Hep unuttuğumuz bir gündür…

Ötelerden bi haberdir bir kaç demlik hayat.

Hep unuttuğumuz bir gündür…
NAZMİ TOKTAMIŞ- YÜKSEKOVA GÜNCEL

Hayat bu ne bir vesileyle intikal eder ne de bir meseleyle…
Hal böyledir geçmişten geleceğe bir yol ya vuslattır öteye, ya da vuslat,
Ötelerden bi haberdir bir kaç demlik hayat.
Şöyle dizilir ardınca beşer için işlenen zamanı;
‘’Sırt asa gibi iki büklüm olunca hayal hep mezar taşlarına takılır burada eda endam bir şey ifade etse bile ötede kalp istikametine bakılır’’...
Tesellisi bu hayatın ya yön verir ya da hep bir rutinliğe sarar.
Ardı kesilmez asla ve kaybetmişliği kederin hicran içinde inleyerek gezinip gitti hayat;
Hep hicran, hep hüsran ve hep buruk
Artık bulunamaz oldu içimizde sakladığımız ulaşılmaz doruk,
Gel giti bu hayatın sevenler içinde insana demirden yumruk.
Ne gam unutulur ne de izi silinir yürekler hep buruk,
Bugün veda, bu gün yaradana sena ve hamdlerle uygulanan hayatı dile getirmekte...
 Tebessümün yerini somurtu alır kara günden bir gün
Her kederin üstüne bir çiçek misali hep kader...
Yalnız bir ordugâh gibiyim her halim vahim
Zaman her vakte inat mekân hep uzak ne yolu bulunur buna nede yordam...
Hayat saniyelere bölünmüş hep durakta bekletmekte
 Ölüm kim bilir belki bugün belki yarın belki de yarından da daha yakın.
Kimi gözlerinin rengi ile hatırlanır kimi hep içtenliğiyle anılır
Varlık hep bir olmakta ise gönlün yalnız kalması musibettir ya beraberliktir ya da ibretlik…
Gönlün hiçe saydığını sima tebessümle okşayamaz
Bak şu kadere artık kuşanmış ruhumuza bin keder
Şükran belki umman olmalı hep taşmalı gönülde
Vakit dar, zaman hep yoksun gönül dili hep ağlamaklı hep beter
Artık gönül çığlıkla dile getiriyor; ruh ötelerden bir davetle dünyadan ukbaya…
‘’Artık demir almak zamanı gelmişse bu limanda bir gemi kalkar bu limanda’’muhabbetiyle…
Sevgiliye, en sevgiliye gönlümüzden en acınaklı hissettiğimiz andır arzuhalimiz…
Merhaba ile başladığımız bir hayatı hep onunla devam etmemiz dileğiyle
Hep unuttuğumuz bir gündür bizi farklı yönlere sevk eden ve unuttuğumuz şeylerdir bizi hatırlatan…
Rüzgârlar misali kimi tebessümü andıran kadar loş, kimi kini kusacak kadar şiddetli…

Yer gök ağlayışlara sahne oldu sen dertli ben dertli insanlık dertli…

Hali hazırda her vakit yoluna koyulmuş nebatat bile hüzünlü,

Gözler kararmış gönül bir kuytu misali eller semada kenetli

Hayat çizgilerle örülmüş desenlerle işlenmiş bir nakış

Kimi uzaktadır seyre dalar kimi yakından eder bir bakış

Ne durmak uzak tutar kötülükten ne de geç kalınmış bir kaçış… 

Güncelleme Tarihi: 03 Mart 2015, 23:11
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER