Güneşin izinden gitmeliyim…

Yüreğim yangınlarda ve hasret öyle sarmalamış ki aşılmaz bir dağın eteğindeyim yeni yola koyulan…

Güneşin izinden gitmeliyim…
NAZMİ TOKTAMIŞ- YÜKSEKOVA GÜNCEL

Yüreğim yangınlarda ve hasret öyle sarmalamış ki aşılmaz bir dağın eteğindeyim yeni yola koyulan… Her yer hicran her yer gam ve keder sarmış sanki dünyayı,  tek başına gam olmuş, ölüm olmuş yaşamdan daha da çok eyvahlar olsun heyhat…

Vicdan yol olmuş insanlığın yanı başında ve hiçbir gücün üstelemediği bir zamanın içinden giderken varlık yokluğa yüz tutmuş ve unutulmuşluğun en dip noktasındayım hayırlı ve hayırsızlığın diz boyu akıp gittiği bir güzergâh gibi…

Zaman vakte inat ve hayretleri hep barındıran en can alıcı zamanı, insanlık acı ile dile gelen insanlığın yok oluşuna seyreder gibi yüreğim yangınlarda…

Ey aşk ve yüreği sevgiyle süsleyen can, acımasızlığı bir cümle ile yok eden biricik sevgi;  sen artık yol ol bu çaresizliğin eşiğindeki biçare canlara ve yalnızlığına terk etme asla onlar sensiz sensiz onlar asla idame edemez hayatı…

Gidişini dile getirme yürekleri buruk kılan bir zamanda güneşim ol vicdanım yüreğim ol ve parçala içinde gam dan da eser bile kalmasın dağılsın hep birden keder dağları…

İçimden gelen bir seda ile dile gelmeliyim yüreğimi hicrana sevk ettiren bu çare bilmez yalnızlığı geride bırakarak yürümelim hayatın idamı adına sevgi adına ve sevgisizliğin hakim olduğu çaresiz canlar adına…

Güneşin izinden gitmeliyim karanlığı parçalayan heybetiyle belki de kamere yoldaş olmalıyım girdabın uzak olduğu bir zamanı düşleyerek haykırmalıyım içimden gelen en gür nida ile;

Yeryüzün insanlığın peşinden gitse bile ben durmadan insanlığın izini sürmeliyim bir ömür…

Güncelleme Tarihi: 07 Eylül 2015, 22:02
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER