlerinde sohbetlere çağırışların… Şimdi cümlelerinin içini dolduran başka yüzler ve senin onlar adına sevinç duyacağına inandığım büyüklükteki kalbin ve duyguların… Yaşıtların…

Odanın aralıklı kapısının ardından bir ayak sesi duyuyor gibi oluyorum bir an, başımı uzatsam oradan geçen seni görecekmişim gibi ama hafızam kötü bir hatırlatıcı oluyor bu akşam. Gidişini… Gitmişliğini anımsatıyor…

Yokluğunun seneyi devriyesinde, varlığının bizde bıraktıklarına sığınıyoruz. Gençliğinin her anına yansıdığı hatıralar içerisinde, birini bırakırken diğerini anıyoruz. Gözlerimiz dolu dolu, bir yandan da gülüyoruz. Hep güldürdüğün, her şakanın ardından beliren ifademiz gibi…

Şimdi pencereden baktığımda, seni aramızdan alan beyazı, sokak ışıklarının elverdiği miktarda görüyorum. Üşüsün bu beyaz diyorum, üşüsün! Senin tüm sıcaklığına kast ettiği için…

Her zamanki tezcanlılığınla dolaş bu gece hatıralarımızda, avuçlarındaki yıldız tozlarını serpiştir düşlerimize… Hep olduğu gibi tüm sevecenliğinle, hep olduğu gibi derin içtenliğinle… Kim ki anımsamışsa  seni, onun düşüne düşür ışığından, onun düşüne duru sevginden…

Güçlü duygularla yaşayan insanları, hayat sanki inadına inadına sınarmış. Önce kalitesine merakına yorarsın, sonra anlarsın ötesi olduğunu. Bir yenme arzusunun gizliden gizliye büyüdüğünü…

Öyle sınayıp durdu seni de ama sen sadece huzur verdin. İnadının önüne huzur serenlerden oldun.

Seni özleyen çiçekler, ağaçlar, kuşlar, kediler var. Seni özleyen bir bahardan selamlar var…

Güncelleme Tarihi: 30 Aralık 2015, 15:56
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER